8: Küçük Sohbetler.

1.1K 175 36
                                    

Ertesi gün Jisung, sezonun başladığı günden beri bir türlü görüşmeye fırsat bulamadığı Jeongin ile buluşmuştu. Evlerine eşit mesafedeki bir parkta oturmuş, biraz sohbet ederek biraz da etrafta koşuşturan çocukları izleyerek tilki gözlü omeganın yaptığı kurabiyelerden yiyorlardı.

Jisung, elmas seçildiği günden bulundukları güne kadar neler yaşadığını en yakın arkadaşına detaylarıyla anlattı. Ailesinin fikrini almış olsa da onların olaylara biraz daha duygusal baktığını inkar edemezdi. Jeongin, kadeşlerinin ve annesinin aksine büyük resmi görür ve her zaman mantıklı düşünürdü.

"Bana sorarsan bir miktar zorlanabilirsin Sung. Evleneceğiniz netleşinceye kadar herhangi bir sorun yaşayacağını sanmıyorum, ancak evlendikten sonra o yüksek ve kalın duvarların ardında pek az kişinin bildiği bir hayata başlayacaksın."

Bu kısmı daha önce hiç detaylı düşünmemişti Jisung. Bazı anlarda Minho'nun tahta geçmek için sayılı vakti kalan bir veliaht olduğunu unutuyordu. Kaçmaya başlayan hevesiyle başını eğip gözlerini önünde birleştirdiği ellerine dikti. Jeongin ise arkadaşının hemen karalar bağlamasına gözlerini devirip devam etti.

"Kimse elmas seçilip prense eş adayı olarak gösterileceğini öngörmediği için diğer tüm omegalarla aynı eğitimi aldın. Kraliçe olduğunda tüm bu yönetim işlerinde sen de söz sahibi olacaksın, bu yüzden politika ve diğer ilgili şeyleri öğrenmen gerekecek." Dedikten sonra ciddi ifadesini bozup alay dolu bir şekilde sırıtmaya başladı.

"Ama çok da gözünü korkutma, Prens Minho ile sırtın yere gelmez."

Kaşlarını çattı Jisung, arkadaşının ne demek istediğini anlayamadı. "Ne demek o?"

"Şu demek güzel omegam," deyip uzun parmaklarıyla diğer oğlanın alnına bir fiske attı. "Anlattıklarına göre bu zamana kadar bir omegayla bile samimi görülmeyen prensimiz senden hoşlanmış. O varken korkmana gerek yok, sana istemeyeceğin kadar yardımcı olacaktır."

"Gören de prensi yakından tanıdığını sanır," diyerek kafa buldu Jisung, sonrasında ise tamamen farklı bir konuya daldı.

"Hey, abimle aranızdaki meseleyi hallettiniz mi?"

"Ah, şu konu..." Ensesindeki saçlarla oynamaya başladı Jeongin, biraz sıkıntılı görünüyordu. Diğer omega dikkatle arkadaşını dinlerken bir yandan önlerindeki kurabiyelerden yiyordu.

Tabi Jeongin'in söylediklerinden sonra, yiyebildiği pek söylenemezdi.

"Sanırım evime gelecek, görüşmeye." Hemen ardından göz göze olduğu omegadan kaçırdı bakışlarını. Her ne kadar yakın arkadaş olsalar da Jisung, bahsi geçen kişinin kardeşiydi; elinde olmadan utanıyordu.

"Ne, ne demek görüşme? Bildiğimiz görüşmeden mi söz ediyoruz? Hani şu taliplerle olan görüşme?"

Arkadaşının tepkisi üzerine dudaklarını birbirine bastırıp başıyla onayladı Jeongin.

Sezonun başladığı ilk günlerde, omega ve Chan arasında küçük bir yanlış anlaşılma yaşanmıştı. Sadece isim olarak tanıdıkları bir alfa, Jeongin ile görüşmek istediği hakkında bir mektup yazmış ve bu mektubu omegaya iletmesi için Chan'a vermişti; sonuç olarak Jeongin, Chan'ın kardeşinin en yakın arkadaşıydı.

Omeganın annesi, evinin önünde elinde mektupla duran Chan'ı gördüğünde ise açıklama yapmasına fırsat bile vermeden hemen içeri davet etmişti alfayı.

Olayın aslı anlaşıldığında Jeongin hayal kırıklığına uğramıştı. Yanlışlık, sadece birkaç gün sürmesine rağmen genç adam bazı hayallere kapılmıştı.

Fakat sonrasında, tam olarak önceki gün,
Chan tekrardan çıkagelmiş ve bu sefer kendi adına omegaya talip olmuştu. Jeong, alfanın neden fikir değiştirdiğini bilmiyordu. Jisung da dahil olmak üzere çok fazla kişiden Bang Chan'ın bir eş istemediğini ve kimseyle izdivaç yapmadığını duymuştu.

Kafa karıştırıcıydı, ancak böyle olması onu daha mutlu ettiğinden sorgulamıyordu. Alfayı yıllardır tanıyor olmanın da verdiği güven vardı Jeongin'de, kötü bir niyeti olabileceği ihtimali aklından bile geçmiyordu.

"Akşam herkesi salona toplayıp bu konuyu açmalıyım, eminim annem hariç kimse bilmiyordur. Tanrım, Nayeon noona ve Hyunjin bunu duymalı!"

Kıkırdadı Jisung. Şu zamana kadar hep Chan onunla dalga geçmişti, şimdi sıra kendisindeydi. Ve hadi ama, talip olduğu kişi onun en yakın arkadaşıydı, ister istemez heyecanlanıyordu!

Jeongin sesini çıkarmadan etrafa bakınıyordu. Jisung'un ani ve aşırı tepkilerine çoktan alışmıştı, abisi Hyunjin ile bir araya geldiklerinde yıkım etkisi oluşturduklarından dolayı omeganın şu anki halleri tilki gözlü için hiçbir şey sayılırdı.

"Oh, söylemeyi unuttum," Diyerek kendi kendine söylendi Jisung, heyecanını dizginlediğinde. Arkadaşının dikkati kendisinde olduğunu anladığında devam etti.

"Prens Minho, dün haber gönderdi. Beni iki gün sonra düzenlenecek olan yarışlara davet etti, ilk kez sosyetenin içine birlikte çıkacağız."

"Vay canına, prens hiç vakit kaybetmiyor." Dediğinde ikili kıkırdadı, ikisinin de içlerinde kendi gelecekleri hakkında iyi hisler vardı.

•••
SELAAAAMMMM

Nasilsiniz iyi misiniz ben yasiyorum cok sukur

Cok fazla kisi ficin devam etmeyecegini dusunmus bu yuzden bi toparlanayim artik yani dedim

Sik sik bolum atmak icin cidden ugrasacagim, bu surede sizin de yorumlarinizi bekliyorum cunku hepinizle tanismak iletisime gecmek istiyorum hehehehehe

Muhtemelen kitabi unutan cok kisi var uzgunum vallahi ne diyim

Onumuzdeki haftanin full sinavlarla dolu olmasina ragmen benim yb yazmaya baslamam cok ozel

Soylemek veya sormak istediginiz bisi varsa biliyosunuz her zaman acigim optum yanaklarinizi

Favorite of the Lee's, MinsungWhere stories live. Discover now