12:Şans çemberi

1 0 0
                                    

   Keyifli okumalar.^^

12.ŞANS ÇEMBERİ

ŞANS ÇEMBERİ

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

🦋

Zaten küçükkende attığım topların hepsi İdris dedenin camını kırardı. Şansızlığım doğuştandı.

Kafamı ağlaya ağlaya duvarlara vurmayı istiyordum. Ciddiyim bunu tam anlamıyla şu an gerçekleştirmek istiyordum. Belki yaşadığımı hisseder ya da tamamen ölürüm diye.

"İlk üç part Alkan, Altay ve Yağız'a ait." Dedi Linet hoca, ellerini masanın üzerinde bağlayıp beklentiyle yüzlerimize bakarken. Zaten sinirliydim bir de böyle boş boş bakması daha da çok sinirlenmeme sebep olmuştu. İçimde fena bir sınır dalgası oluşmuş önüne her şeyi katmak için geliyordu. Şeytan diyordu al kağıdı at önüne çık odadan! Ama şeytan bilmiyordu ki onda olan yürek ben de yoktu. Bırakın dersini geçmeyi, bu odanın sınırlarını bile geçemezdim. Kafamı yana eğip sustum. Üzülmüştüm açıkcası bana uğramayan şanslar artık canımı sıkmaya başlamıştı. Ne demekti sevdiğim kızın bana değilde en yakın arkadaşlarımdan birine denk gelmesi? Şaka mıydı bu? Şaka olsa ancak bu kadar güldüremezdi.

Neden bu şanslar dibime kadar geliyorda sonra ani bir manevrayla yanlara kaçıyordu? Tıpkı yemeğimi getirmiş gibi yapan ama arkamdaki masaya yemek götüren garsonlar gibi hissettiriyordu bu durum.

"Sorunuz yok sanırım?" Diye sordu Linet hoca. Yüzümüze beklentiyle bakan kadına biz de beklentiyle bakıyorduk. Az sonra öğrenciler arasından bir kişi elindeki kağıtla birlikte Linet hocaya yanaştı ve birkaç soru sordu. Hiçbirini duymadım, hoş duysam bile pek ilgilenmedim. Zaten olan olmuş eşler çoktan belirlenmişti, ha öyle ha böyle bir şekilde bu iş olacaktı. Kiminle olduğum belirlendiği andan beri söyleşiye olan tüm ilgim kaybolmuştu. Derin bir iç çektim, tüm hayat sevincim elimden çekip alınmış gibiydi. Kilolu bir çocuğun elinden alınan şeker gibi hissediyordum kendimi. Abartmak yerinde olursa gözlerim toprağa bakmaya başlamışken Alkan hareketlenerek kağıdını bana verdi ve Linet hocaya yanaşıp kulağına doğru eğildi. Linet hocanın gözleri Alkan'ın yanıma gelmesiyle bana döndü. Öylesine bakmış gibi yaptı ve arkasına yaslanıp hepimize kapıyı gösterdi. Sizi kovuyorum demenin başka bir haliydi bu da.

Her ayak kapıya döndü ve az sonra odada yalnızca ben kaldım. Kapıyı kapatıyordum ki Linet hoca billur sesiyle beni durdurdu. Kafamı kaldırıp ona baktım, bu kadın cidden nezaketten falan anlamıyordu. Şiiiit diye insan mı durdurulurdu hiç?

"Önce seçilen kişiler iyi geçinecek ki tercih yapan öğrenciler okulu iyi tanısın. Kavga etmeyen kişiler istiyorum. Kibar beyefendiler ve hanımefendiler istiyorum. Tek pürüzle tüm yılın yanar ve ben bunu istemem Yağız Ateş." Gözlerimi kırpmadan onu dinliyordum. Konu nereye geliyordu böyle? Niye durduk yere yanıyordum şimdi ben?

Aşkta Her Yol MübahtırWhere stories live. Discover now