3: Bilinmeyen Planlar.

1.5K 240 31
                                    

Oy ve yorum bekliyoruum
•••

"Lütfen saygısızlığımı bağışlayın majesteleri, sizi tanıyamamış olmak tamamen benim kusurumdur."

Jisung, yaşadığı bu utanç verici durumu toparlamaya çalışarak elinden gelen en içten haliyle yere kadar eğildi ve doğrulduktan sonra başını kaldırmadı. Ellerini önünde birleştirmiş şekilde karşısında onu izleyen prensin bir şey söylemesini bekliyordu.

"Bunlara hiç gerek yok Bay Bang. Bu derecede bir resmiyeti ve statü farklarını oldum olası sevmemişimdir. Herkesten kaçıp bu gizli yere gelebildiğinize bakılırsa sanırım siz de benimle aynı düşüncedesiniz?"

Bakışlarını ellerinden çekip kafasını kaldırdı ve kendisine nazikçe gülümseyen genç adamla gözlerini buluşturdu.

"Öyle, majesteleri. Gereği olmayan sohbetler ve gerçek olmaktan uzak davranışlar beni hep bunaltır. Amacım size ait olan bu yere bu şekilde gelmek değildi, ancak böyle bir güzelliği görünce geri dönmek istemedim."

Bu sırada prens, Jisung'un daha önce oturduğu ağacın dibine yerleşti ve elini davet eder gibi omegaya uzattı. Yanaklarının yanmaya başladığını hissetse de duruşundan taviz vermeden kendisi için uzatılan eli tuttu ve yapılı bedenin yanına düzgün bir şekilde oturdu.

"Sizden farklı olduğumu söyleyemem, bu yerin güzelliğini zaten bilmeme rağmen bir de sizin gibi büyüleyici bir omega görünce kendime engel olamadım. Umarım haddimi aşmıyorumdur."

Gelen iltifatla (?) daha da kızarırken dudaklarına hakim olan gülümsemeyi saklayamamıştı. Bir an, aklına gelen şeyle alfaya döndü ve onu bir süre inceledi. Kendisinin sezonun elması olduğunu bilip bilmediğini merak etmişti.

Ancak sonra, bunu sormanın uygunsuz olabileceğini düşündüğü için sorgulamayı sonraya bıraktı.

"Aksine, majesteleri. Güzel sözleriniz beni çok mutlu etti. Fakat sanırım gitme vaktim geldi, her ne kadar burada bulunmak çok hoşuma gitse de birilerinin bizi bu şekilde görmesi pek de hoş bir durum olmaz. Bana eşlik edip vaktinizi ayırdığınız için teşekkür ederim."

Bir kez daha saygıyla eğildi, son defa ayaklanmış ve kendisine karşılık eğilen alfaya gülümsedikten sonra geldiği yolda ilerlemeye başladı. Prensin bakışlarını sırtında hissederken göremeyeceğini bildiği için sırıtmaya devam ediyordu.

Etkilenmişti. Ve biliyordu ki, kendisi ne kadar etkilendiyse prensi de bir o kadar etkilemişti.

Tekrar kalabalık alana girdi. Annesi ile Minseok, birkaç kadınla keyifli bir sohbet içerisinde gibi görünüyorlardı. Yokluğunun fark edilmediğini umarak yanlarına gitti. Yüzündeki küçük gülümseme ve dik duruşuyla yine yanından geçen herkesin dikkatini çekmişti.

"Merhaba Bayan Kim, sizi burada görmek ne hoş. Leydi Jisoo, umarım güzel bir gün geçiriyorsunuzdur."

Jisung, annesiyle sohbet eden iki omeganın, o yanlarına gittiği zaman veda bile etmeden oradan ayrıldıklarını gördü. Övgü aldığı ve imrenildiği kadar, onun elmas seçilmesine dayanamayan ve kin besleyen kişiler de vardı. Bunun farkında olduğu için sesini çıkarmadı ve yaptıkları saygısızlığı görmezden geldi. Bu tür omegalar yerine kendisinin gözde seçilmiş olması onu sevindiriyordu.

İlk gün özgüvenini kaybetmiş olsa da şimdi görüyordu ki, Jisung oradaki omegaların neredeyse hepsinden daha iyiydi.

Düşüncelerini bir kenara bırakıp ilgisiz görünmemek için en azından annesi ve diğer kadınlar arasındaki sohbeti dinledi. Meydandaki terzinin diktiği elbiseler hakkında konuşuyorlardı ki bu, Jisung'un pek de dikkatini çeken bir konu değildi.

Dakikalar sonra, sohbetleri nihayet bitmiş ve diğer kadınlar onlardan uzaklaşmıştı. Jisung, annesi ve Minseok ile tekrardan kendi aralarındaki sohbete katılmıştı.

"Kraliçe, yakın zamanda seninle özel olarak görüşmek isteyecektir Ji. Diğer hanımlardan duyduğuma göre kraliçe Lee'nin, gözdesi olarak seçtiği omegayla ilgili bir takım plan ve istekleri varmış."

Minseok, Bayan Bang'ın söylediklerine katıldığını belli ederek kafasını salladı.

"Ben de bu tür şeyler duydum. Herkes bundan bahsediyor ve şahsen ben de kraliçenin planını merak ediyorum," dedikten sonra etrafta onları duyabilecek birinin olup olmadığına baktı ve anne-oğula doğru eğildi.

"Bana kalırsa yaptığı bu plan oğlu için. Prens Lee Minho. Veliaht olmasına rağmen hala bir omegası yok ve kraliçenin sağlık durumu ortada. Üstelik bir kardeşi, yani onun yerine krallığı yönetecek biri de yok. Prens Lee eşlenmemiş bir alfa olduğu için tahta geçemez ve bu herkes için ciddi sıkıntılara yol açabilir." Diye sözüne devam edip kafası karışan omegayı aydınlattığında, annesi sesindeki korkuyu gizlemeden atıldı. "Halk isyan eder, birkaç güne tüm krallık parçalanır."

Tüm bunları duyduğunda Jisung'un da içini hafiften korku kaplamaya başlamıştı. Konuşulanlar bir yana, annesi ve Minseok'a prens ile tanıştığını söyleyemezdi. Mühürsüz bir omega ile alfanın baş başa olduğu birinin kulağına gittiği anda eşlenmek zorunda kalırlardı. Üstelik annesi ve abisinin de bunu isteyeceğini tahmin etmesi zor değildi.

"Şimdilik bunları unutalım ve neler olacak görelim. Kim bilir, belki prens bu sezon bir omegayla ilgilenir."

•••
Selamm bölüm biraz kısa oldu, üzgünüm :<

Küçük bir bilgilendirme yapmak istedim, omegaverse evreninde geçse de ben bununla ilgili kavramlardan genel olarak bahsetmediğimi fark ettim. Yani fic omegaverse olayından çok bridgertondan esinlendiğim kurguya odaklı, umarım anlatabilmişimdir hehe

Sonra görüşürüz~

Favorite of the Lee's, MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin