4.7

17.4K 1.3K 165
                                    

Final'e son üç :')

Bu arada teyzeler tarafından utangaç ve de sessiz ilan edildim ah be teyzler, içim sizi dışım beni yakar sjskks

"Hamza koş Hamza! Allah'ım galiba beyaz ışık geliyor, Hamza yetiş kurtar beni."

Sabah saatleri olmasına rağmen gereğinden yüksek çıkan sesim nedeniyle inşAllah komşular kapımıza dayanmazdı ama bu da can sonuçta patlıcan değil ya.

"Asel?"

"Hamza al şunu al al al. Öldürecek bu beni."

Hamza içeri girip ona uzattığım bacağıma baktığında muhtemelen yeni uyandığından olayı kavrayamamıştı. Halbuki bacağıma konan arı hayliyle büyüktü. Arı beni öldüredursun kocam bana boş boş bakıyordu.

"Asel arıdan bahsettiğinin farkındasındır umarım?"

"Adımın Asel olduğu kadar Hamzacım ama alsana artık. Valla tahtalı köye doğru adım adım ilerliyorum şu an."

Hamza gülmemek için dudaklarını birbirine bastırarak eline aldığı peçeteyle arıyı kovalarken ben gözlerim yarı açık yarı kapalı olayı izliyordum. Kendimi sıktığım için başım ağrıyacaktı sanırım ama tek derdim arıydı şu an.

"Ultra tehlikeli yaratığı başarıyla imha ettim."

Utanmaz bir de dalga geçiyordu.

"Hamza bir şey soracağım. Senin mahzun ve mağdur karınla bu şekilde dalga geçmen caiz midir? Peki ya benim senin saçlarını yolmam caiz midir?"

"İkisine de bir cevabım yok."

"Benim arıkofobim var tamam mı? Korkuyor olabilirim, sen de bulmuşsun garibanı oh."

Arıkofobi kafamdan uydurduğum bir şeydi ama Hamza'nın bunu anlayacağını düşünmüyordum. Sonuçta bir sürü fobi vardı hangisini aklında tutaak öyle değil mi? Bir kere imamın fobilerle ne işi olsun bir Allah korkusu yeter.

"Onun adı arıkofobi değil apifobi canım eşim ama yine de seni bozmuyorum. Ayırca niye dalga geçeyim Asel'im, sadece çok tatlı duruyordun az önce."

İmam adamın fobiyle işi olabilirmiş, kısa vadede kapak oldum.

Ayağa kalkıp üstümü başımı silkeledikten sonra zıplayıp Hamza'nın burnuna ufak bir öpücük bıraktıktan sonra ayaklarımın üzerinde sabit durup sırıtarak ona baktım. Hâlâ tam alışamamıştık bu olaylara.

"Şimdi de sen çok tatlı duruyorsun."

Koşturarak odaya gidip bugün okul mezuniyetine gideceğimizden üzerime geçen gün aldığımız siyah kolları balon kol elbisemi giydim. İlk defa çiçeksiz bir şey almanın tuhaflığını yaşıyordum.

Evet evet fazla olgunlaştım ben... Kapının önünde duran Kayulu terliklerimi göz ardı ediyoruz.

Başıma siyah şalımı takarken içeri giren Hamza bana bir bakıp sonra kendine gömlek çıkartırken durup bana tekrar dönmüştü.

"Bu kadar güzel duracağını düşünmemiştim, acaba basma eteklerinden birini mi giysen? Yok ya da bu kalsın, bugün sana baktıkça sevap kazanırım artık."

İltifatıyla gülümseyip şalımı bağlamayı bitirdiğimde ikimiz de hazır olarak evden çıkabilmiştik. Mezuniyete eşimle gidiyor olmak garipti. Aslında mezuniyeti eski okulumda yapabilsem benim için daha iyi olurdu ama yine de üniversite bittiği için mutluydum.

Huriyegül canımdan bezdirmiş olsa da...

Kampüse girdiğimizde heyecanla sağa sola bakınıyordum. Kendi bölümümü bulduğumda onların durduğu tarafa ilerleyip ağaçlardan birinin altına oturduk.

"Eee nasıl, heyecanlı mısın?"

"Offf nasıl hem de. Şu kepi ne zaman atacağız ki? Sırf kep atacağım diye geldim hele bir vermesinler."

"Verirler verirler."

Hamza şalımdan çıkan bir kaç saçı düzeltirken başımı yana doğru eğip ona baktım. Ona da bana aynı şekilde baktığında gülüp ellerine vurdum.

"Ya güldürmesene, şu an mezun biri olaral ciddiyet sağlamaya çalışıyorum. İmajım var benim bu alemde."

Biz kendi aramızda konuşurken tören başlamış, başkanlar falan derken bir sürü insan asla dinlemek istemediğim ama dinlemek zorunda olduğum konuşmalar yaptı. Birinci seçildi ki eski okulumda bölüm birincisi bendim, sanırım orada mezun olmak daha iyi olabilirdi.

En son kep törenine geçtiğimizde Hamza'ya on defa beni çekmesini söyledikten sonra arkadaşların yanına geçtim. Kepi atacak ama yere düşmeden tutacaktım. Kendi kepimi götüreyim bari eve, aramızda bir bağ oluştu o kadar.

Herkes kepi attığında ben onlarınkinden biraz sonra atıp sırıtarak düşmeden yakaladım. Kepi tekrar başıma takarken okul hayatıma veda ettiğim için mutluluğum hat safhadaydı. Bir daha okula gelen adam değildir.

İnsanların arasından sıyrılıp koşarak Hamza'nın boynuna atladığımda Hamza'nın yanında başka tanıdık yüzler görünce şaşkınlıkla Hamza'dan ayrıldım.

"Anne? Baba? Ablaa!"

Haydi herkesi anladım, ablam niye burada?

''Kızımın mezuniyetine gelmeyeceğim de ne yapacağım? Uçaktan iner inmez koştuk geldik ama anca kep törenine yetişebildik kızım."

"Olsun olsun. Gelmeniz yeter."

Bu sefer onlara da sarıldığımda toplu bir fotoğraf çekinmiştik. Normalde üç kişiyi sığdırdığım aileme katılan yeni bir kişi baktıkça kalbimi çarptırıyordu. Fotoğraf çekinirken ona dönmemle o da bana dönmüştü.

Fısıldayarak, "İyi ki varsın," dediğimde o da fısıldayarak, "Sen de iyi ki varsın," demişti.

Ömrüm boyu gözlerimin arayacağı biri olmuştı benim için. Nereye gitsem onu arayıp, onun yanımda olmasını isteyeceğim biri.

Kesssstiiikk! Bölüm hakkındaki düşünceler?

Asel de şu okulu bitirdiğine göre rahatlayabiliriz ksksks çok şükür elhamdülillah

Asel'in ablası göz yaşartıyor :') aynı kuzenim kocası da kocası...

Diğer bölüm arkadaş grubu ile text olacak son iki bölüm zaman atlaması olabilir ;)

Allah'a emanet olun! Sevgilerimle ❣️

Instagram: @geceandchocolates



İmam Sorunsalı | Texting ✓Where stories live. Discover now