4.BÖLÜM: "ORTAK"

182 73 327
                                    

Medya: Başkent Atropos

4.BÖLÜM: "ORTAK"

Görünmez iplerle birbirine bağlıydı hayatlarımız. Bu ipleri göremiyorduk ama hissedebiliyorduk.

Benim hayatımda böyle bir iple bağlanmıştı yeniden. Tam ipler koptu, hikayem bitti derken yeniden tutunmuştum hayata.

Acılı Konsey'in üzerinden 3 gün geçmişti. Bu sürede Atropos'a geri dönmüş ve buradaki işlerimi tamamlamıştım. Konsey gecesinden sonra babamı bir daha hiç görmemiştim.

Bugün ise seçtiğim yolda ilk adımımı atacaktım. Napea Vadisi'ne gidiyorduk. Benimle beraber Larren, Trixy, Tsar ve Flavus'da geliyordu. Her şeyi mahveden bendim, düzeltmesi gereken de. Ama arkadaşlarım beni yalnız bırakmak istememişti. Ayrıca Lider Lorenzia'da böyle uygun görmüştü.

Sabah yine erken saatlerde uyanmıştım ve şuan bavulumu hazırlıyordum. Birkaç parça eşya koyduktan sonra geri kalan boşlukları benim için önemli şeylerle doldurdum ve fermuarı çektim.

Bugün Atropos yağmurluydu. Koca şehir gidişime ağlıyordu belki de. Geri kavuşacağız kasvetli şehir. Çok yakında.

Görev gecesi Larren'la Tsar'ın birbirlerine vurduklarını görmüştüm ama nedenini bilmiyordum. Keşke de öğrenmeseydim. Aslında Tsar o geceden görüntüler görmüş ama bizden gizlemiş.

Bizden ilk kez gördüğü bir görüntüyü saklamıştı ve işte şimdi savaştaydık. Bu olanlardan onu suçlamak istemiyordum. Bütün suç benimdi. Ama bir ihtimal haberimiz olsaydı belki bir şeyleri değiştirebilirdik. Bu yüzden ona biraz da olsa kırılmıştım. Kısa zamanda Larren'la aralarındaki sorunları halletmişler. Biz hep böyleydik. Çok kavga ederdik ama kısa sürede barışırdık.

Ufak yaralarım düzelmişti ama kalbim nedenini bilmediğim bir acıyla kavruluyordu. Görünürde bir yara yoktu ama içerisi kan gölü gibiydi.

Açılan kapı sesiyle düşüncelerimden sıyrılmıştım. Tabiki de Trixy gelmişti. Kapımı çalmadan içeri giren tek kişiydi. "Selam fıstık," dedi neşeli sesiyle. Hepimizin aksine Trixy Vadi'ye gitmekten oldukça memnun görünüyordu.

"Selam Trx. Bakıyorum da baya mutlusun. Söyleseydin daha önceden giderdik Vadi'ye," dedim bende onun gibi gülerek.

"Bebeğim Vadi'nin yakışıklı muhafızları bize iyi gelecek inanıyorum," dedi kahkaha atarken. "Kesinlikle Atropos'tan uzaklaşmamızın vakti gelmişti," diyerek devam etti.

"Vadi'nin de buradan pek bir farkı yok gibi aslında. Hatta buradan daha kasvetli bir şehir," dedim. Bunu söylerken zihnim Vadi'de uyandığım güne gitmişti. O günden aklımda kalan en önemli şey Mories Corbinian'mış gibi beynim ısrarla bu ismi tekrarlıyordu.

"O zaman bizde Vadi'ye güneşi getiririz," dedi sırıtarak. "Herkes hazır mı ne zaman çıkıyoruz?" diye sordum.

"Herkes hazır. Birazdan çıkarız. Lider Lorenzia, Larren'ı yanına çağırmış. Larren'ın işi bittiğinde yola çıkarız," dedi Trixy.

Babam gitmeden önce Larren'la ne konuşabilirdi ki. Bu düşünce kaşlarımı çatmama sebep olurken yine huzursuz hissediyordum. "Hazırsan bahçeye inelim diğerleri de hazır bekliyorlar. Larren gelince de oyalanmadan çıkarız," dedi Trixy.

Başımı sallayarak onu onayladım ve birazdan geleceğimi söyleyerek Trixy'i yolladım. Banyoya girerek hızlı bir duş aldım. Saçımı taradıktan sonra kurutmadım ve açık bıraktım. Dişlerimi fırçaladıktan sonra yüzüme nemlendirici krem sürdüm ve banyodan çıktım.

SINIRIN KORUYUCULARIWhere stories live. Discover now