Bodrum

1.3K 44 2
                                    

Evetttt yeni bölüm ile karşınızdayım
Hepinize iyi okumalar...

●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●

Halimenin anlatımından;

Şu an korkuyu tüm iliklerime kadar hissediyordum.
Merdivenlerden inmeye başlayınca aklıma diğer evde yaptıkları geldi . Direnmeye başladım "Bırak Ömer lütfen özür dilerim korkuyorum ne olur kötü bir şey yapma" deyince aniden durdu ve yüzüme baktı .
Bir süre yüzüme baktıktan sonra "Yürü Halime bu mu senin korkun korksan böyle bir şeye kalkışmazdın " deyip yürümeye devam etti .

Salon  katına inince Duru ve Faruk'un bahçede olduğunu gördüm.
Faruk bize dönünce bir umut yardım eder diye ona baktım ama kafasını sallayıp yüzüme umutsuzca bakmakla yetindi.
Ben ise başımı eğip korkuyla peşinden sürüklenmeye devam ettim.

Aşağı indikçe etraf karanlıklaşıyordu ve bu beni giderek daha fazla korkutuyordu .
Bir kapının önüne gelince son bir kez daha deneyip elimi çekmeye çalıştım ama bileğimi çok sıkı tutmuştu.
Dönüp yüzüme baktı "Niye Halime ya anlamıyorum neden? Benden bu kadar çabuk vazgeçmiş olamazsın.  Hata yaptığımın farkındayım ama peki senin yaptığın .  Sanki benden ayrılmayı bekliyormuşsun gibi hemen Yağıza aşık olmuşsun.  Bu aşk değil Halime bu sadece alışkanlık anladın mı? " diye bağırmaya başladı.
O kadar sinirliydi ki  ne yapacağımı bilmiyorum . Gözleri sinirden kızarmıştı ve benim ellerim korkudan titriyordu.

Gözümden akan yaşların haddi hesabı yoktu . Cebinden bir anahtar çıkarıp kapının kilidini  açtı.  Duyduğum kilit sesiyle bir adım tekrar geri attım.  Aynı şeyleri bir daha yaşamak istemiyordum.

Bileğimden tutup odanın içine attı. 
Odaya girince etrafa baktım.  Yerde bir tane yer yatağı vardı ve onun az ilerisinde ise lavabo.
Odanın duvarları siyahtı simsiyah.  Bu odaya girdiğim andan beri kalbim sıkışmıştı.  Ben burada kalamazdım.
Dönüp bileğimi tutan Ömere baktım ve ağlamayı sürdürdüm.
Derin bir nefes alıp sessizce konuşmaya başladım "Ben burada kalamam Ömer korkuyorum ne olur bırakma beni burada. Bak özür dilerim tamam mı? Burası çok korkunç burada kalmak istemiyorum" dedim bir umut.

Bir adım atıp yaklaştı ve dibimde durdu. Önce gözyaşlarımı sildi sonra konuşmaya başladı "Seni buraya getirdiğim gün kendime bir söz verdim Halime. Acımak yok yalvarmaların artık işe yaramayacak.  Seni uyardım ve sana hep sabırlı davrandım ama sen illa böyle bir adam olmam için uğraştın. Şimdi sana istediğini veriyorum . Şimdi geç şu yatağa iki gün buradasın.  Günde bir defa yemek verilecek . Hem düşün bu sürede aklını başına al" dedi ve bileğimden tutup yatağa fırlattı ve kapıyı kapatıp gitti.
Dizlerimi kendime çekip olabildiğince küçüldüm.  Sessizce olan ağlamalarım hıçkırıklara dönüştü.

Elimi kalbimin üzerine bıraktım "Sen ne diyorsun kalbim . Bu adamı hala seviyor musun? Böyle bir adamı sevmek kendine haksızlık olmaz mı " dedim sitemle.
Sonra Yağızı düşündüm bir süre "Keşke  keşke her şeyi değiştirebilsem . Allahım ne olur yardım et bana " dedim.

Buradan kurtulmalıydım ne olursa olsun kurtulmam lazımdı. Yağız ve ailem bir süre benden haber almayınca şüphe edip arayacaklardı .
Ve ben artık onu hayatımdan çıkaracaktım.  Söylediği sözler haklı olsa bile ben Yağızın merhametini sevsem  bile o duyguya dahi sımsıkı sarılacaktım .
Çünkü bir insan ne kadar öfkeli olursa olsun sevdiği insana bu kadar kötü davranamazdı.
Hesap sorardı belki tartışırdı inanmazsa ayrılırdı ama bunu yapamazdı.

SAYE(İNTİKAM)Where stories live. Discover now