24

9.5K 1K 666
                                    

yorumlardan çok motive olduğum için erken gelecektim hatta perşembe atacaktım??

900 kelimeye yakın yazmıştım SONRA bir çıktım girdim ertesi gün
son yazdıklarım gitmiş.

900 kelime oldu 560 kelime

Yani o yüzden geciktim.
Yani wattynin suçu benim değil.

...

Herkes yapmaması gereken bir şeyler yapardı hayatta, en nihayetinde insanlar doğaları gereği yanılabilir ve yoldan çıkabilirdi. Gözleri de boyanabilirdi mesela, yanlış insanları doğru olarak algılmaya meyilli olabilirdi bazen. Ve bu yanlışların farkına varılması iki gün de iki yıl da sürebilirdi tabii, beyin sürekli bir gelişim içindeyken zamanı kesinleştirmek imkansız hale gelirdi. Durumun tersi olarak, yaptığı şeyin yanlış olduğunu bilip yine de yapan tarzda insanlar da yok değildi. En yakın örnek olarak Kuzey'de yüksek rütbeli bir asker olan Albay Jeon ve Güney'in Doktor ajanı Kim Taehyung verilebilirdi.

İkisi de kalplerinde oluşan o baskının ne olduğundan az çok haberdardı, hayatlarında aşkı tatmamış bu kişiler için hisleri anlamlandırmak her ne kadar zor olsa da kabullenmeye çalışıyorlardı bir şekilde. Cinsiyetlerine bağlı olarak yaşadıkları zorlukları ikisi de adil bulmuyordu tabii ama ellerinden bir şey gelmezdi, zamanında zaten bu sorun üzerine fazla düşünmekten kafayı yiyecek raddeye gelmişlerdi. Albay Jeon, Kuzey'in diline düşmek istemediğinden dolayı ilerideki hayatını sevmediği -daha doğrusu sevemediği- bir kadınla evlenmek olarak planlamıştı ama işler Kim Taehyung cephesinde farklıydı.

Birinin geleceği yükümlülüklerle doluyken diğeri sevdiği kişiyi alıp farklı bir ülkede evlenebilme imkanına sahipti, elbette planlarının da aynı olması beklenemezdi. Hoş, Albay Jeon kalpsiz biri değildi, istemeyerek evlenecek olsa bile partnerine asla kötü davranmaz ve her daim suyuna giderdi ancak ömrünün sonuna kadar mutlu olamayacağı gerçeğini kendine kabul ettirmiş bir şekilde...Şimdi ise planladığı onca şeyin saniyeler içinde yıkılışına şahit oluyordu en yakından. Dudaklarının kenarına bastırılmış ve çok geçmeden çekilmiş dudaklara karşı ne yapacağını bilememiş, yalnızca öylece dikilmişti. Tabii yapabileceği pek bir şey de yoktu ama en azından etraf ıssız bile olsa askeriyenin ortasında bir erkeğin onu öpmesine izin vermemeli ve sinirlenmeliydi.

Ama hayır, hissettiği bu sıcaklık sonsuza kadar sürsün istemişti. Çünkü kalbi ilk kez böylesine istekli atıyordu.

"B-ben." diyerek geri çekildi Taehyung, altüst olmuştu ve Albay'ın tepkisinden öylesine korkuyordu ki pişmanlıktan ağlayacak gibi hissediyordu. "Özür dilerim. S-sadece- sadece teşekkür..."

Kafası son derece karışmış olan Albay, gittikleri yönün tam tersine dönerek sertçe yutkundu ve derin bir nefes aldı kendine gelebilmek amacıyla. "Yanlış yoldan gidiyormuşuz Doktor, niye uyarmıyorsun?"

"Ha? Ben? B-bilmem, fark edemedim."

Taehyung panik halleriyle birlikte Albay gibi durduğu yerin tersi yönüne dönüp parmaklarıyla oynamaya başladı  gergin hissettiği için. Fakat yine de öpücük hakkında herhangi bir kötü tepki almadığından dolayı rahattı, kızgın Albay ile yüzleşecek olabilme ihtimali onu yiyip bitirmişti saniyeler içinde. Çünkü eğer ters birkaç söz işitseydi berbat hissetmekle kalmaz aynı zamanda utançtan yerin dibine girer, bir daha da onun yüzüne bakamazdı. Neyse ki bunlar olmamış ve azıcık(?) utançla beraber Albay'ın ağır yürüyüşüne eşlik etmeye başlamıştı. Doğrusu onun bu huyunu seviyordu Taehyung...yani utanmaması için konunun üzerine gitmemesini.

near here |taekook✔️On viuen les histories. Descobreix ara