İlk Karşılaşma

2.6K 43 0
                                    

Multimedia Emir

Halimenin anlatımından;

Bu sabah Ömer'den sonra ilk defa keyifliydim çünkü babam yeni bir iş bulmuştu. Bir firmada şoför olarak başlayacaktı. Hem çok yorulmayacak hemde artık sabahları birlikte kahvaltı yapabilecektik .

Annem kahvaltıda döktürmüştü. Babama göz atıp anneme takıdım;
- Hayırdır Neriman hanım kocanız evde diye döktürmüşsünüz.
Annem arkasını dönüp utangaç bir şekilde babama baktı. İkisi birbirine çok âşıktı. Annem her zorluğa rağmen babamın elini asla bırakmamıştı. Onlara ne zaman baksam Ömer ile böyle olmayı istemiştim.

- Deli kız görende sana hiç yapmıyorum sanacak .
Babam saçlarımı karıştırarak;
- Hem tabi yapacak sanki kocası her gün evde .
Annem fırından poğaçaları çıkarıp sandalyeye oturdu . Çok güzel bir kahvaltı yaptık. Babamın telefonu çalınca masadan kalkıp balkona çıktı ama döndüğünde suratı asılmıştı;
- Hayırdır Sami ne oldu . Niye astın suratını?
diye sordu annem.
-Bizim bu Ahmet bey iflas etmiş. Evine haciz gelmiş diyorlar.

Bunu duyunca ilk şaşırdım. Ahmet amca Emir'in babasıydı. Onun için üzülmüştüm ama Emiri düşününce nedense icimdeki hüzün gitmişti.
Annemle babamın kısa bir durum değerlendirmesinden sonra babam ise gitti.
Bende annemle alışverişe çıktım. Babam avans almıştı ve anneme vermişti.

Kıyafetlere bakarken gelinlik satan bir dükkanın önünden geçtik. Bugün herşey bana Ömeri hatırlatmak için sözleşmiş gibiydi. Ben gelinliklere dalmışken annem omzuma hafif vurdu;
-İnsallah evlendiğin günüde görürüm.
dedi ellerini açarak.
O an sanki kalbime bir bıçak saplandı gibi hissettim . Dolaşırken annem bir kırmızı elbise gördü. Söyle bir üstüme tutunca beğenisini belli edercesine kafasını salladı. Bende kıyafeti alıp deneme kabinine gittim . Kıyafeti giyip annemin karşısına geçtim.

(Halimenin denediği kıyafet)

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

(Halimenin denediği kıyafet)

Annem kıyafetimi süzerken gözüm bir an dükkanın camındaki kişiye takıldı. Kalbim sanki yerinden çıkmak istercesine atıyordu. Bu Ömerdi . Bana bakıyordu ve ben bakışlarda kayboluyordum . Annemin burada olması yada insanların şaşkın bakışları umrumda olmadan koştum.

Dışarı çıktığımda yoktu. Sağa döndüm arkası dönük yürüyordu. Pesinden koştum taki bir bahçeye gelene kadar . Sağa sola baktım yoktu . Ağacın arkasında bir gölge görünce yaklaştım ve oydu. Bir iki adım atıp karşısında durdum ve gözyaşlarımın akmasına izin verdim. Koşup sarıldım ona o kadar sıkı sarıldım ki bir daha hiç gitmesin istedim. Onu herkesten uzak kalbimde saklamak istedim. Saçlarımı kolladığını hissedince gözlerimi kapattım.

Bir adım geri çekildim ve göğsünü yumrukladım;

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Bir adım geri çekildim ve göğsünü yumrukladım;

- Nerdesin sen neden haber vermeden gittin. Kafayı yedim seni çok merak ettim .

Ona baktığımda alay eder bir şekilde bana gülüyordu. Bir adımda yanıma geldi ve beni çevirip sırtımı ağaca hızlı bir şekilde vurdu . O anlık acıyla küçük bir inilti çıktı ağzımdan.
Kulağıma eğildi;
- Nasıl çok eğlendim mı benimle ? Çok güldünüz mu arkamdan ?
Kaşlarımı çatarak;
- Ne diyorsun Ömer sen ne eğlenmesi?
Saçlarımı hafif çekerek kulağıma eğildi;
- Bu kadar mı âşıktın paraya Halime . Şimdi ne olacak Emir'in babası da iflas etti . Sıradaki kim?
Onu üzerimden itip yanağına tokat attım;
- Ne diyorsun sen ne Emiri ne parası. Açık konuş ne demeye çalışıyorsun .
Sesli bir kahkaha attı. Gülüşüne aşık olduğum adamın bu kahkahası beni korkutmuştu.
-Askerden geldiğim gün gördüm sizi. O şerefsizin sana sarıldığını gördüm. Utanmadan beni karşılamaya geldiğin gün o adi sana sarılıyordu. Bu kadar mı basit bir kızdın
Elimi kaldırıp ikinci tokatı atacakken elimi tuttu;
- O bir kere olur .
Her şeyi yanlış anlamıştı. Ona yaklaşıp yüzünü ellerimin arasına aldım. Gözlerini sıkıca kapattı acı çeker gibi bir hali vardı;
-Bana neden sormadın ha Ömer. Ben seni aldatır mıyım. Aşığım ben sana kendi gözümden sakınırım seni.

Ellerimi tuttu ve ağacın üstünde birleştirdi. Kulağıma eğildi;
-Bitti Halime oynadığın oyunun sonuna geldik. Artık oynama bana. Ama sen merak etme şimdi sıra bende ve ben ne zaman istersem bu oyun o zaman bitecek . Ve sen bu oyunu benim istediğim şekilde oynamak zorunda kalacaksın.

Ellerimi bırakıp geri çekilince bacaklarım beni taşıyamadı ve olduğum yere düştüm. O arkasını dönüp giderken avazımın çıktığı kadr bağırdım;
- Ömer durrr! Yanlış anladın bekle gitme ne olur . Beni kendinle cezalandırma.

Ağlamalarım hıçkırıklara dönüşmüştü fakat Ömer bir kez bile arkasına bakmamıştı.

Evett yeni bir bölüm sonu daha ...
Ama okuyan arkadaşlardan bir ricam var lütfen oyyyy atın...
Herkes kendine iyi baksın
Seviliyorsunuzzz😉😍

SAYE(İNTİKAM)Where stories live. Discover now