Umutsuzluk

2.8K 41 3
                                    

Halimenin anlatımından;

Ömerin gidişinin üzerinden iki saat geçmişti. Onlar gittiğinden beri işimi halledip televizyon izliyordum.
Az sonra sıkılıp bahçeye çıktım ve oradaki salıncakta sallanmaya başladım. Gözlerimi yumdum ve babamın beni salladığını hayal ettim . Onları çok özlemiştim ve giderek daha da dayanılmaz oluyordu bu özlem.
Az sonra salıncak hızlandı. Bir an irkilip arkamı döndüm ve gördüğüm yüz karşısında şok oldum . Bu Emirdi ağzı yüzü morluk içindeydi ve burası Ömerin eviydi her an gelip onu görebilirdi.
Sinirle ayağa kalktım ve karşısına geçip bağırmaya başladım "Ne işin var senin burada pislik git buradan " dedim.
"Ne olur sessiz ol Halime ellerinden zor kaçtım. Ömer seni çok seviyor ne olur söyle beni bıraksın gideyim. Ne olur Halime yardım et bana ".
Bana bir adım daha atınca elimi durması için aramıza bıraktım ve yüzüne baktım. Yüzü çok kötü bir haldeydi bunu Ömerin yaptığı gerçeği canımı yakıyordu.
"Bana bir adım daha yaklaşma Emir . Bende burada tutsak gibiyim ayrıca sana yardım edemem. Buradan hemen kaybol adamlar seni görürlerse öldürürler" dedim.
Bunu söyledikten sonra arkadan gelen bağırma sesiyle ikimizde irkildik bu Ömerin sesiydi " Emir lan köpek nerdesin çık ortaya eğer seni ben bulursam bu sefer ölmek için yalvarırsın " .
Emir önümde eğilip çocuk gibi ağlamaya başladı " Ne olur Halime her şey için özür dilerim lütfen yardım et bana" dedi.

Ben daha bir şey demeden Ömer karşıdan göründü. Adamları hemen yanımıza gelip Emiri kaldırıp Ömerin önünde diz çöktürdüler . Ben ise olanları bir seyirci gibi izliyordum .
Emir sadece ağlıyordu çok korktuğu belliydi. Ömer ise duruşundan taviz vermemişti.
Elindeki silahı alıp Emirin başına dayadı. Bunu gördüğüm an bir çığlık firar etti dudaklarımdan.
"Ne yapıyorsun sen Ömer saçmalama katıl mı olacaksın " dedim.
Gülümseyerek sadece gözlerine baktı " Sen öldürmek ister misin karıcım. Gerçi sen kıyamazsın sevdiğine ama denemekten bir zarar gelmez " diyerek bana yaklaştı ve kolumu tuttu.
Emirin önüne gelince silahı tutup elime iyice yerleştirdi ve zorla doğrulttu. Elimi ne kadar çekmek istesemde izin vermedi.
Ağlamaktan önümü göremez hale gelmiştim. "Yeter artık kendine gel ne yaptığını sanıyorsun sen. Ben bir insanı öldüremem anladın mı katil değilim ben bırak beni" diye bağırdım.
Elimi bırakıp kahkaha atmaya başladı şu an çok korkunç görünüyordu.
Kahkası bitince Emiri işaret ederek "Götürün bunu depoya bağlayın iyice birazdan gelicem onunla ilgilenmeye " dedi.
Adamlar Emirin yalvarışını duymadan onu götürdüler. Onlar gittikten Ömer dibine kadar geldi" Ne oldu biz gelmezsek sevgilinle kaçmayı mı düşünüyordun karıcım " dedi.

" Yok öyle bir şey o benim sevgilim değil dikkat et sözlerine artık " dedim kendimi savunarak . Belimden tutup yüzümüzü yaklaştırdı. " Etmezsem ne olur peki ne yaparsın mesela" dedi eğlenen bir ses tonuyla ".
Bir şey diyemeden sadece gözlerine baktım çünkü bir cevabım yoktu . Ona gücüm yetmezdi."Bende öyle düşünmüştüm " dedi gülümseyerek.
Kolumdan tutup ardından çekiştirip eve girdi .

