10: Balkon Konuşması.

853 134 90
                                    

At yarışının üzerinden neredeyse bir hafta geçmişti. Bu süre içerisinde Jisung evdeki işleriyle ilgilenirken Minho, yakında halkına yapacağı konuşma için hazırlanıyordu.

Fazlasıyla heyecanlıydı fakat tabi ki bu heyecanının sebebi halkının karşısına çıkacak olması değildi, duyuracağı konuydu.

Alfanın bir süredir beklediği gün gelmişti. Beta hizmetçilerinin yardımıyla sade ve bir o kadar da şık olan kıyafetlerini giyerken, bir yandan da yapacağı duyuru hakkında cümlelerini son kez kafasında toparlıyordu.

"Hazırsınız majesteleri," dedi beta kadınlardan biri prensin tacını düzelttikten sonra. El yordamıyla saçlarının iyi olduğundan emin olan alfa heyecanını dizginlemek adına derin bir nefes aldıktan sonra yaydığı feromonlarını bastırmış ve şovalyelerin açtığı kapılardan çıkmıştı.

Komşu krallıklar da davet edilmişti. Halka yapacağı duyurudan sonra diğer aileler ile bir akşam yemeği yenecekti. Bu sebeple sarayda bir koşuşturma hakimken prensi gören tüm hizmetçiler yavaşlıyor, taşıdıkları malzemelere dikkat ederek eğiliyor ve tekrardan hızlıca yürümeye devam ediyorlardı.

Uzun zaman sonra ilk defa diğer krallar ve kraliçelerin olduğu bir yemeğe katılacaktı. Bir süredir her şeyden kaçıp küçük bir krallıkta halktan biri gibi yaşamını sürdürse de sonuç olarak geri dönmüştü ve herkesin ona bir şeyler soracağından emindi.

Elbette kısa süre için kaçmış olsa da bu süre içinde yakın arkadaşlarıyla konuşmuştu. Düzenli olarak mektuplaştığı Kral Seo Changbin onu bir an bile yalnız hissettirmemişti.

Changbin'in de davetli olması Minho'yu rahatlatıyordu. Akşam yemeğinden sonra herkes odasına çekildiğinde arkadaşı ile küçük bir kaçamak yapmayı iple çekiyordu alfa.

Bahçeye çıktığında art arda duran at arabalarına göz gezdirdi. Changbin henüz gelmemiş olsa da, en az arkadaşı kadar sevdiği kişi gözüne takıldığında vakit kaybetmeden yanına adımladı. Abisinin yardımıyla arabadan inen omega, tanıdığı kokuyu duyduğu anda hızlıca toparlanmış ve karşısındaki bedene sıcak bir gülümseme vermişti.

Hafifçe reverans yaptığında alfanın kaşlarını çatması kıkırdamasına sebep oldu. Prens, onun önünde eğilmesinden ne kadar hoşnutsuz olsa da Jisung'un mükemmel bir omega olarak kurallara bağlılığı yüzünden sesini çıkaramıyordu. Tek yapabildiği bu şekilde kaşlarını çatmaktı fakat portakal kokulu omegasının kıkırtılarını duyduğu anda hemen yüz ifadesi düzeliyor, istemsizce gülümsemeye başlıyordu.

"Hoş geldiniz Kont Bang," dedi Chan'a hitaben. Omeganın abisi, prense zarifçe karşılık verdi ve izin isteyerek diğer kontlarla görüşebilmek için yanlarından ayrıldı. Bununla birlikte yalnız kalan ikiliden ilk atılan yine Minho oldu.

"Güzel omegam, sen de hoş geldin."

Bu sefer eğilen taraf Prens olunca Jisung şaşkınlıkla etrafına bakındı. Bazı müttefik krallık üyelerinin onlara, özellikle eğilen prense, baktığını gördüğünde utandı. Fakat yine de bozuntuya vermeden gülümseyip "hoş buldum," diyerek karşılık verdi.

Yavaşça saraya doğru yürürlerken "Bugün için heyecanlı mısın?" şeklinde devam etti Jisung.

"Fazlasıyla. Yakın zamanda tahta çıkacağımı duyuracağım," Adımlarını kesip omegaya döndü ve iki elini tuttu, gözlerden uzak bir yerde bahçenin köşesinde duruyorlardı. "Biliyorsun, tahta çıkmam aynı zamanda artık birleşeceğimizin de bir göstergesi."

