6

10.6K 1.2K 343
                                    

Eğitim alanı ve Taehyung'un gittiği yeri bölüm sonuna koydum isterseniz önce ona bir bakın aklınızda oluşsun okurken♡

Ve bu bölüm kısa bir geçiş bölümü, bundan sonraki tehlikeli olayların başlama noktası😁

AMA EKŞINSIZ OLDUĞU İÇİN KENDIMI BERBAT YAZMIS GIBI HISSEDIYORUM O YUZDEN BU BÖLÜMÜ OKUYUN VE KONUSMAYALIM HAKKINDA.

...

Kampın son gününde verdikleri akşamüstü molasından yararlanan Taehyung, Albay'ın düdüğünü duyar duymaz günlerdir gitmek için can attığı tepeye doğru koşuşturmaya başladı. Bir saat boş zamanı oldugu için böyle acele ediyordu ve sanki bir koşu yarışmasındaymış gibi görüyordu askerler onu. Neden böyle hevesli olduğu ise belliydi, şehre geldikleri ilk gün eğitim olmadığı için biraz etrafı gezmeye karar vermiş ve Kim Seokjin'i bilgilendirerek askeri alandan ayrılmıştı. Önce, arabada gelirken gördüğü dereyi bulabilmek için yaklaşık yirmi dakika yürümüş ve vardığında ise temiz havayı içine çekerek bir kaya üzerine oturmuştu.

Hazır herkesten uzaktayken sırt çantasına koyduğu günlüğünü çıkarmış ve yazmaya başlamıştı ne yaşadıysa. Kuzey'e gelmeden önce onu gizlemek için birçok farklı yol düşünmüştü ama hangi yolu uygularsa uygulasın bir türlü oturtamamıştı kafasında. Aynı zamanda bu günlüğü Güney'deki ekibi bilmediği için onlardan da fikir alamıyordu, eğer bilselerdi izin vermezlerdi elbet. Kendisi de farkındaydı birçok hayatın kaymasına hatta ülkeler arası savaş çıkmasına bile neden olabilecek bir kanıt taşıdığının ama yine de biraz bencillik yapmasında zarar görmemişti, iyi saklayacaktı çünkü onu. Hem, doğduğundan beri kendisinin uğradığı bencilce davranışların yanından bile geçemezdi bu.

Bir de haftalık rapor olayı vardı tabii, yaşanan tüm olayları kağıda geçirip Hoseok'a teslim etmesi gereken. Fakat kamp, bu işi bozmuştu. Sınırlara yanaşmak bile son derece tehlikeliyken Hoseok gün hesabına göre tam iki kez beklemiş olmalıydı onun gelmesini. Yine de tüm bu aksiliklere rağmen raporlarını eksiksiz yazmayı ihmal etmiyordu Taehyung, askeriyeye döndükleri zaman üç haftanın raporunu da verecekti. Güney'le haberleşememesin fazlasıyla dezavantaja sebep olacağını bilmesine rağmen ellerinden de bir şey gelmiyordu. Kuzey'deki telefonların dinlendiğini herkes biliyordu ne de olsa, Güney'de satılan şeylerin sınırlara girmesi bile yasakken bunun olmaması da imkansızdı zaten.

Tabii tüm olumsuzluklar varken Kuzey'deki havanın, gittiği tüm ülkelerinkinden daha iyi olması bile Taehyung'un modunu yükseltiyordu. Şu an üzerinde oturduğu kayadan doğanın güzelliklerini izlemek hoşuna gitmişti mesela, fazla duramayacak olması üzücüydü. Günlüğünü yazmayı bitirdikten sonra ise yerinden kalkıp bu sefer de arkasında kalan tepeye çıkmaya karar verdi ama zamanın nasıl geçtiğinin farkına varamadığından dolayı vazgeçmek zorunda kaldı. Geldiği yoldan geri dönerken çıkamadığı o tepeye söz verdi, ilk fırsatta gelecek ve başka bir günün günlüğünü tamamlayacaktı altında kalan manzaraya karşı.

Dönmesi, gitmesinden daha kısa sürerken askeri alana vardığında herkesi yemek yerken buldu. Epey şaşırmıştı çünkü mola saatinin bitmesine on dakikadan az vardı, neden daha önce yemediklerini anlayamamıştı. Yavaş adımları ve karmaşık hislerini yansıtan yüz ifadesiyle birlikte onların yanına doğru ilerledi. Kendi aralarında biraz gürültülü biçimde konuştukları için Taehyung'un geldiğini birkaç saniye sonra, Albay Jeon'un oturduğu yerden yukarı bakmasıyla fark etmişlerdi. Jimin ve Soobin aynı anda ellerini kaldırıp onu selamlarken Taehyung da karşılık olarak gülümseyip el sallamıştı. Yine de Albay'ın bakışını hâlâ üzerinde hissetmesi sebebiyle hemen ciddi haline geri döndü tabii.

near here |taekook✔️Where stories live. Discover now