33

10K 1.1K 840
                                    

bu fic artık bitmeli ama önemli sahneler yazılmadı...

40-45 arası final olacak sanırım
büyük ihtimalle 45 olur ama
(nolur itiraz etmeyin aylardır bu fici yazıyorum çok yoruldum)

iyi okumalar♡

...

Rüya gibi bir sabahtı.

Belki Albay onun saçlarını kuruturken birden bir terslik olacak ve karşıdaki küçük aynadan gördüğü yansımaları kaybolacaktı, ihtimali yok değildi. Aslında sabah sevdiği adam tarafından uyandırılmamış, uyanır uyanmaz ona sımsıkı sarılmamış, ısrarları eşliğinde duşa girip onun kıyafetlerini giymemiş şimdi ise saçları onun tarafından kurutulmamıştı. Bu ihtimaller yalnızca düşününce bile kalbinin sızlamasına ve gözlerinin dolmasına sebep olurken yaşadığı güzel anın keyfini çıkarabilmek adına hemen dağıttı hüzünlü havasını. Ağlak ya da fazla duygusal biri olarak algılanmak çok da isteyeceği bir durum değildi en nihayetinde, üstelik tam da ondan karşılık almaya başlamışken.

Uzamaya başlayan yumuşak saç tutamları yavaş yavaş okşanırken bu dokunuşun sırf saç kurutmak için oluşuna sinirlendi Taehyung içten içe, dizine yatıp usul usul sohbet ederken de o parmakları aynı yerde hissetmeyi dilerdi. Ancak umudunu yitirmemişti de, hayatında uzun zaman sonra ilk kez yeniden yeşermeye başlayan beklenti ve heyecan tohumları zinde tutuyordu kalbini. Onları güzelce sulayacak, gereken ışığı almalarını sağlayacak ve bol bol sohbet ederek ilgisiyle sevgisini verecekti, işte böylece sağlıklı bir şekilde büyütebilirdi his demetini. Normalde ise çiçek dalında güzel deyiminin arkasında duruyorken, yeterli olgunluğa erişince bu çiçeği koparıp ait olduğu kişiye vermekte karar kılmıştı.

"Doktor?"

"Ha? Efendim?"

"Nereye daldın gittin? Soru sormuştum." dedi Albay, elindeki havluyu omzuna asıp iki adımda sandalyenin önüne geçerek, böyle daha iyi görüyordu tedirgin genç adamın yüz ifadesini. Tabii görmeyi istediği asıl manzara bu değildi ancak ayırt etme lüksü olduğunu da düşünmüyordu.

"Affedersiniz...ne sormuştunuz ki?"

"Kendine iyi bakmadın mı da bu havada hasta oldun diyorum. Daha o kadar da serinlemedi."

"Aslında buradan pek çıktığım söylenemez."

"Öyleyse?"

"Sadece şey...revirin ısıtıcısı bozuktu da."

Kaşları çatılan Albay, sanki mümkünatı varmış gibi daha da odaklandı genç adamın kaçan bakışlarına. "Ne zamandır?"

"Gittiğiniz günün ertesi bozuldu."

"Ve yapmaya gelmediler mi?" diye sorarken ses tonu istemsizce kalınlaştı çünkü fazlasıyla sinirlenmişti. Hava her ne kadar dondurucu soğuk olmasa da yine de dört beton duvar arasında sabahtan akşama kadar oturan bir adamı üşütecek kıvamdaydı. Nasıl böyle sorumsuz olabildiklerini anlamıyordu, revirde hizmet veren bir doktoru hasta olmaya maruz bırakmak hangi akla hizmetti?

Omzundaki havluyu taburenin üzerine bırakıp son derece ciddi bir ifadeyle iki parmağını doktorun çenesinin altına yerleştirirken onun kendisine bakmasını sağlamıştı. Halbuki zaten göz göze gelemedikleri an ikisi de biraz delirdikleri için bunu yapmasına gerek bile yoktu, eninde sonunda bakışları buluşacaktı. Yüzünü dikkatlice incelediği sırada bir yandan da çenesini sağa sola oynatıyordu görüş açısına daha fazla alan girebilmesi için. Taehyung ise onun ne yaptığını  anlayamadığından dolayı hiç konuşmadan yalnızca şaşkın bakışlar eşliğinde takip ediyordu hareketlerini.

near here |taekook✔️Место, где живут истории. Откройте их для себя