3.BÖLÜM: "CEZA"

166 62 206
                                    

Medya: Napea Vadisi

3.BÖLÜM: "CEZA"

Karanlık.

Her yer karanlık.

Zihnim sessiz, düşüncelerim ölü.

Ruhum karanlığa hapsolmuş, bedenim arafta.

Gözlerim bana ihanet ediyor inatla kaldırmıyor kapaklarını. Göğsüme dolan oksijen değil zehir. Hissettiğim acı bedenimi diri diri yakıyor.

Ruhum alev alıyor ve ben sadece izliyorum.

Su bana sırtını dönmüş giderken, toprak içine almak için savaşıyor. Hava, ateşi harlandırıyor ve ben sadece izliyorum.

Bedenim bana ihanet ediyor. Yaşam belirtisi göstermiyor.

Güçlerimse beni çoktan terk etmiş.

İzliyorum.

Bilincim kendine gelmeye başlarken etrafımda yine bir kargaşa hakimdi. Ne olduğunu anlamadığım kargaşalar beni bu hale getirmemiş miydi zaten?

Binlerce farklı ses doluyor kulağıma. Herkes konuşuyor ama ne dediklerini anlamıyorum. Duyuyorum ama hepsi birer uğultudan ibaret. Gözümü açmak için çabalıyorum. Başıma ağrılar saplanıyor artık zorlamıyorum.

"Bakın o asla kontrolü kaybetmez. Yanlış giden bir şeyler var," dedi tanıdık bir erkek sesi.

"İsteyerek ya da istemeyerek fark etmez. Sonuç olarak bu kontrolsüz hareketi bizi savaşın eşiğine getirdi," dedi daha önce duymadığım sert bir erkek sesi.

"Bir yolu olmalı. O Astar Lorenzia'nın kızı. Ceza verilmesi bir skandal olur. Koruyucular yüzyıllardır Çember'i korur. Lorenzia'nın kızını cezalandırmamız demek Çember'le koruyucular arası bir savaşın başlaması demektir," dedi tanıdık ses.

"İnanın bana Astar Lorenzia'yı karşınıza almaktansa, aslanlarla savaşmayı tercih edersiniz," diyerek devam etti tanıdık ses.

Sıkıntılı iç çekişleri duydum. Bir süre sessizlik oldu ama ben hala gözlerimi açamıyordum.

"Koruyucuları karşıma almayı bende istemiyorum. Onları çok iyi tanıyorum, neler yapabileceklerini de biliyorum.  Ancak bir şey yapmadan durmamı bekleme benden. Vadi ayağa kalkmış durumda. Onları zapt etmek normal zamanda bile zorken, o buradayken daha zo-," cümlesini bölen benim öksürük seslerim olmuştu.

Bir el boynumu sıkıyormuşçasına aralıksız öksürüyordum. Olduğum yerde bir anda doğruldum ve öksürmeye devam ettim. Yavaş yavaş etkisi azalırken gözlerim yaşarmıştı.

Yaşaran gözlerimle etrafa bakmaya çalıştım. Tamamen beyazdan oluşan bir odadaydım. Duvar, yatak, pencere her yer beyazdı. Daha sonra gözlerimi odanın içindekilere çevirdim 3 kişiydiler. İkisi bulunduğum yatağın oldukça yakınındayken birisi gerideydi.

Onlar da bir süre şaşkınca bana baktı ardından, "Merhaba Mirena. Kendini nasıl hissediyorsun, daha iyi misin?" diye sordu biraz önce konuşanlardan biriydi.

İstemsizce kaşlarım çatılmıştı. Bu adamı tanımıyordum ama o beni tanıyordu. "Teşekkür ederim daha iyiyim fakat sizi tanıyamadım," dedim sorgu dolu gözlerle bakarken.

"Ah pardon benim hatam kendimi tanıtmadım. Ben Ballint Corbinian. Napea Vadisi'nin lideri," dedi samimi olduğunu sandığı bir gülümsemeyle.

Gözlerim yanındaki adama kayarken onun kim olduğunu anlamıştım. "Sergius, sende burada olduğuna göre durum ciddi demek hı," dedim Sergius'a bakarak.

SINIRIN KORUYUCULARIWhere stories live. Discover now