20. Bölüm

5.1K 373 205
                                    

Catherine hafifçe tıklatılan kapıyı, "Girin!" diye yanıtladı fakat gözünü, son bir dakikadır olduğu gibi, gergefe iyice gerilmiş süt mavisi kumaştan ayırmadı; en az yirmi ilmeği geri çıkarması gerektiğini fark ettiğindeyse yüzü sıkıntıyla buruştu ve "Lanet olası kırmızının bu kadar tonu olduğunu kim bilebilirdi ki?" diyerek burnundan homurdandı. 

Neredeyse yarısını bitirmek üzere olduğu panodan ilmekleri hızlı hızlı çekerek kan kırmızısı iplikle hayat verdiği pembemsi kırmızımsı, iri solucanı ortadan kaldırdığında; çalı çırpıdan bir araya gelmiş yuvanın kenarına tünemiş baba kuşun yavrularına doğru eğdiği ağzı komik bir biçimde açık kalmıştı. 

Gerçek rengine daha uygun bir solucan yapmak için ip çilesine bakmadan önce başını gergefin üzerine iyice eğip ipi herhangi bir yerde yanlış atıp atmadığını kontrol etti çünkü hesaba dayalı bu tip nakışlarda yanlış atılan bir ilmek bile resmi tamamen değiştirebilirdi. 

Hayır, atmamıştı. Zaten oldu olası nakış işlerken pek fazla hata yapmazdı, yapıyor olsa son üç günde rengarenk kuşlarla dolu iki panoyu bitirip üçüncüsüne başlayamazdı. Esefle Cutter'ın, Leydi Thorne'un ve Bayan Mortimer'ın müdahaleleri olmasa, özellikle de nakışı eline aldığı ilk günkü müdahaleleri, rahatlıkla dördüncüsüne de başlamış; hatta yarılamış bile olabileceğini düşündü.    

Cutter; üç gün önce, yani Marcus'ın iki hafta süren hastalığın ardından kendine geldiği gün, saat on sularında birdenbire Catherine'in odasına dalıvermiş ve itirazlarına rağmen onu elinden tutarak yandaki oturma salonuna doğru çekiştirmişti. Catherine'in Cutter'a direnmesinin nedeni, geçmişte kocasıyla karşılaşma ihtimali yüzünden iki yatak odası arasındaki bu salondan olabildiğince uzak durmak istemesi değildi, James'ten beri eline almadığı nakış takımından ayrılmaya henüz kendini hazır hissetmemesiydi. 

İki saat kadar önce odasının köşesindeki eski sandığın dibinde bulduğu gergefi eski bir dosta sarılır gibi göğsüne bastırmıştı. Sonra hemen onun altındaki kumaş parçalarını ve ip çilesini çıkarmıştı; elbette onlara eşlik eden çeşitli pano, yastık ve yaka modellerine ait eskiz defterini de.

Catherine, nakış işlemenin ruhuna iyi geldiğini daha genç kızlığının ilk dönemlerinde fark etmişti. Ayrıca Rose'un beyaz atlı prensiyle ilgili bitmek bilmeyen romantik hayallerini dinlemekten, Beatrice'in doğadaki canlıların üremesinin tuhaflığı ya da madenlerde çocukların çalıştırılmasının insan haklarıyla hiç bağdaşmadığıyla ilgili detaylı söylevlerinden kaçmanın en kolay yolunun başını gergefin üzerine eğmekti. Böyle yaptığında kız kardeşleri kısa süre sonra pes edip kendilerine yeni dinleyiciler aramaya başlıyorlardı.

Catherine, evlendikten sonra da nakış işlemeye devam etmiş ve nakışın aynı zamanda kırgınlıklarını, kızgınlıklarını bir parça olsun üzerinden atmak için de iyi bir yol olduğunu fark etmişti. Hatta bu yüzden bütün boş vakitlerini panolar, örtüler, dekorlar işlemek için harcar olmuş ve sonuçta ortaya mükemmel eserler ortaya çıkarmıştı. O kadar ki uzman gözlerden oluşan bir kurul gelip değerlendirse Catherine'in renk renk kumaşların üstünde iğne ve iplikle harikalar yarattığını kabul eder, ustalığı karşısında şapka çıkarırdı. 

James öldükten ne kadar sonra olduğunu hatırlamasa da nakış takımlarını yine eline almıştı. Sanki iğne, iplik ve bir bez parçasıyla, tıpkı eskiden diğer her şeyde olduğu gibi, oğlunun acısını da azaltabilirmiş gibi düşünmüş, ümit etmişti... Pes etmesi için sadece birkaç deneme yapması yetmişti. Ne doğru renkte ipleri seçecek ne de önündeki eskizdekine benzer bir şekil ortaya çıkaracak kadar düşüncelerini odaklaması mümkün değilken ısrar etmesinin bir anlamı yoktu. 

BOŞA GEÇEN YILLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin