Yakalanma

2.1K 40 10
                                    

Halimenin anlatımından;

Yavaşça pencereye yaklaştım deponun olduğu tarafı izlediğimde bir koruma içeri girdi.  Az sonra Emirin sesi kesildi koruma dışarı çıkıp yanındaki korumayla konuştu "Oh be! Kulağımız dinlendi sabahtandır car car. Hatırlat bir daha ağzını bağlamayı unutmayayım ". Diğer koruma başını sallamakla yetindi.

Duyduklarım bünyeme ağır gelmişti. Kim bilir şu an ne haldeydi. Tamam bana yanlış yapmıştı.  Onun yüzünden bu haldeydim ama o bir insandı ve şu an canı yanıyordu.
Dışarı çıkıp çıkmamak arasında kaldım. Çıkarsam büyük ihtimalle korumalar beni yakalayacaktı ve bu sefer her şey daha kötü olacaktı.

Pencereyi kapattım sessizce. Tam arkamı döneceğim sırada biri dönmeme izin vermeden sarıldı belime. Ömer olduğunu anlamam uzun sürmedi.  Saçımı koklayıp kulağıma eğildi ve fısıldadı "Neden yatakta değilsin Halime?".
"Uyku tutmadı bende aşağı inip su içtim biraz dışarıyı izledim şimdi yatağa geliyordum bende" dedim sesimin sakin çıkmasını umarak.

Başıma bir öpücük kondurdu"Tamam o zaman hadi şimdi uyuyalım " dedi. Elimi tutup önden ilerledi.  Arkamı dönüp son kez pencereye baktım .  Bu kadar mı dönmüştü gözü bir insana bunu yapmaya hakkı yoktu.

Merdiveni çıkıp odaya girdik. Yatağa geçti ve elimi tutup yanına uzanırdı daha sonra kendine çekip gözlerime baktı .  Çok yakındık birbirimize yaklaştı iyice ve burnumdan öptü dudağına yaklaşınca kafamı yana çevirdim.
Az önce gördüklerim ve duyduklarımdan sonra onunla bu şekilde yakın olmak istemiyordum.
Bir insana acı çektirirken bu kadar rahat olması ve hiçbir şey olmamış gibi davranması sinirimi bozmuştu.  Derin bir nefes aldı ve alnımı öperek kendine çekti ve gözlerini kapattı.

Aradan geçen belirli bir süreden sonra bende uyumuştum.  Sabah uyandığımda Ömer yanımda değildi ayağa kalktım ve banyoya gidip yüzümü yıkadım.  Giyinip aşağı indim demlikler ocağın üstündeydi ama kimse yoktu . Istemsizce yine pencereye yaklaştım.  Korumalar yoktu ve kapı açıktı. 

Az sonra içeriden Ömer ve korumalar  çıktı bir korumanın gömleğinde kan vardı.  Ömer yine emirlerini sıraladı ve son söylediği söz kalbimin hızla atmasını neden oldu "Artık bu mevzu çok uzadı iki gün sonra işini  bitirin".

Beni görmemesi için hemen mutfağa yöneldim.  Demliklerin altını kapatıp çayları doldurdum.  Gelen kapı sesiyle kafamı çevirdim gelen Ömerdi . Bana bakınca hafif tebessüm ettimne kadar inandırıcı olmuştu bilmiyorum.
Yanıma gelip saçıma öpücük kondurdu "Günaydın güzelim " dedi. Günaydın dedim bende sessizce.

Gelip yanımdaki sandalyeye oturdu ve kahvaltı yapmaya başladık.  Kahvaltı bitince durup gözlerine baktım " Seni dinliyorum Halime " dedi konuşmak istediğimi anlarcasına.
Derin nefes alıp konuşmaya başladım "Sana bir şey soracam Ömer ama bana kızmandan korkuyorum ". Tebessüm ederek "Sorabilirsin söz kızmayacam " dedi.
"Birilerini öldürüyor musun hala?" dedim hızlı bir şekilde.

Tabağını masada ileriye doğru itip gözlerime baktı "Şu an sana hayır desem yalan olacak evet demek istemezdim ama hala ölümü hak eden insanlar var " dedi umursamaz bir ses tonuyla.
"Neden öldürmek yerine adalete teslim etmiyorsun Ömer.  Neden illa katil oluyorsun " dedim.

Eliyle sandalyemi tutarak kendine doğru çekti "Sana sadece bir soru  için izin verdim Halime beni sorgulaman için değil ". Kafamı salladım sadece saçlarımı okşadı ve kulağımın arkasına attı.  Yaklaşıp yanağıma burnunu sürttü daha sonra boynumdan öpüp kulağıma yaklaştı "Seni çok özlemişim kokunu saçlarını" dedi fısıltıyla. 
Bu dokunuşla gözlerimi kapattım keşke dedim keşke bundan birkaç ay öncesine dönsem o gara geç kalsamda Ömer ile yolda karşılaşsak.
Sonra annem ve babama her şeyi anlatsak.  Ve şu an bunları yaşayacağımıza düğün telaşı içinde olsak .

SAYE(İNTİKAM)Where stories live. Discover now