3. BÖLÜM

465 427 16
                                    

ŞARKI :The way

Ekrana basarak aşağıdaki yıldızımızı parlatmayı unutmayalım.

Bir sonraki bölüm 4. Bölümde görüşmek dileğiyle

3. BÖLÜM

Bu sefer kaybettim

Zaman denilen akrep ve yelkovan  saatlerce döndüp durdu, günleri, aylara, ayları yıllara çevirip bir oyuncak misali oynadılar. Ama tebrik etmek gerekirdi güzel oynadılar. Rolleri; geleceği bilmemezliğe, geçmişi kül olmuş bir âkibet misali oynamaktı. Geçmiş denilen anılar, ve anıların bir emaresi dahi üzerinde olmayan gelecek ayrılmışlardı. Ateş ve barut misaliydi her şey.

Barut, ateşin altında yanmaya her zaman mahkum bırakılmıştı. Kaçamzdı, yok olmazdı, bağırmazdı. Çünkü ateş barutu var etti. Ateş olmazsa barut bir hiçti, ateşin artık kalan küllerinden bir olgu misali doğar soğuduğunda rüzgarın uğultusun da parçalara dağılırdı hiçbir zaman ateşe serzeniş edemezdi. Yok olup tekrar doğana kadar bir sitemkar olmazdı. Ateş bir kıvılcımdan peydahladığı barutu şimdi akrep ve yelkovanın üzerine ardından kaderime mum misali damla damla akıtacak ve ben bir sitemde bile bulunamacağım.

Peki bu hikayedeki barut kimdi? Ateş kimdi? Kıvılcımı veren vahşet ellerin sahibi kimdi?

Gözlerimi zor bela açabilidğimde güneş tam karşıma geçmiş bütün güneş ışıklarından kaçan çizgilerini benim gözlerime noksan tutmuştu. Kafamı güneşin olmadığı tarafa çevirdiğimde ağzımdaki kuruluğu gidermek için yutkunduğumda ağzımda metalik bir tattan dolayı yüzümü ekşilttim. Saçlarımı kulağımın arkasına aldığım sırada bir yatakta uzanmış bir vaziyetteydim ve ensemde inanılmaz bir ağrı vardı.

"Günaydın." Dedi bir kadın. Kelimesini uzatarak. Kafamı gelen sese doğru çevirdiğimde bu kadını bir yerde görmüş gibiydim ama nerede?

"Kimsin sen? Benim burada ne işim var?" dedim ayaklarımı yataktan sarkıtarak.

"Uzun bir süre misafirimizsin." Dedi sarışın kadın gülerek. Ah şimdi hatırladım dedemlere Alp ile birlikte gelen kadındı. Sahi Alp neredeydi? Benim gördüğüm şeylerde neydi?

"Ne saçmalıyorsun sen?" diye tısladım ensemi tuttarak.

"Dinlenmelisin." Dedi kadın sorduğum soruyu cevapsız bırakıp odadan çıkacakken durdurdum onu.

"Alp nerede?" Dediğimde kız bana döndü ve yüzünde yarım ağızlık bir gülümseme vardı.

"Ne o, çok mu özledin?" Dedi dalga geçermiş gibi. Gözlerimi sıkıca kapattım ve dün yaşanılan olayları hatırlamaya çalıştım.

"Dün gördüm."

"Sen hiçbir şey görmedin." dedi kadın dişlerini sıkıp bana yaklaştığında. Benim gördüklerimi biliyordu. Ayağa kalktığımda her ikimizinde sinirleri yüksek olduğu belliydi. Dişlerimi sıkarak.

"Onları gördüm Alp birisini öldürdü o bir katil ve cezasını çekecek."

"Sana dinlenmelisin dedim ve git yatağında mışıl mışıl uyu beni deli etme Aylin." Sesi tehditkardı ona karşı çıkacağım sırada beni susturdu ve kelimelerimi boğazıma dizdiğinde gülümsedi tekarar. "odanı kilitlemeyeceğim ama eğer kaçmaya çalışırsan benim elimde can verirsin sana baştan söyleyeyim. Gerçi istesen de yapamazsın kafanı çıkardığın gibi korumalar üstüne atlar sana söyledim Aylin." Dedi ve arkasını dönerek odandan çıktı. Benim ne işim vardı burada, burası neresi? Ah!

KATİLİN KIZI (askıya Alındı) Where stories live. Discover now