13

10K 1.1K 957
                                    

MERHABALAAAARR

Önceki bölüm çok üzülmüşsünüz kiss sahnesini okuyamadığınız için

Ama bu user sizi yüzüstü bırakır mı????
Tab2 bırakmaz

Hadi iyi okumalar size♡♡

...

Flashback

Albay Jeon, kucağındaki bedeni masallardaki prensesler misali taşımaya devam ederken yerinde durmak bilmeyen parmaklar göğsünü patpat'lıyor ya da boynuna ulaşıyordu. Bilinci neredeyse tamamen kapalı olan biriyle uğraşmak yeterince zor değilmiş gibi bir de kişiliği ve statüsü hakkında kompleksleri olan birinin ona bakması daha da zordu tabii ki. Zaten bir buçuk saattir nasıl hâlâ kafayı yemediğini bilmiyordu, aslında çoktan doktoru en azından hayvanlar tarafından yenmeyeceği bir yere bırakıp evine dönmüş olmalıydı ama dayanabilmişti işte bir şekilde. Ya Tanrı tarafından kutsal sabır inmişti yüreğine, ya da...ya da uzun zamandır hissetmediği vicdanı el vermemişti.

"Albayyy? Ne varmış burada hm, ne varmış?"

Sarhoşluktan yanakları kan kırmızısı olan Taehyung, parmaklarını kendini taşıyan kişinin dudaklarına götürüp biraz baskı uygulayarak dişlerine ulaşmaya çalışıyordu. Bir yandan sanki çok komik bir şey yapıyormuş gibi kıkırdıyor, diğer yandan da ara ara istemsizce gözlerinden yaş akıtıyordu. Albay ise çaresizce sinirlerine hakim olmak için derin nefesler alıp veriyordu, çok kolay engel olabilecekken bunu yapmaması tuhaftı. Belki de ertesi gün olduğunda kamera başındaki askerlerle ufak bir konuşma yapması gerekebilirdi çünkü herkesin dilinde 'Bizim Albay Jeon kucağındaki doktoru kendi evine taşıdığı yetmiyormuş gibi bir de şu tavırlarına müsamaha gösteriyor' denmesini istemezdi.

"Uslu dur Doktor, atarım yoksa aşağı."

Konuşurken dudakları onun parmaklarına çarpmıştı, bu her ne kadar tuhafına kaçsa da bozuntuya vermemiş ve çekinmeden konuşmuştu. Ki zaten kolları arasındaki bedenin de hiçbir utanması yoktu.

"Atarsanız canım yanar ama."

"Ben de seni taşıyorum yirmi dakikadır, laf ediyor muyum?"

Dudak büzüp ardından Albay'ın üst koluna parmaklarını saran Taehyung kıkırdadı. "Sizin kollarınız güçlü, benim bedenim pek dayanıklı değil."

"Niye dokunup duruyorsun?" Dedi Albay başını aşağı doğru eğip doktorun şaşkın yüzüne bakarak, göz yaşlarını fark ettiği zaman ise kendi içinde kısa bir süre sorguladı sebebini. "Rahat dursun elin kolun."

"Kim?" diye aniden yükseldi Taehyung, kaşlarını çatmıştı. "Asıl siz dokunuyorsunuz yirmi dakikadır belime ve bacaklarıma!"

"Buna taşımak denir, istersen bırakayım?"

Yanağını o sert üniformalı göğsüne yasladı ve iç çekti. "Hayır ama pozisyonumuzu değişsek iyi olur."

"Neden? Bir de beğenmiyor musun?"

"Hayır..." dedi Taehyung usulca. "Küçükken annem beni böyle taşımak istemezdi biraz tombul olduğum için. Kollarına zarar vereceğimi söyleyip kızıyordu."

Tamamen durmadı ama yürüyüşü yavaşladı Albay'ın. Doktoru ilk tanıdığı günden beri birtakım aile sorunları yaşadığını anlamıştı, gerek sözlerinden gerekse davranışlarından belli oluyordu zaten ama Kim ailesinin böyle olabileceğini aklının ucundan dahi geçirmemişti daha önce. Doktor Kim, devlet adamlarına hekimlik yaptığı için oldukça saygın ve de ilgili biriydi, herkes tarafından sevilirdi. Çok sevdiği eşini birkaç sene önce kendi ellerinde kaybetmiş olmasına rağmen ülkesini yüzüstü bırakmayıp mesleğini yapmaya devam etmişti, ta ki bu sene emekli olana kadar. Oğlunun ondan bir şeyler kapabileceği ihtimali ve onun da ricasıyla askeriyede de bir parçası vardı artık. Kendi gibi güler yüzlü ve yardımsever biri. Ha bir de sarhoşken epey temas eden...

near here |taekook✔️Where stories live. Discover now