BÖLÜM 6: İstenmeyen.

1.2K 97 68
                                    

Multi; Emre

"Duru hadi ama ya! Bütün gün yatamazsın!"

Kulağımın uzun süre işitme görevini yerine getiremeyeceğini düşünürken söverek yataktan kalktım. Nehir'i eve kim aldı hiçbir fikrim yoktu ama bu saatte burada olmasının bir nedeni olsa iyi olurdu yoksa elimden çekeceği vardı.

"Nehir lütfen." dedim yataktan hafif doğrulup gözlerimi ovuştururken. Ayakta durmuş iki eli belinde bana bakıyordu. Sarı saçlarını maşayla dalgalandırmış, hoş bir görünüm kazandırmıştı. Üzerindeki mavi elbiseyle gerçekten çok güzel duruyordu. Bir an kendimden utandım.

"Ne lütfen ne? Bak bugün biraz alışveriş yapalım kendine gelirsin. Alışveriş her derde devadır."

Ters ters "Beni kendinle karıştırma." deyip geri yattım. Yorganı başımı da örtecek şekilde üzerime çektim. Ama uyuyabildim mi? Tabi ki hayır. Çünkü Nehir yorganı tuttuğu gibi üzerimden çekti.

"Nehir seni gebertirim!" diye cırladım.

"Beni gebertmek için önce cesedimi çiğnemen lazım." dedi. Dedikten birkaç saniye sonra yüzünü buruşturdu. "Olmadı bu sanki."

Oflayarak yataktan kalktım. "Diğerleri oluyormuş gibi konuşma."

"Arada oluyor." Gözlerimi devirdim.

"Gitmek istemiyorum."

"Bak biraz gezmek iyi gelir. Hem Emre falan da gelecek." Emre'nin adını duyunca bir an yüzüm asılsa da hemen toparladım.

Çaresizce "Pekâlâ." dedim. Uyuşuk adımlarla banyoya giderken içimden Nehir'e bir kez daha küfür ettim.

***

Kısa bir banyodan sonra dolabımın karşısına geçtim ve ne giyecek bir şey aramaya başladım. Genelde pantolon giydiğim için çok elbisem yoktu. Fiziğimin güzel olmadığını düşünüyordum.

"Bunu giyeyim mi?" Nehir bana döndü. Elimdeki kot ve tişörtü görünce alıp yatağın üzerine attı. "Elbise giy bence." deyip dolabımın en sağ kısmına astığım pudra pembe elbiseyi çıkardı. Geçen yaz almıştım ama neredeyse hiç giymemiştim bu elbiseyi. "Tamam." deyip elinden aldım ve banyoya gittim. Hemen üzerimdeki bornozu çıkardım. İç çamaşırlarımı giydikten sonra elbiseyi üzerime geçirdim.

Banyodan çıkıp odamdaki boy aynasından kendime baktım. Biraz... Garip durmuştu. Boyu dizimin üzerindeydi ama öyle abartılacak bir kısalığı yoktu. Islak saçlarım iyi yanımdan omuzlarıma dökülmüştü. Nehir bana bakıp güldü. "Çok güzel olmuş." gülümsemeye çalıştım. Havluyla saçlarını kuruttum. Tam kurumamıştı ama hava sıcak olduğu için fazla uzun sürmezdi. Elbisemin ön tarafı fazla açık değildi ve kolları kalın askılıydı. Nehir hala bana bakarken gözleri kolumda takılı kaldı.

"Duru senin koluna ne oldu?" dedi dehşetle. Umursamaz hareketlerle saçımı taramaya başladım. "Kapıya vurdum önemli değil." dedim. Neyse ki oda fazla uzatmamıştı. Aklıma direk Yağız gelince zaten bozuk olan moralim iyice düştü. Kolumdaki izden dolayı onu suçlamıyordum. Kendini kaybettiği zaten belliydi ve sonrasında çok pişman olduğunu gözlerindeki ifadeden anlamıştım. Benim kızdığım bana hiçbir şey sormadan direk yargılamasıydı.

Sadece Sen Where stories live. Discover now