0.1

287 8 1
                                    

Camdan dışarı baktım yine evden çıkmış bilinmezliğe doğru gidiyordu onu ilk gördüğümde kalbime saplanan bir ağrıydı şimdi o ağrı bütün vücuduma yayılmış onu istiyordu. Onun kollarının arasında hayat bulmak isteyen benliğimi fark etmesini istiyordum güzel bir adamdı. Kara kaşlı kara gözlü dolgun dudakları uzun boyu değildi beni ona çeken içinde bulunduğu karanlıktı o karanlıkta kendimi görmüştüm nereye gittiğini ezberlemiştim o kadar karanlıktaydı ki gölgesi içini üşütüyordu. Yatağa yattım tavana bakıp onu anlattım uzun boylu adam küçük kızı görmedi dedim içimden. Beni görmemesi imkansızdı ailelerimiz yakındı buraya yeni taşınmıştık 2 yıl oluyordu ve tek komşularımız onlardı. Ailem sürekli şehir dışına gittiği için beni onlara emanet ediyordu 18 yaşında olmam onlar için bir şey değiştirmiyordu o 23 yaşındaydı en güzel yaşlarımızda birbirimi fark etmiyorduk küfür gibi bir şeydi bilidiğim kadarıyla üniversiteyi bu sene bitirecekti benim de okulum bu sene bitiyordu.

Küçük lise öğrencisiydim onun gözünde ya da hiçbir şey değildim benim varlığımı bile bilmiyordu belki de. Yataktan kalktım yarın psikolog randevum olduğu için okula gitmeyecektim odadan dışarı çıktığımda ailem uyuyor mu diye kontrol ettim. Uyuduklarını anlayınca montumu alıp dışarı çıktım onun yollarında ona giderken buldum kendimi büfeden kendime vişneli meyve suyu alıp tekrar yola koyuldum ona gidiyordum beni illa ki fark edecekti.

Konuşmayacağı kesindi ama önemli olan fark etmesiydi. Ona giden yollar bir romanı andırıyordu kağıt kesiği üzerinde yürümek gibiydi ona gitmek iki farklı romandık biz o Tutunamayanlardı ben ise Tehlikeli Oyunlar. Bu düşünce beni gülümsetti kalbimin karanlığını fark edecek mi diye 2 yıl beklemiş bulunduğu her ortamda bulunmuştum ama yok beni ne görmüş ne de duymuştu. Suçlamıyordum içinde ki karanlığı fazla benimsemişti. İkimizin karanlığından aydınlık doğar mıydı bilmiyordum ama deneyecektim. Ben onu çok beklemiştim beni daha fazla bekletsin istemiyordum.

Yanına gelmiştim bir kaç adım gerisinde duruyordum çimenlerin üstüne oturmuş öyle gökyüzünü izliyordu eğer bir ressam olsaydım onu resmetmek için yıllarımı feda ederdim. Bir ilah gibi oturuşundan habersiz elinde ki içkiyi dudaklarına götürdü sigara içmeyen bu adam votkaya aşıktı. Yanına oturdum hareket etmeden oturuşunu düzeltti bakışlarım ellerine kaydı ince uzun kemikli parmakları şişeyi tutmuş öylece duruyordu istemsizce dudaklarımda bir gülümseme oldu konuşmadan öylece aynı gökyüzünü yan yana izledik. Bana dönüp bakmadı öylece içip gitti sorun değildi onu sevmek bu hayatta yaptığım tek doğruydu. Havanın aydınlanmasına yakın bende eve döndüm onunla aynı yeri paylaşmak bile büyük bir onurdu benim için. Gelmeyen giden kaçan adamım seni ne olursa olsun bekleyeceğim.

Sabah olduğunda psikoloğa gitmekten vazgeçip okula gitmiştim son senemiz olduğu için her ders test çözüyorduk bir hafta sonra sınavlarımız başlıyordu ve yine son sınıf olduğumuz için kelebek sistemi bizde olmuyordu kendi sınıfımızda girecek her zaman ki gibi kopya çekecektik. Dersler hızlıca geçip son ders olmuştu kimseyle konuşmuyor olmam sınıfta ki çoğu kişiyle aram iyi değildi yalnızca Tuba, Miraç ve Ömer ile anlaşabiliyordum tabi Arda'da vardı lise başlarında çok iyi anlaşıyorduk o farklı sınıfa düşmüş sonradan bizim sınıfa gelmişti onunla oturuyorduk ama o çok bağımsız kendi çevresiyle takılıyordu bende genelde ya uyuyordum ya da kitap okuyordum.

"Sen açıldın mı senin gizemliye?" sorusu Arda'dan gelmişti her şeyimi bilen biri olduğu için soruyu sorma hakkına sahipti "Dün gece yine yanına gittim birlikte gökyüzünü izledik yüzünü çok özlüyorum o kadar özlüyorum ki gözlerimi kırptığım için bile pişman oluyorum" dedim fısıltıyla onu sevmek ruhumu arafta bırakıyordu.

"Tanımak istiyorum şu adamı" dediğinde burukça gülümsedim daha ben tanımıyordum ki onu. Onun yanında olma hayalimi yine bu gece dışarı çıktığında gerçekleştirecektim. Okul bittiğinde hızlıca eve geçtim annem yine Sadet Hanımlara geçmişti üstümü değiştirip tayt ve oversize bir tişört giyip evden çıktım Sadet Hanım Teyzeciğimin evinin ziline bastım. Biraz bekledikten sonra kucağında Kuzey bebekle o açmıştı kapıyı. İkisinin şapşal bakışları beni eritiyordu. Dudaklarımı büzüp bir süre onları izledim o bakışlarıma bir kaç saniye bakıp "Evet annen burada" dedi ve içeri girdi ben daha sormamıştım ki annemin burada olduğunu biliyordum benim annem yahu nasıl bilmeyebilirim nerede olduğunu. Size söyledim mi bilmiyorum benim geometrim bok gibi ve bu çocuk hobi niyetine geometri çözüyor şimdi diceksiniz ki ne alaka. Şöyle ki iki gözümün çiçekleri ben bu çocuğa daha yakın olabilmek için özel ders alacağım zaten son senesi ben bu sene mezuna bırakacağım bir sene daha hazırlanıp derece yapıp hukuk okuyacağım. Nasılım ama kapının ağzında durmuş bunları size anlatıyorum değerimi bilin.

Kara Kalemli Adam (+18) (FİNAL OLDUKTAN SONRA DÜZELTİLECEK)Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz