Yarattığımız 'mutu son' a ulaşmak için hazırlandık.
Bugün adamlar gelecek.
Her şey hazır olunca buluşma saatini beklemeye başladık. Belirtilen saat geldiğinde beklediğimiz kişi göründü.
Bakıldığında tek başına yürüyordu ama tabi ki bu yanlış.
Adamı merdivenlerde bekliyordum. Yüzümde bir maske vardı.
-Merhaba bayım.
Önümüzde durdu ve kafasını salladı.
-Merhaba bayan.
-Lütfen içeri gelin. Sizinle takas etmek istediğimiz özel bilgiler var.
İyice esnafa benzedim.
-Ama gördüğüm kadarıyla orada yalnız olacağım. Sizce de bu biraz tehlikeli değil mi?
-Bayım bize güvenmiyorsanız gelmenize gerek yok. Oysa elimizde sadece mesajda belirtilenler hakkında değil sizin hakkınızda da tonla bilgi var.
-!
-Ve emin olun bunları 'başkaları' ile paylaşmaktan sakınca duymayız.
Maden çatışmasını bildiğimi belirttim. Böylece onu ağa çekeceğim.
-Bu bir tehdit mi?
-Ahh öyle bir şey olabilir mi? Bu sadece bir teklif. Tabi bizimle mutlu bir iş birliği yapıp yapmamak tamamen size bağlı bir seçim.
-Haha siz iyi bir pazarlıkçısınız bayan. Ama bana öncesinde bir teminat lazım. Canımı öylece ortaya koyamam.
Ahh bu adam gerçek bir uzman. O zaman ona biraz avans verelim.
Üç kişi olduğumuzu biliyor. Adamları kontrole geldiğinde bilerek onların bizi farketmesine izin verdik. Böylece tedbiri bırakabilirler.
-Öyleyse neden yanınıza bir adam almıyorsunuz?
Bu sayıyı ikiye çı...
-İki. İki adam.
Biliyordum. Şimdi biraz pazarlık yapıyormuş gibi davranalım.
-Bayım iki sizce de biraz...
-Yoksa anlaşmayı unutun.
Hadi onun kazanmasına izin verelim.
-O zaman ikide anlaşalım.
Adam elini salladı ve iki kişi ortaya çıktı. Orada adam olduğunu biliyordum tabi ama neden bunu durumu kendi lehime çevirmek için kullanmıyorum?
-Bayım tahmin ettiğime göre orada başka adamlarınız da var ama bu sefer de biz dezavantajlı olmuyor muyuz?
-Onları göndermemi istemeyeceksiniz umarım.
-Neden ortada anlaşmıyoruz. Biz de canımıza değer veren kişiler olarak bazı taleplerde bulunabiliriz. İstediğim şey çok değil. Sadece adamlarımızın buradan biraz uzaklaşmasını isteyeceğiz.
-Ne kadar uzağa?
Önceden bahsettiğim gibi Phoenix'in adamları villaya belli bir mesafe uzakta bekliyorlar.
Bu kişileri o tarafa gönderirsek hepsi ani bir saldırıyla ele geçirilirler.
Telefondan harita açtım.
-Bu nokta iyi olmalı hem uzak değil hem de yakın değil.
Adama koordinatları söyledim ve bölgeye kendi telefonundan baktı.
-Olur.
Elini bir kez daha salladı ve etrafta bazı gölgeler oynamaya başladı.
Hawks çoktan adamlara haber vermiş olmalı.
-Öyleyse artık toplantıya başlayabiliriz değil mi?
-Evet.
-Lütfen buradan buyurun.
Phoenix garip bir şekilde çok sessiz. Sanırım kişiyi gözlemliyor.
Bu bizim gibilerin sıklıkla yaptığı bir şey. Avını yakından tanımak onu yakalamanın kolay yoludur.
Örneğin kişi üç kişi olduğumuzu biliyordu ama üç koruma yerine iki tane aldı. Bu da demekki adamlarına güveniyor.
Aynı zamanda bir noktaya kadar kendini savunabildiğini de tahmin edebilirsiniz.
Adamlar içeri girdi. Masada ben ve o karşılıklı oturduk.
Phoenix yanımda ayakta durdu ve korumaları da adamın yanında durdu.
-Öncelikle bir anlaşmayla başlayalım.
Bir kaç şey konuştuk ve belirli bir noktada birleşmeye çalıştık. Gerçi bu kısmı pek takmadım benim için önemli olan diğer adamların bölgeye varmasını beklemek.
Hawks'tan onay geldiği an... Adamları yakalayacağız.
___________
Yazar:Villainesssss
YOU ARE READING
Asıl Suçlu Kim
ActionYa dünyanın bir numaralı suikastçisi 'normal' bir kızın bedeninde reenkarne olursa? Aradığı intikamı bulabilecek mi? Ya da bu küçük kasabadaki sırlar onu engelleyecek mi? *Bahsedilen olaylar tamamen kurgudur. Anlatılanları denemeyin veya örnek almay...
