1. BÖLÜM

626 467 20
                                    

ŞARKI: Anlamam nedenini, üzmüşler bebeğimi...

YORUM VE OY KULLANMAYI UNUTMAYIN

2.bölüm de görüşmek dileğiyle 🌹

1.BÖLÜM

Geçmiş, sadece sana yaralı izler bırakmak için vardır.

"En sevdiğiniz renk nedir?" Diye sordu Firuze Hoca. Elimi kaldırdığımda hocanın işaretiyle söz hakkı aldım.

"Siyah." dedim düz bir sesle. Firuze hocanın bu cevabıma karşı kaşlarının çatıldığını görebiliyordum.

"Neden siyah Aylin?" Dedi Firuze Hoca. Masanın önüne yavaşça gelerek kollarını göğsünün altında tuttuğu sırada sınıfın, özellikle kuzenim Mert'in gözleri üzerimdeyken elimdeki Kalemi ağır hareketlerle çevirip konuşmaya başladım.

"Çünkü herkesin içinde siyahı seven asi bir yaratık vardır. Siyah karanlığın, acımasızlığın rengidir ve çoğu insanda o karanlığı saklamak için toz pembe yalanlardan hareketli renkler seçerler. Ama bu onları kandırmacadan başka bir şey değildir siyah, insanı en iyi bir şekilde çıkaran renktir." Firuze Hoca derin bir nefes alıp söylediklerimi kafasında tartmış olacak ki bir süre boşluğa baktı. Ardından benim cevabımı aldıktan sonra diğer arkadaşlara önce sevdiği renkleri ardından nedenini söyledi. Herkes tek tek söyledikten sonra zil çalar çalmaz arka masadan Maria yanıma gelip konuşmaya başladı.

"Ee bugün ne yapıyoruz Aylin? Diyorum ki bu son derste üniversitenin kambüsüne mi gitsek?" Evet, bu benim can yoldaşım Maria Alekseev. Annesi Rus babası Türk olduğu için adı Maria koyulmuş. Çimen yeşili gözleriyle sarımsı saç rengiyle çok güzel bir kadındı Maria. Önümdeki defterleri çantama koyduğum sırada.

"Sen git, ben gelemeyeceğim."

"Ama ben tek olmayacağım ki Alev ve Ceyhun da olacak." Ah Ceyhun adını duymak istemiyordum çünkü eski sevgilimdi.

"Gelmiyeceğim çünkü o adamın yanına gidiyorum." Dediğimde Maria kaşlarını çatıp başka bir yere bir anlığına baktı ardından gözleri tekrar beni bulduğunda öfkeliydi.

"Ne diye gidiyorsun o adamın yanına." Bu serzenişinde haklıydı. Ama bir şey diyemezdim.

"Bilmiyorum." Diye itiraf ettim. "Gitmekte istemiyorum ama çağırmış önemli olduğunu söyledi." Maria kaşlarının çatıklığını indirdiğinde çantamı bir omzuma takıp ayağa kalkmıştım. Sıramdan çıkıp gideceğim sırada Maria beni durdurdu :"gelmemi ister misin?" diye sorduğunda elimi hayır niyetine kaldırdım ve.

"Sanırım yalnız girsem iyi olacak." Sen bilirsin gibi bir bakış attığında ani bir hızla arkamı döndüğüm sırada kuzenim Mert'i göğsüne çarptığımda hidetke tısladım. "Önüne baksana!"

"Sen önüne bak katilin kızı, bana çarpan sensin." 'katilin kızı' o yaşanılan olaydan sonra lise ikinci sınıftan beri üzerime atılan bir lekeydi. Buradaki insanlar bile adım yerine bu lekeyi tercih ediyordu ama artık alıştığım için umursamıyordum belkide içimdeki kara deliğe bırakıyordum. Sonuçta tüm acılarım o boşlukta değil miydi?

"Çekil şuradan." deyip Mert'i önümden ittiğimde arkamdan seslendi,

"Demek siyahı seviyorsun." Dedi ukalaca. Damarıma basıyordu zaten yeterince bugün gergindim bide bu çıkınca hepten delirecektim. Yüzümü Mert'e nefretle çevirdiğimde.

KATİLİN KIZI (askıya Alındı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin