5:BÖLÜM

437 408 7
                                    

Y+O

5. BÖLÜM

Ateş, barutu yok etti, var etti

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Ateş, barutu yok etti, var etti...

Ateşin her zaman, her şeye gücü yetmişti, demiri bile kırabilirdi, odunu, insanı, barutu dahi her şeyi yakıp yıkacak gücü varken bir tek suya gücü yetmez.

Suyun, gücü neydi?

Kudreti neydi?

Ateşe olan merhameti neydi?

Oysaki ateşi ebedi olarak paramparça yapması gerekirken ona olan merhameti muammaydı. Keşke ateşin, merhametinin küçük bir kırıntısı barutuna ulaşabilseydi...

Evleneli iki gün, on altı saat, yirmi iki dakika olmuştu. Ne ara bu kadar sayar oldum bilmiyorum. İki yabancı bir odada, birbirlerine soğuk bakışlar atmaktan başka bir şey yapmıyorduk. Yaptığımız tek şey emirlerle konuşmak, kısa kesmek, kin kusmak oluyordu. Emir kısmı sadece Alp için geçiyordu çünkü ona emirli bir şekilde konuştuğumda beni sert bir tepkiyle karşı karşıya bırakıyordu ama bu umrumda değildi. Korkmuyorum.

Evelendikten sonra okula gitmedim çünkü hâlâ Maria'ya verilecek hasabım vardı ve bu cesareti kendimde bulamıyordum. Asıl onu nasıl bu evliliğe inandıracağımı dahi bilmiyorum. Ona İzmire kafa dinlemek adına gittiğimi söylüyorum ve bir hafta sonra kız gelip benim nikah şahidim oluyor düğün gecesi bile tek bir kelime etmedi konuşmadı ama kırgın olduğunda hiç belli etmedi ama ben biliyordum onu çok kırılmıştı hemde çok. Bu sesizliği fırtına öncesi kaosu andırıyordu. Okula gitmeliyim ama Alp ne zaman izin verirse o da. Bütün notlarımı arkadaşlarımdan alıyordum. Hiçbir işe yetişemiyordum.

Bu evlilik beni yıpratıyordu ama ayakta durabilmek için çok çalışıyorum alamayacağım, yetiştiremeyeceğim kadar proje alıyorum, tasarım bellegeleri çıkarıyorum, hocanın vermediği konuların maketlerini şimdiden yapmaya başlıyorum, inşaat projelerini yapmaya çalışıyorum, kendi ödevlerim ve daha fazlası... Yani oldukça çok çok çalışıyorum. Ama iyi geliyordu hemde çok, evdeki bireylerle neredeyse hiç görüşmüyorum. Özelliklede yağmur ile. Genellikle gözlerimi Alp'in çalışma odasında, çalışma masasında, üzerimde bir pike ile kalkıyorum. Sonu hüsran ile bitiyor çünkü her yanım tuluyordu.

Ama iyiydi yıkık bir harabeyi taşımak yerine cefa çekmek güzeldi sonunda notlarım çok iyi geleceğinden emindim. Bazı arkadaşlar hocaların gözüne girmem için yaptığımı düşünüyor olabilrilerdi ama ben sadece yıkılmamak için bir bahaneyle ayakta kalıyorum bir dalım olmazsa bir katilin ellerinde son vereceğim noktaya geleceğimi çok iyi biliyordum. Çünkü ben annemin mirasıydım.

KATİLİN KIZI (askıya Alındı) Where stories live. Discover now