MAFIA IN SCHOOL • TAEKOOK +18 ✓

18

Haiii, ben geldiiim. Huh bölümü yetiştirebildiğim için mesuduuum. Bir önceki bölüme verdiğiniz oy ve yaptığınız yorumlar için çok teşekkür ederiiim.

Bu bölümü de umarım seversiniz. Yazım yanlışlarım varsa affoluna, düzenleyemeden yazdığım gibi paylaşıyorum çünkü. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

**

"Sevdiklerime zarar vermem ben. Benim için değerli olan insanların zarar görmelerine izin vermem ve korurum. Tıpkı Jungkook'u koruduğum gibi." dedi gözlerimin içine baka baka, ciddi bir ifadeyle. Bu sözleriyle beni etkisi altına alırken mest olmuş gözlerle onu izleyip sertçe yutkundum.

Öyle ki neredeyse kendimi kaybedip dudaklarımı büzerek ıslık çalacaktım, son anda durdurabildim bu isteğimi.

"Başka bir şey yoksa, şimdi hoşlandığım adamı alıp gideceğim." dediğinde ağzım bir karış aralandı.

Bileğimden yakaladığı gibi bana göz kırpıp, çocuklara da başını sallarcasına selam verdi.

Namjoon ve Jin bön gözlerle birbirlerine bakarken Taehyung parmaklarımızı iç içe geçirecek şekilde kenetledi.

Yangın çıkışının kapısını açıp dışarıya çıktığında adımlarına eşlik ederek ona yakın bir şekilde yürüdüm.

"Tatmin etti mi?" diye sorduğunda tek dudağım seğirdi. "Yapman gerekeni yaptın." dedim ve gözlerimi devirdim.

Jin ve Namjoon öğrenmişti, geriye Jimin kalmıştı. "Şimdi teklifimi yeniden düşüneceksin ama değil mi?" Merdiven boşluğuna geldiğimiz anda duraksadı ve sırtımı duvara yaslayarak beni duvar ile arasında kıstırdı.

Gözlerimi umursamaz bir tavırla, bakışlarından kaçırırken, "Bakarız." dedim son derece oyuncu bir sesle.

Dilimle piercingimi dürtükleyerek onunla oynarken tek elini başımın yanına, arkamdaki duvara dayadı. Koluna abanarak üzerime eğildiğinde hem üst hem de alt gövdelerimizi birleştirecek şekilde bana yaklaştı.

"Zoru mu oynuyorsun, naz mı yapıyorsun?" diye boğuk bir tınıyla dudaklarıma soludu. Burnu burnuma değecek kadar yüzlerimiz yakınlaşmıştı.

Sahte bir şekilde gülerek piercingimin halkasını emecek şekilde dudağımı ısırdım.

"Kendini ne zannediyorsun?" diye sorarken tek kaşım havalandı. "Belki de sadece, silahlı korumalarını kuyruk gibi peşinde gezdiren, mafyanın oğlu biriyle çıkmak istemiyorumdur?" dedim onunla dikleşircesine kafa tutarak.

Dudakları öne doğru hafifçe bükülerek gülümsedi. Gözleri kısıldı. "Hâlâ benden etkilendiğini kabul etmiyorsun, çıldıracağım. İçeride senden hoşlandığımı söyledim, sana ilgim olduğunu söyledim ve bunlar laftan ibaret değildi, çok ciddiydim. Laf cambazlığını oldum olası sevmemişimdir zaten."

Oflayarak ellerimi geniş omuzlarına yerleştirdim ve yakasını silkeler gibi hafifçe vurdum.

"Bak, sevgili olmak için biraz daha zaman geçirmeye ihtiyacım var. Seni tanımak istiyorum. Ve baskı altında hissedersem kabul edeceğim varsa da edesim gelmiyor. Sürekli teklif teklif diye etrafta gezinmeye deva-"

"Tamam çıkar teklifi aklından. Ne zaman hazır hissedersen o zaman. Beklemekten nefret eden biriyim, ama bu konuyu daha açmayacağım ve senin karar vereceğin anı bekleyeceğim." dedi ağır ağır.

"Oh bak şimdi rahatladım işte." dedim ve keyifle kıkırdadım. Parmaklarımı geniş omzunda sürükleyerek boynundan adem elmasına ve oradan da çenesine kadar çıkarttım.