0.9

29.6K 2.1K 649
                                    

Nedensizce tabaklarda gözüm kaldı... Bence git gide tabak çanak meraklısı anama benziyorum kdkdld

Deliha'nın üzgün surat ifadesinden yaparak annemin verdiği tabakları masaya taşırken annem üzerime bir bakıp sen yok, sen hayır demeye çalışmıştı zannımca.

Üzerime annemin basma etek dediği ama benim çok sevdiğim mavi üzerine beyaz çiçekli eteğimi giyip üzerine de beyaz sweat gitmiştim. Anneme göre düzgün değildi ama ben seviyordum.

Ne yapayım tuvalet mi giyeyim?

Omuz silkerek masayı düzenlemeye başladığımda babam da içeri girmişti ve üzerindekiler göz yaşartacak cinstendi. Normalde atlet, pijama gezen babamın bir kravat takmadığı kalmıştı.

Sanki görücüye çıkaracağız adamı, özene bak!

İçimden tövbeler çekerak göz ucuyla babama bakmaya devam ederken babam da bana dönmüştü. Sanki kırk yıllık yabancıymış tavırlarına anlam veremesem de bozmadım adamcağızı.

"Kızım etek giymeye üşenmedin mi? Eşofmanını giyseydin, olmamış böyle."

"Değil mi baba, bence de öyle yapmalıydım ama ayıp olur şimdi. İyi böyle."

Babam tövbe çekip, "Hanım bir ben mi anlamıyorum Asel'i? Daha dün namaz kılmaya kaç para saydığı feraceyle gitti şimdi basma etek giyiyor." dediğinde somurtup kollarımı birbirine bağladım.

Üzerime doğru baktığımda özenli durmadığımı ben de görüyordum ama özenli görünmek istemiyordum. Eğer teravih'te imamı görmeseydim şimdi özenebilirdim iyi imaj çizmek için ama yanlış anlaşılmak da istemiyordum.

Sonuçta mavi boncuk dağıtan kalbim Hamza hocaya da boncuğunu uzatmaya meylediyordu ve şu an bu yüzden geriliyordum.

Ne olurdu adam beni düşürecek tipte olmasaydı?

İç sesime göz devirip koltuğa oturdum. Zaten annem de yemekleri ısıtıyordu, iş kalmamıştı. Şimdi ailemle aynı sofrada yiyecek olmamız da beni germiyor değildi. Sen git konuş adamla o kadar yaşlı adam diye, gelsin gencecik çıksın.

Suç bende miydi? Belki biraz ama suç yine müftülükteydi. Hayır git ata emekliliğe merdiven dayamış amcalarımı sonra gönder maşAllah dedirten adamı. Oluyor mu?

Olmuyor tabi!

Zil çalınca annem telaşla koşturmaya başlamış, bsbam aynadan tipine bakmış, bana da kapıyı açmak düşmüştü. Peşim sıra gelen ailemin heyecanı bana da bulaşırken belli etmemeye çalışarak kapıyı açtım.

Başım yerdeydi ama ayakkabılarını çıkartarak eve girdiğinde başımı kaldırmış kenara çekilmiştim. O ise bana bakmak yerine annemle babamla selamlaşmıştı. Bundan istifade kenardan geçecekken babamın sesiyle attığım adım havada kaldı.

"Kızım Asel, sana da sorularını sormaya başlamış gerçi biliyorsundur az çok ama."

Hamza hoca cevap vermeyince başımı kaldırıp ona doğru baktığımda onun da benden tarafa döndüğünü fark ettim. Gözlerimiz çakışınca aynı anda çekip yere bakmaya devam etmiştik.

Gerginlikten kemirdiğim dudaklarım, inşAllah gün sonu yaşamaya devam edersiniz. Amin.

"Evet, meraklı biraz."

Bu konuşma ne zaman bitecekti? Bitmezse ben düşüp bayılabilirdim çünkü Hamza hocanın ifadesi şaşırdığını belli ediyordu. Sonradan toparlamıştı ama anlamıştım. Beni daha küçük sanıyordu.

Ben de olsam 23 yaşında olduğuma inanmazdım gerçi ama yine de yaşımı göstermediğimi düşünüyordum.

Benden iki yaş büyük kızın gelip bana abla demesi olayını araya karıştırma zihnim, gerek yok.

İçeri geçip masaya oturabildiğimizde Hamza hoca çaprazımda kalıyordu. Karşımda olmadığına şükürler ederkem dikkatimi masada bana göz kırpan yemeklere vermeye çalıştım. Zira hâlâ gerginliğimi atamamıştım.

En son o kişinin kendisi olup olmadığını sorduğunda biraz kendimi açık etmiştim ama yine de daha önceden yazdıklarım beni utandırıyordu. Sonuçta daha önce hiç böyle olmamıştı ve bundan sonra nasıl olacaktı sorusu da meydandaydı.

Bir daha soru soracak mıydım?

Hiç konuşmamayı mı tercih edecektim?

Bir şey söyleyecek miydi acaba?

Göz ucuyla eşarbımın yanından bakmaya çalıştığımda babamla konuştuklarını görüp rahatladım. Beni umursar gibi bir hâli yoktu şu an, benim gibi gergin hiç durmuyordu. Belki de ben fazla büyütüyorumdur emin değilim.

Annem bana doğru yaklaştığında etrafı inceler gibi yapıp eşarbımı düzelttim. Annem gerçekten radar gibi kadındı, navigasyon abla yanında ayıp etmiş.

"Asel? Rahatsız mısın yavrum, elin titrer gibi oldu sanki. Oruçtan mı oldu ki, miden mi bulanıyor?"

"İyiyim ya, yemek yiyince düzelirim."

Yalan söylememek için verdiğim çabayı ayakta alkışlarken okunan ezana şükürler yağdırıp kaşığı elime aldım. Tabi annem elime vurup gözleriyle dua etmeye hazırlanan hocayı göstermeseydi.

Kaşığı aldığım gibi bırakıp ellerimi açtığımda Hamza hoca duasına başlamıştı. Dua bitti sanarken bana doğru kısa bir bakış atmış ve duasını bitirmişti.

"Haramdan uzak kalmayı nasip et Allah'ım."

Buradaki haram ben miydim, bana atıf var mıydı?

Yeni beyin fırtınaları is loading...

Kesssstiiikk! Bölüm hakkındaki düşünceler?

Hamza size Asel'i mi kastediyordu?

Asel'in gerginliği vs Hamza'nın rahatlığı kdkdkkdkd

E ikisi de birbirini gördü, bizi neler bekler acabaaa?

Allah'a emanet olun! Sevgilerimle ☘️

İmam Sorunsalı | Texting ✓Onde histórias criam vida. Descubra agora