6~bölüm

155 16 4
                                    

BU BÖLÜMDE İÇ SES OLACAKTIR. DİĞER BÖLÜMLERDE YOKTU AMA BU BÖLÜMDE VAR. HADİ İYİ OKUMALAR

Sabah uyandığımda güneş daha tam doğmamıştı. Hava da hafif karanlıktı. Erken kalktığımı anlayıp tekrar uyumaya çalıştım ama olmadı. Saate baktım ne! daha saat 7:35 neden herzaman böyle oluyor. Uykumun en tatlı yerinde uyanmıştım. Yatakta vakit öldürmektense ben en iyisi kalkıp bir kahvaltı hazırlayayım. Bir türlü kalkamadım çünkü üstümdeki çarşaf vücuduma dolanmıştı biraz çarşafla cebelleştikten sonra ayağı kalktım derken bu sefer de ayağım yorgan takılmış olmalı ki yere dizlerimin üstüne kapaklandım.
İç ses: biraz dikkatli ol ya ben senin içine nasıl girmişim hayret!
İç sesim saçmalaya dursun ben hem yorgana sövüyordum hem de dizlerimi ovuşturuyordum ama çok acımıştı. Sol dizim morarmış sağ dizim çok az kanıyor ama çiziklerle doluydu. (anladınız siz) o anda baya bir çıglık patlatmıştım ama Elif duymamışki yanıma gelmedi. Bir yandan da ona saydırırken bir yandan da kalkmaya çalıştım, zor da olsa kalkmıştım. Dizimdeki acı çok olduğundan hemen gidip buz koymam gerek ama şimdi büfe açılmamıştır ki hocalar da uyuyodur zaten. Ben acıdan kıvranırken telefonuma bir titreşim geldi ve yere düstü. Bu ne ya bugün benim sakarlık günüm heralde. Telefonumun neden titreştiğine baktım
MURAT GÜLSOY ...favorilere ekledi.
Bu çocuk uyumuyor mu? Nasıl bu saatte favorilere ekliyor demekki Ecem'i düşünmekten uyuyamamış. Telefonu masaya bıraktım. Hemen
lavaboya gittim elimi yüzümü yıkadım ve dizlerimin acısı biraz dinsin diye suyun altına baya bir tuttum. Lavabodan çıktım odadaki puflardan birine oturdum ve telefonla uğraştım. Aklıma
MURAT GÜLSOY seni takip etti. Bildirimi gelmişti. Peki ya nereden bulmuştu benim hesabımı bunları düşünürken sesli düşünmüş olmalıyım ki kafam hızla yapışan yastıktan hissettim. Elif'te uyanmıştı.
-" biraz sessiz olsana manyak". Sonra kendi kendine konusmaya basladı.
- Allahım sen bu kızı benim karşıma nereden çıkarttın. Hafif bir gülümsemeyle tekrar kafasına çekti örtüyü bir kaç dakika sonra bir sessizlik oluştu. Bende bu yastığın hıncını senden çıkarırım arkadaş.

1-2 dakika sonra hıncımı çıkarmak için ayağı kalktım ama dizimin acısı hâla dinmemişti. Zor da olsa Elif'in yanına gittim ve yatağını hızlıca sallamaya başladım:
- Elif elif ! Uyan deprem oluyo. Biraz klışe bir şaka olcak ama olsun.
- Oo telaşla ayağı kalktı koşa koşa kapının önüne doğru koşmaya başladı. Sonra birden durdu. Arkasını döndü ukala ve pis bir sırıtış attı ve sonra bana doğru hızlıca adımlarla geldi.
- hayır sakın! Yapmıycaksın değil mi?
Birden üzerime atladı ve hem gıdıkladı hemde bir yandan konuşuyordu.
- Sen misin benden hıncını çıkaran he!
- tamam dur yapma!
Bir yandan gülüyordum bir yandan da dizimin acısı artmıştı. Birden dizimde ki o yarayı ve morlukları gördü. Yüzünü hafif buruşturdu ve:
-noldu sana?
- sabah kalkarken yere düştüm! Yüzümü ekşiterek.
- niye yarabandı yapıştırmadın? Bekle hemen getiriyim ben. Sen otur.
Demiştim ya ikinci annem gibi.

BENİMKİWhere stories live. Discover now