"Çok yorgunum Halime ve uyumak istiyorum " dedi. Bir şey demeden bekledim ."Ve sende benimle uyuyacaksın " dedi. "Asla" deyip kestirip attım. Kanepeye oturacakken elimden tuttu elimi çekiştirince kucağına alıp odaya getirdi.
Yatağa uzandırıp arkama geçti ve ellerini kelepçe gibi belime sardı. Ondan uzaklaşmaya çalıştıkça daha çok tutuyordu ve bu canımı acıtıyordu. Kımıldamamaya karar verdim o uyuduktan sonra kalkardım nasıl olsa.
Onun uyumasını beklerken gözlerim yavaştan kapandı ve bende uyudum.
Aradan ne kadar geçti bilmiyorum fakat bir gürültüyle gözlerimi açtım. Biri bağırıyordu ve bu ses çok tanıdıktı.
Az sonra Ömerde uyandı ve pencereye yaklaşıp bahçeye baktı. Bende onunla birlikte pencereye bakınca babamı gördüm. Sanki şu an günlerdir susuz kalmışımda tam vazgeçince biri şu uzatmış gibiydi .
Tam arkamı dönüp bahçeye koşacakken Ömer belimden yakaladı ve kulağıma fısıldadı " Hiçbir yere gidemezsin Halime".
Arkamı dönüp gözlerine baktım " Ne olur Ömer bırak bir kez sarılayım ne olur çok özledim " dedim.
Gözlerindeki ifâde yumuşamıştı ama hala inat ediyordu " Unut böyle bir şey olmayacak eğer gidersen hiç görmek istemeyeceğin şeyler olur" dedi.
Umutsuz bir şekilde yine pencereye yaslanıp babama baktım "Halime kızım neredesin in aşağı biliyorum sen bizi böyle bırakmazsın. Seni zorla tutuyor yanında korkma kızım in aşağı bir şey yapamaz sana ".
Babamın sözleri bana güven veriyordu. Koşup sığınmak istiyordum ona ama korkuyordum hemde çok . Zarar görmelerine dayanamazdım.
Son kez baktım Ömerin gözlerine yalvararak." Bir kez Ömer ne olur söz veriyorum sana gitmeyeceğim bir kez sarılayım babama lütfen " dedim taş kalbinin yumuşamasını umut ederek.
"Eğer baban bir şey öğrenirse Halime işte o zaman aileni sonsuza kadar göremeyeceğin hale getiririm anladın mı?" dedi.
Usulca başımı salladım sadece. Arkamı dönüp koşarak merdivenleri indim. Kapıyı açtım ve babama koşarak sarıldım. Kokusunu doya doya çektim içime.
Geri çekilip yüzüne baktım iyice . Babam çok yorgun görünüyordu. Sanki hiç uyumamıştı .
Elleriyle yüzümü okşadı. Saçlarımı öpüp kokladı ve ağlamaya başladı.
"Çok özledik seni babacım . Hadi gel gidelim seni burada bırakmam artık. Bu adam seni tehdit ediyor değil mi?" dedi arkamdaki Ömeri kastederek.
Arkamı dönüp gözlerine baktım alay eder gibi izliyordu bizi. " Öyle bir şey yok baba. Ben kendi isteğimle kalıyorum burada " dedim mecburen.
"Yalan söyleme kızım. Sen asla bizi bu şekilde terk etmezsin. Korkma ben varım buradayım sana hiçbir şey yapamaz".
Babamın söylediği bu sözün dogru olması için her şeyimi verirdim. "Ben çok mutluyum baba. Daha fazla uğraşma ne olur. Eve git hadi ve bir daha gelme". "Asla seni almadan hiçbir yere gitmiyorum Halime. Seni burada bırakmayacağım " deyip elimden tutup kendisiyle götürdü.
Önümüze bir anda korumaların çıkmasıyla durmak zorunda kaldık.

Ömerin sesi geldi " Halimeyi bırakın ve gidin lütfen biz mutluyuz. Gelmek istemiyor sizinle. Kendi isteğinizle gitmezseniz maalesef zor kullanmak zorunda kalacağım ".
Bu sözlerinden sonra babam Ömerin üstüne yürüdü ve bir yumruk attı.
Ömer yumruğun etkisiyle geriye doğru sendeledi fakat çabuk toparladı .
Adamlarına emir verdi " Beyefendiye dışarıya kadar eşlik edin " .
Korumalar gelip babamın iki kolundan tutup dış kapıya götürmeye başladılar.
Dayanamayıp arkasından gidecekken Ömer kolumdan tuttu ve sırtımı göğsüne yaslayıp kafasını saçlarıma gömüp kulağıma fısıldadı" Sakın güzelim yanlış bir şey yapma kimse zarar görmesin. Babanı kaybetmek istemezsin değil mi" dedi.

Gözyaşlarım artık durmuyordu arkamı dönüp gözlerine baktım "Yeter Ömer ne olur dur artık hiç işlemediğim bir günahın cezasını çekiyorum"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Gözyaşlarım artık durmuyordu arkamı dönüp gözlerine baktım
"Yeter Ömer ne olur dur artık hiç işlemediğim bir günahın cezasını çekiyorum". Elimi göğsüne vurmaya başladım " Nerde kalbin taş mı tuttu? Inan bir kere bana . Hiç mi sevmedin hiç mi güvenmedin bana ".
Ellerimi tuttu ve kendine yaklaştırdı "Evet kalbim taş tuttu ve bir daha çözülmeyecek o taş. Ben sana inanmayı o tren garında bıraktım Halime . Umrumda değilsin her gün acı çekeceksin ama sesini kimse duymayacak " dedi.
Aramızdaki bir adımlık mesafeyi kapattım " Sende yanacaksın bana haksız yere yaptığın her şeyin bedelini sende ödeyeceksin. Işte o gün geldiğinde seni duyacak bir ben bile bulamayacaksın " dedim ağlayarak.
Tam arkamı dönüp gidecekken kolumdan çekti ve dudakları dudaklarıma kapandı...

●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●

Evettt arkadaşlar yeni bölüm geldi...
Umarım beğenerek okursunuz..
Vote ve yorumları unutmayın..
Seviliyorsunuzzzzz❣❣❣

SAYE(İNTİKAM)Where stories live. Discover now