50. Bölüm

1K 92 24
                                    

İyi okumalar ❤️

Sarayın çevresinde kırılmamış sürgü duvar kalmamışken Arem kırık kanadı ile dizlerinin üzerinden kalkmaya çalışmıştı. Giray kendisini tutan adamlara karşı durmaya çalışırken Almila kıyamet günü gibi olan alandan saraya kaçarak depoya saklanmıştı. Kraliçe kralın ayaklarının dibine baygın şekilde yatarken Carmen'in nerde olduğunu hiç kimse düşünmemişti. Felix ise kendisini öldürmeye çalışan adamı üzerinden atma çabasına girmişti.

~~

Arem son kez topladığı ekibe baktıktan sonra saraydan içeri büyük kanatlarını açarak girmişti. Arem'in ardından Felix ve Giray da sürgü duvarları geçtikten sonra kral çoktan panikle sarayından çıkmış ve askerlere emir vermeye başlamıştı. Sarayın dört bir yanından bahçeye inen askerler gelen kalabalığa doğru hücum etmeye başlamışlardı. Drew ve Giray kendi tarafından olan kalabalığı yönlendirmeye başlamışlardı. Kısa bir süre sonra ateş elementine sahip olan kralın askerleri her yeri ateşe vermeye başladığında ortalık cehenneme dönmüştü. Şu elementine sahip çoğu kişi savaşı bırakıp çıkan yanının saray dışına yayılmasını engellemek için mücadele etmeye başlamışlardı. Arem karşısına çıkan herkesi teker teker etkisiz hale getirirken bir yandanda annesini aramayan başlamıştı. 
Sonunda saraya çok yakın bir yerde annesinin kral ile savaştığını gördüğünde onların yanına doğru ilerlemeye başlamıştı. Kral sadece hava olaylarını kontrol etme gücüne sahip olan kraliçeye baktıktan sonra
" Hadi ama Karina ne yapacaksın yağmurdan sırılsıklam olmamı mı sağlayacaksın? Yoksa sıcaktan eritecek misin? Bu krallığa layık bir kraliçe değilsin kabul et." demişti.

Kraliçe krala sadece dövüş haraketleri ile saldırırken " En azından senin gibi insanların gücünü sömürerek galip gelmedim ben." demişti tekme atmaya çalışırken. Kral kraliçenin tekmesinden son anda geri çekildiğinde " Bak ne güzel söyledin. Sende biliyorsun burda ki herkesin gücünü tüketebilirim. Savaşa son vermelerini sağla ve teslim olun. Tanrı aşkına Karina şeytan diyarından adam getirmişsiniz bu kadar mı korkuyorsunuz yenik düşmekten." derken geri geri giderek kraliçenin her saldırısını savuşturmaya devam etmişti. Arem yerde yatan çoğu cansız bedenlerin üzerinden geçerken yerin ayakları altında kaydığını hissetmeye başlamıştı. Çevresine baktığında herkesin bir anlık duraksadığını gördüğünde kendisine doğru koşan askeri fark edememiş ve adamın kendisini yere sermesine engel olamamıştı. Orta yaşlardaki adam Arem'e yumruk atmaya başladığında Arem kısa bir şok geçirip kendisine geldikten sonra adamı üzerinden atmış ve yerlerini değiştirmişti. Askerin üzerine çıktıktan sonra dizindeki cepten çıkardığı küçük hançeri adamın boğazına saplamış ve ölmesini izlemişti. Üzerinden kalktıktan sonra eline bulaşan kanı üzerine silerken " Şerefsiz." demiş ve ardından annesini aramaya devam ederken güçsüz düşen kendi adamlarına bakmıştı. Kendi adamları ne kadar güçlü olsa da kral yavaş yavaş hepsinin gücünü tüketmeye başlamıştı. Kendini halsiz hissetmeye başladığında krala lanet okuyup kafasını hızla sallamış ve kendisine gelmeye çalışmıştı.

Sarayın yanında savaşan kral ve kraliçeyi gördüğünde hiç düşünmeden oraya doğru koşmuş ve kralın arkasında kaldığında bir elini ona doğru tutup onlarca gücünden biri olan elektrik akımını kralın vücuduna göndermişti. Kral aniden gelen acı ile olduğu yerde kıvranmaya başladığında sebebini öğrenmek için kafasını çevirmişti. Arem'in kendisine doğru güç uyguladığını fark ettiğinde " Lanet olasıca." demiş ve Arem'in gözlerine bakarak sadece onun gücünü tüketmeye başlamıştı. Arem gözlerini ondan çekemezken vücudunun kontrolü dışında soğumaya başladığını hissetmeye başlamıştı. Kraliçe krala doğru koşup ona engel olmaya çalışsa da kral çoktan kurtulduğu elektrik akımından sonra onu kolayca savuşturmuş ve tamamen Arem'e odaklanmıştı. Kraliçe yerde oğlunun güçsüz düşmesini izlerken duyduğu gökgürültüsü  ardından gelen sarsılmalar ve üzerine düşmeye başlayan taş parçaları ile kafasını yukarı kaldırmıştı.

Benim Meleğim ( Melez) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin