22: Bilinmedik Yerler

1 0 0
                                    

   Keyifli okumalar.^^

22.BİLİNMEDİK YERLER

🖤


İnsan hayata ders almak için gelirdi, bunu böyle kafama sokmuştum artık. Hayata gelir ömrü boyunca dersler alır ve sonunda genel bir sınava tâbi tutulurdu. Fakat bazen hayattayken de sınava girdiği olurdu insanın. Okul sınavlarından bahsetmiyorum tabii ki. Mesela benim sınavım Duru'ydu. Çevresiyle zor bir sınavdı, kendiyle zor bir sınavdı, hayatım başlı başına zor bir sınavdı ama bana sorarsanız her şey yolunda ve çok kolay deyip geçiştirebilirdim. Her daim gülerdim ben, evim yansa ne güzel yandı der bir daha gülerdim.

Bilin bakalım başka neye gülerdim?

Bence içinde bulunduğum bu saçma duruma bile gülerdim. Hem de kahkahalarla polisleri bile baktırtacak bir kahkahayla.

Gözleri bana döndü herkesin, ayıplıyorlar mıydı yoksa bir deli olduğumu mu düşünüyorlardı bilmiyordum fakat gülmemi asla durduramıyordum. Derin nefesler çekiyor kendimi bir türlü dizginleyemeden kahkahalarla gülüyordum. Ne vardı bu kadar gülecek bilmiyordum fakat gülüyordum işte sebebi yoktu.

"Şikayetçiyim!" Dedi genç adam polislere dönerek. Onu dikkate almadığımı gösteriyordum sanki gülüşümle. Polisler gülmem hâlâ devam ederken beni kollarımdan tuttular ve apar topar ayağa kaldırarak kapıya yönlendirdiler. İşte o an, genç adamın yüzünü kapının orada gördüğüm an gülüşüm nihayet dondu ve sessizce bakakaldım. Hareket halindeyken kapıya tutundum can havliyle "Abi dur ne oldu?!" Diye bağırdım telaşla. İçim birden heyecanla parlamaya başlamış, midem duyduğum kaygıyla birlikte kasılmaya başlamıştı. Anlamalı ve idrak etmeliydim, bu adam benden şikayetçi olmuştu.

"Abiciğim beni bir bırak!"

"Sus!"

Kafamı da eğdiler ve beni odadan çıkararak bambaşka bir odaya soktular. "Abi her şey tamam da kafamla ne zorunuz var?" Diye sordum yarı katlanık bir halde. Yanımdaki polise fisıldadım "Avukat diye böyle yapıyorsun değil mi?" hırsım öne geçmişti bir anda "Benden avukat olursam görüşürüz..."

Sustum, daha doğrusu susturuldum ve bir sandalyeye oturtularak önüme konulan kağıtlara baktım. Tam karşımda bir başka polis memuru daha vardı, önünde bilgisayar, onun önündeyse çelikten bir kasa vardı. Ne vardı acaba içinde? Para olsaydı da çalıp adam akıllı bir suçtan içeride yatsaydım bari, en azından canım yanmamış olurdu."İfadeni alacağım imzalayıp göz altına alınırsın, mahkemeye çıkana kadar göz altı," dedi masa başında oturan polis memuru. Gözlerimi fal taşı gibi açarak "Ne imzası, ne gözaltısı memur bey? Allah aşkına okulum var benim!" Diye bağırdım.

Aşkta Her Yol MübahtırWhere stories live. Discover now