Bölüm99 Gemiler Arası Servisçi

233 34 5
                                    

İlk gemiden başarıyla kurtuldum. Açıkçası bu kadar patlayıcı ile en büyük gemiyi bile yerle bir edebilirim.

Ana gemiye döndükten sonra işimi yapıyormuş gibi görünmeye devam ettim.

Ama içimde sürekli olarak aynı his vardı.

Biri beni izliyor!

Etrafa baktım ama kimseyi görmedim. Bir şekilde diğerlerine planı anlatmam gerek.

Hemen kulaklığa dokunup onlarla iletişime geçtim.

-Herkes beni dinlesin. Yeni planı açıklıyorum. Soldaki gemiden patlayıcı çaldım.

-!

-Sağdaki gemide kamera odası olduğunu öğrendik. Amaç orayı basmak ve gemiyi patlatmak. Bir kişi bununla uğraşırken diğerleri yöneticileri öldürecek. Hawks sağdaki gemiye git ve kamera odasındakileri hallet. Direk saldırmana gerek yok. Sadece bayılmak için havalandırmayı kullan.

Bir alışkanlık olarak biz suikastçiler her zaman yanımızda bu tür şeyler bulundururuz. Çünkü her an ne tür bir durumun içinde olacağını bilemezsin.

-Anlaşıldı.

-Hareket saati aynı. Bol şans.

Tam birine bir bardak ikram ederken kulaklıktan bir ses geldi. Phoenix konuşuyordu.

-Slayer saat beş yönü.

Sağ tarafıma döndüğümde bana dik dik bakan bir kişi vardı. Dedektif? Neden bana öyle bakıyor?

Normalmiş gibi işime devam ettim.

Sonra bir anda arkamda birinin durduğunu hissettim. Ani bir hareket yapmamaya çalışarak arkamı döndüm.

Dedektif...

-Bir şey ister misiniz efendim?

-Yanımdaki kişinin üzerine içki döküldü rica etsem bu odaya bir havlu getirir misiniz?

-Efendim onu hizmetlilere sormalısınız.

-Bunu bana önceden çarpmanın bir bedeli olarak düşün. Böylece seni affedebilirim.

O olayı çoktan atlattığımı sanmıştım. Haizz. Yapacak bir şey yok sanırım.

-Öyleyse hemen bir tane getiriyorum.

Aslında odalarda birer tane olması gerek. Özellikle böyle lüks yerlerde. Ama şuan o üstte ona karşı gelemem.

Tek bir sorun var... Havluyu nereden bulucam!?

Bir hizmetliye sordum ve bana bir tane verdim. Onun da kafası karışmış gibi duruyordu. Odalarda havlu bulunduğunu söyledi.

Odaya gittiğimde kapı hafif aralıktı. Kapıyı tıkladığımda hafif bir ses geldi.

-İçeri gel.

İçeri girdim ve yavaşça yürüdüm.

-Efendim havlunuz.

-Masaya koyabilirsin.

-Başka bir isteğiniz yoksa ayrılıyorum.

-Ahh aslında bir tane var.

-?

-Neden gitmeden önce gerçek kimliğini açıklamıyorsun?

Lanet olsun nasıl farketti!?

-Nasıl mı farkettim. O bardağı ani bir refleksle tuttun ama ilginç olan bardaktaki zehri farketmendi.

-Sen nasıl?

-Renk farkı. Biri beni 'renksiz' zehirle zehirlemek istemiş ama başarısız oldu.

-Benden ne istiyorsun?

-Tam olarak kimsin? Bir ajan mı yoksa?

-Sadece bir garsonum desem inanır mısınız?

-Hayır.

-O zaman yapacak bir şey yok çünkü size söylemeyi planlamıyorum.

Buradan hızlıca kaçmalıyım.

Tam kapıdan çıkarken içeriden bir ses geldi.

-Usta!

Uhh sesimden tanımış olmalı. Neden burada hiç bir fikrim olmasa da acilen buradan çıkmalıyım.

Aceleyle yürüdüm ve garsonluğa devam ettim.

Tahminimin aksine beni takip etmediler. Ne zamandan beri kimliğimi biliyorlar veya burada ne yapıyorlar? Eve dönünce hepsini öğreneceğim.

Saatler ilerledi ve insanlar yavaş yavaş odalarına çekilmeye başladı. Özellikle içkilerin alkol oranlarını arttırdım. Böylece en azından insanlar daha sersem olur.

Burada bir çok saygın insan olmasına rağmen onların astları ve deneyimsiz varisleri de var. Yani sarhoş bir genç görmek imkansız değil.

Yakında herkes yatacak. O zaman biz de yavaştan hazırlanalım.

__________
Yazar:Villainesssss

Asıl Suçlu KimWhere stories live. Discover now