9. Bölüm

3.6K 274 100
                                    

İyi okumalar.❤️

Melek diyarı

Arem portaldan geçtikten sonra yanında dikilen görevli meleklere baktıktan sonra kollarını hızla onlardan çekip " Temas sevmediğimi bilmiyor musunuz?" demiş ve göz devirdikten sonra beklemeye başlamıştı. Portalın sonuna geldiklerinden Arem dışarı çıkıp ezbere bildiği yolu giderken görevlilerden biri onu durdurup " Kralın odası değişti o taraftan değil." demişti. Arem görevli meleğin tuttuğu koluna bakıp " Çek elini." demiş ve görevliyi takip etmeye başlamıştı.

Uzun fil dişi rengi koridordan geçtikten sonra karşısına çıkan büyük kapı açıldığında tereddüt etmeden içeri girip ellerini cebine koymuştu. Karşısında kendisine göre daha iri olan kral olarak bilinen kişiye bakıp " Beni çağırmışsın." demişti. Kral ayağa kalktıktan sonra " Bir kaç ay sorun çıkarmadığın için akıllandığını sanmak benim hatam sanırım." demişti. Arem kaşlarını yukarı kaldırıp kafasını kaşıdıktan sonra " Gene ne yaptım?" demişti merakla. Ardından elini havaya kaldırıp kralın konuşmasına engel olup " Sanırım biliyorum." demişti. Kral gözlerini ovduktan sonra " Çocuğu neden tehtid ettin?" demişti cevabını merak ettiği soru ile. Arem bir süre düşünüp " Beni dünyaya o kızı korumam için göndermediniz mi? O çocuk ona kötü davrandı bende sadece uyardım." demişti.

Kral derin bir nefesten sonra " Sen insanlardan değil dış etkenlerden koruyacaksın. Üstelik görevin sadece beş dakika ileriyi göstermek iken bu gücü sadece iki kez kullanmışsın." demişti. Arem omuz silktikten sonra " Bana sormadı bende söylemedim." demişti dalga geçer bir şekilde. Kral yanındaki askere bakıp " Onu odaya götürün. İki gün orda kalacak. Kızın yanına geçici birini gönderin bir şey olursa harekete geçsin." demişti. Asker öne doğru eğilip selam verdikten sonra Arem'in yanına gitmişti. Asker Arem'e doğru uzandığında Arem bir kaç adım geri gidip " Bana dokunursan kafanı uçururum." demişti. Karşısındaki asker korkuyu iliklerine kadar hissederken hafifçe kafa sallamış ve kralın dediği odaya doğru ilerlemişti.

Arem krala ve yanındakilere kısa bir bakış attıktan sonra askeri takip etmeye başlamıştı. Bulundukları binanın en üst katına çıktıklarında asker cebindeki anahtarı çıkarıp parmaklıkların kilidini açmaktı. İçeri girdiklerinde her odadan kemik kırılma sesleri, acı dolu inlemeler çığlık sesleri ve daha bir çok farklı seslerin geldiği koridordan geçmeye başlamışlardı. Arem bazı odaların içine bakıp " Vaaaay. İşkence yöntemleri level atlamış. En son buraya sürgün edilmeden önce gelmiştim. Altı yıl mı oldu. Baya hızlı ilerliyorsunuz ama ben olsam daha yaratıcı şeyler bulurdum." demişti yüksek sesle kahkaha atarken.

Asker derin bir şekilde yutkunduktan sonra elindeki anahtarları iyice sıkmaya başlamıştı. Arem onun yanına gittikten sonra " Neden bu kadar gergin duruyorsun? Korktuğun bir şey mi var?" diye sorup sırıtmış ve başka bir odaya bakmaya gitmişti. Odanın küçük camından içeri baktığında kanatları demirlere bağlı bir şekilde iki taraftan çekilen meleğe bakmıştı. Demirler onun kanatlarını kopartacak gibi çekerken Arem ona bakıp " Uuu bu fazla acıyor olmalı. Umarım kanatları kopar." demiş ve yürümeye devam etmişti. Yolun en sonundaki camı olmayan demir kapılı odaya geldiklerinde asker kilidi açmaya çalışmıştı. Uzun süre uğraştıktan sonra Arem askerin titreyen elini tutup
" Kral seni nasıl yanında tutuyor? Beceriksiz ver şu anahtarı." demiş ve odanın kapısını kendi elleri ile açmıştı.

Kapıdaki derece ayarına baktığında
" -30° mi? Ne yazık ki insan değilim. Beni o kadar kolay öldüremezsiniz maalesef." demiş ve buz gibi odaya adımını atmıştı. Asker tam kapıyı kapatacağı sırada kafasını çıkarıp " Doğru düzgün yemek gelmezse bu soğuk duvarları kafanızı sürterek ısıtırım." demiş ve kapıyı örtmüştü. Buz mavisi odaya baktıktan sonra bir köşedeki yatağa ve tam karşısındaki masaya bakmıştı. Kendi kendine " Bu yatak rahat değilse burdakilerin kafası ile yatak yapmam gerekecek." demiş ve yatağa doğru gidip uzanmıştı. Bir kaç kez üzerinde döndükten sonra " İdare eder. Bu sefer de kurtuldunuz." demiş ve her konuştuğunda ağzından çıkan duman ile oynamaya başlamıştı. Bir süre sonra sıkılıp gözlerini yummuş ve uyumaya başlamıştı.

Benim Meleğim ( Melez) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin