mine | sakuatsu | türkçe

Otuz Bir

Önümüzdeki 4 bölümde sakuatsu için yaptığım playlisti dinleyebilirsiniz, bunlara uygun sahneleri olacak.

https://open.spotify.com/playlist/3iA0VRcMLeICSH1uOkKrmp?si=mit0IyEZTrW75ajNs98kqg

Açılmazsa eğer
Kullanıcı adım: burcuduygu
Playlist adı: sakuatsu, <3

İyi okumalar

~~~~~~~~~

Yatakta bir sağa, bir sola döner Atsumu. Nedensizce modu düşük, bu yüzden uyumaya çalışıyor. Belirli aralıklarla titreyen telefonuyla saatlerdir ilgilenmedi. Normalde hep enerjik ve etrafına neşe saçan biri, herkesin bildiği gibi, ama bugün tersinden kalktığına inanıyor.

Kiyoomi, Atsumu'yu 3 kere aramış, yarım saat önce de 21. mesajını atmıştı. Birbirlerinde kalmadıkları her günün sabahı, Atsumu mutlaka arayıp muzipçe günaydın der, sevgilisinin gününü tatlı enerjisiyle güzelleştirir. Bugün onu kendisinden mahrum bıraktığı için üzgün ve küskün Kiyoomi, son mesajını atarak evden çıkar.

Omi🥺❤️:
Yanına geliyorum Miya Atsumu.

Atsumu titreyen telefonu görmezden gelmeye devam eder. Hava boğuk ve sarı renkli, tozlu, yağmur yağacak gibi. Boğucu. Belki de havanın çirkinliğidir modunu etkileyen, öyle düşündü. Başka bir sebep bulamadı çünkü, eğer olsaydı düşünmesi gerekmezdi değil mi? Öyle mi? Yoksa sebebi görmezden mi geliyor?

Yedek anahtarını kapının deliğine sokup çevirir Kiyoomi. Ayakkabılarını çıkardıktan sonra hiç seslenmeden etrafa bakınır. Ev oldukça sessiz olduğundan odasına doğru gider ve yorganın içinde dürüm haline gelmiş, gerçekten kendini dürüm gibi sarmış, tatlı mı tatlı sevgilisi ona doğru bakar.

"Telefonun nerede?"

"Omi, ne zaman geldin?"

"Moralin mi bozuk?"

"Ha? Şey, bilmiyorum. İğrenç bir gün değil mi?"

Kiyoomi bir şey söylemeden bir süre onu süzdükten sonra yanına yaklaşır ve yatağın kenarına oturur. Atsumu kafasını cama doğru çevirir ve konuşmaya devam eder.

"Çok boğucu. Şuna bak böyle hava mı olur?"

"Atsu. Neyin var?"

"Bir şeyim yok. Yani sanırım."

Kiyoomi elini alnına götürür ateşi var mı yok mu anlamak için. Normal bir sıcaklıkta olduğunu görünce daha da endişelenir, kaşlarını çatar.

"Bir yerin mi ağrıyor?"

"Yoo."

"Kaçta uyandın?"

"Hmm. Emin değilim, 7 falan olması lazım."

Kiyoomi derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalışır.

"BU SABAH BENİ KENDİNDEN MAHRUM BIRAKMANIN MANTIKLI BİR AÇIKLAMASI VAR MI MİYA?"

"BANA BAĞIRMA. SENSİN MİYA."

"Özür dilerim, tamam." Oflayarak ve biraz daha yaklaşır. Saçlarını sağ arkaya doğru tarar, her zamanki yönüne. Daha sonra eli yanağına kayar, sol yanağının elmacık kemiğini başparmağıyla okşar. Atsumu bu hareket ile yanağını Kiyoomi'nin avucuna gömer ve gözlerini kapatır. "Sarı civcivim. Neyin var?"

"Bilmiyorum Omi. Uyandığımdan beri böyleyim. Sanki biri dün gece tüm enerjimi çekip almış. Özür dilerim seni aramadım bu sabah. Elimi kaldıracak gücüm yoktu."

"Uyandığından beri yataktan kalkmadın mı?"

"Ha? Yok. Tuvalete kalktım. Sonra geri yattım."

Saat 12 civarı olduğundan Kiyoomi kaşlarını çattı. "Kahvaltı etmedin yani?"