2

49.6K 4.1K 4.7K
                                    

Haiiii, ben geldiiim. Huuuh, bir önceki bölüme yaptığınız yorumlar ve verdiğiniz oylar için çok teşekkür ederiiim. Umarım bu bölümü de seversiniz, ay çok sıcaaaak ağğğ geceye kalmasın diye yazayım bölümü dedim, ama geceleri anca yazabileceğim artık öyle görünüyor :(

Yazım yanlışlarım varsa affoluna, hızlı yazdım bölümü çok. Keyifli okumalar diliyorum lokumlarım! Xx

**

"O izmariti ne diye atarsın çocuğun kafasına anlamıyorum seni." Jimin söylenerek elindeki portakal suyu dolu bardağın pipetiyle oynayarak karıştırırken huysuzca homurdandı.

"Hayır yani, adamların silahları var, öğrenci olup olmadığı belli değil. Kim bilir neyin nesiydi, başımıza bela açmazsak iyidir."

Dirseklerimi masaya yaslayarak öne doğru eğilip karşımda oturan arkadaşıma yaklaştım.

"Kameraların kör noktada kaldığı alan, kanıt yok. Büyütülecek bir durum da yok, sigara yanlışlıkla parmaklarımın arasından süzülmüş olabilir, bu gayet normal." diyerek omzumu fütursuz bir tavırla silktim.

Jimin, tek kaşını imayla kaldırıp portakal suyunun içinde bulunduğu bardağı kavrayan parmaklarını masaya çarptı yavaşça.

"Adamın gözünün içine baka baka 'Pardon, bilerek oldu!' diyen bendim sanki! Bak babam bu yıl son senem olduğu için sorunsuz bitirmemi istiyor. Beladan uzak durmamız lazım."

"Abartma Jim, adam bana ters ters baktığı için yaptım, bir de göz korkutmaya çalışırcasına silah gösteren o korumalara kıl kapmış olabilirim." dedim ve duraksayıp bacak bacak üstüne atarak sırtımı oturduğum sandalyeye yaslayıp oturuşumu dikleştirdim.

"Kurusıkı taşıyorlar sadece, dışarıdan da her an tetiği çekip adam vurabilecekmiş imajı yaratıyorlar. Ben de bebektim, korkacaktım hemen. Öf her neyse dediğin gibi umarım yeni gelen öğrenci o değildir." diye homurdandım huysuzca ağzımın içinde geveleye geveleye.

"O değil de kurusıkı veya normal tabanca fark etmeksizin bu adamlar nasıl içeriye girebilmiş? Güvenliğin normalde izin vermemesi lazımd- Ah siktir."

Jimin 'in bakışları omzumun ardındaki bir noktaya kaydığı anda cümlesini küfürle sonlandırıp alnını ovuşturdu.

"Kalk, kalk. Topuklamamız lazım." dedi ve kalkmak için hamle yaptığında kaşlarım çatıldı.

Baktığı yere dönüp kontrol ettiğimde, bir kaç dakika önce gördüğüm o korumalardan birkaçını gördüğümde sırıttım.

"Jungkook, kalksana!" Jimin tepeme dikilmiş omuzlarımı dürtüklerken, başımı ona çevirip bakışlarımızı buluşturdum.

"Burası benim okulum, ne diye kalkıyormuşum?" dedim Jimin'in umarsız ve gergin tavırları karşısında son derece soğukkanlılığımı korudum.

"Fakülteden ancak ne zaman istersem o zaman giderim." diye homurdandığımda, tepemize dikilen korumaların gölgeleri sayesinde bakışlarımız aynı anda onların bulunduğu noktaya doğru çevrildi.

"Patron seni çağırdı." İçlerinde uzun boylu olan korumanın tok sesini duyduğumda Jimin omuzlarımdan dürtüklemeye son verdi.

"Pardon?"

"Bay Kim seni çağırıyor!" Ellerini masaya koyarak kelimelerini vurguladığında sırıttım. "Öyle birini tanımıyorum?" dedim önüme eğilen korumaya kafa tutarak, ters ters baktım.

"Az önce üstüne izmarit attığın ve ceketini mahvettiğin kişi patronum Bay Kim oluyor. Ve görünen o ki, sen safa yatmayı seven birine benziyorsun."

MAFIA IN SCHOOL • TAEKOOK +18 ✓Where stories live. Discover now