Yanakları kızarsa da alfanın gözlerinin içine bakmaya devam eden Jisung gülümsemesini silmeden kafasını sallayarak onay verdi ona. Birlikte geçirdikleri vakitler çok kısıtlıydı, belki de diledikleri kadar beraber olamamışlardı fakat gerek de görmüyorlardı. Bir yanda Kraliçe, diğer yanda halk onlara baskı yapıyordu. Zaten alfa ile omega birbirleri için saf bir sevgi besliyorken daha fazla uzatmak her ikisine de anlamsız gelmişti.

Sonuç olarak buradaydılar, birkaç saat içinde tüm krallık rahat bir nefes alacaktı ve haber diğer krallıklara da kısa sürede yayılacaktı.

"Çokça sevilen ve başarılı bir kral olacağına dair en ufak bir şüphem yok." Jisung, avuçlarının içindeki elleri, sahibine güven vermek için sıktı. "Eğer başarılı bir kral olacaksam bu kraliçem sayesinde olur, halkımın beni sevmesi ise ancak sen beni seversen mümkün olur."

Kelimeleri kullanamayacağını hisseden omega sadece gilümseyerek alfanın elini parmağıyla okşadı. Sadece karşısındaki gözlere bakarak onun bütün hislerini görebilen prens, kelimelere ihtiyaç duyduğunu da söyleyemezdi zaten.

"Böldüğüm için affedin majesteleri, fakat tüm aileler ve halk sarayın önünde sizleri bekliyor."

Ellerini ayırdılar. Onlara yolu gösteren uşağı takip ederlerken Jisung, hafifçe yanındaki prensin koluna girdi. Kalabalığın içine girmeden önce son bir kez onu süzdü. Giydiği lacivert kumaş pantolonun üstünde yer alan ve yine lacivert olan ceket, yapılı göğsünün üstünde yer alan kraliyet arması ve kahverengi saçlarının arasına özenle yerleştirilmiş altın taç.

Yaklaşan bedenleri görenler bir bir susmaya başladı, meraklı bakışlar yerini yavaşça hayranlığa bıraktı. Geliyorlardı. Dimdik duruşunun yanında heyecanını gizleyen ciddi yüz ifadesi ile Lee Minho, ve elini onun koluna geçirmiş zarifçe gülümseyen sezonun elması. Bang Jisung.

Mermerden yapılmış beyaz  merdivenlerden çıkıp balkon tarzı yere ulaştılar. Arkalarında tüm soylular çenelerini kaldırmış onlara bakıyordu, aynı şekilde balkonun aşağısındaki halk da onları izliyordu. Her yaştan insan bu gün için özenle hazırlanmış gibi toplanmışlardı, kalabalığın sonu dahi görünmüyordu.

Jisung Minho'nun kolundan ayrıldı ve biraz daha geride beklemeye başladı. Alfa konuşmasını yaptıktan sonra onu taktim ettiğinde yanına gidecekti.

"Geldiğiniz için hepinize teşekkürlerimi sunuyorum. Bu gün, krallığımız adına önemli bir gündür. Tarihi unutmayın sevgili halkım; tam on gün sonra ben, Veliaht Prens Lee Minho, Tanrı'nın bana layık gördüğü görevimi yerine getireceğim."

Cümlesini bitirdiği anda kalabalıktan fısıltılar yükselirken Minho onları susturmak için elini havaya kaldırdı ve devam etti.

"Görevimi yerine getirebilmem için bir engelim vardı, bildiğiniz gibi," Başını hafifçe soluna çevirerek omegasını görmeye çalışırken sırıttı. "O engel artık yok."

Bu sefer tamamıyla arkasını dönüp Jisung'a elini uzattı. Omega olan daveti kabul etti, ve cüsseli bedenin yanında yerini alarak her geçen saniye daha çok ses yükselen topluluğa baktı.

"Veliaht Prens'in müstakbel eşi ve gelecekteki kraliçeniz, Bang Jisung!"  Heyecanla bağıran Minho'ya karşı hafifçe gülümsedi ve tekrardan gözlerini kalabalığa çevirdi. Bir ağızdan çıkıyormuşçasına uyumlu ve coşkulu sesler "Majesteleri çok yaşa!" diye bağırıyordu.

Tekrardan alfasının koluna girdi, içinde güzel hisler vardı.

•••
AY NABEERR

cocuklar cok yorucu birkac ay gecirdim mentalitem gg oldu ama sorun yok hallettim 😍😍

ins bu yaz daha cok yb aticam (yine vaatler evet) 🤭🤭

he bide ben 12.sinif oldum artik on milyon kisiyle kardes kardes giricem sinavima cikicam hayirlisiylan

optummm 😚🙏🏽

Favorite of the Lee's, MinsungWhere stories live. Discover now