MAFIA IN SCHOOL • TAEKOOK +18 ✓

30

Haiiii, ben geldiiim. Ay yavru ceylanlarım havalar çok sıcak bunalıyoruuuum, bölüm pek içime sinmedi. Geceleri bile serin değil artık, bu yüzden acucuuk gecikmeler yaşanabilir bölümcüklerde. Ama elimden geleni yaptığımı unutmayın tamam mıı? :)

Geldik 30. bölüme beee, zaman çabuk geçiyor cidden. Bölümü daha geçe kalmadan yazdığım gibi paylaşıyorum. Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

**

"Jim, Taehyung'un teklifini kabul ettim. Sevgiliyiz artık."

Jimin'in gözleri irileşirken ellerini bacaklarına vurarak etrafımda turlar atacak şekilde söylenerek dolanmaya başladı.

"Ben biliyordum böyle olacağını. Boka battık, boka!" Ellerini birbirine 'vah vah' dercesine vururken, Namjoon kıkırdayarak Jimin'in yanına gelip omzundan yakalayıp onu durdurdu.

"Taehyung ne size ne de bana zarar vermez, vermedi de. Boka falan battığımız yok yani." diye söylendim dişlerimin arasından, bir yandan da ensemi sıvazladım.

"Dün gece doğruluk ve cesaret oynarken itiraf etti Taehyung'dan hoşlandığını, ama tabii senin kafan o zaman o kadar iyiydi ki, hatırlamıyor olmalısın." Namjoon'un tok sesiyle Jimin ellerini beline yerleştirdi ve gözlerini kısarak bakışlarını ikimiz arasında gezdirdi.

"Siktir, biri hafızamı silmiş." diye yakındığında Jin derin bir kahkaha attı. O gülünce Namjoon ve ben de Jin'e eşlik ettik. Jimin gözlerine yerleştirdiği sahte bir öfkeyle bize bakarken histerik bir şekilde gülümsedi.

"Eun Woo'nun kucağında zıpladığını da hatırlamıyorsun sen o zaman?" Jin'in ima dolu sesiyle Jimin'in gözleri dehşetle irileşirken, genzinden şaşırdığını doğrudan bildiren tiz bir ses yükseldi.

"Ne? Ben mi zıplamışım? Hah yanlış görmüşsünüzdür siz, yapmam ben öyle bir şey." dedi ve omzunu fütursuz bir şekilde silkerek yanımızdan geçtiğinde, birbirimize bakarak kıkırdadık.

"Hiç yapmazsın tabii canım." 

***

Yemek için bir kafeye doluşup neredeyse tüm masaları doldurduğumuzda Taehyung yanıma oturdu.

Dekan kafenin sahibiyle konuşarak masaları birleştirmeleri konusunda ayarlama yaptırtmıştı.

Jimin, Jin ve Namjoon ise diğer tarafımda oturuyordu. Benim hemen karşıma oturan dekan ile göz göze gelince gülümsedim.

"Buraya gelirken neden benim arabama binmedin?" Taehyung kulağıma huysuzca homurdandığında sırtımı arkama yaslandım.

Eli yavaşça masanın altından dizime kayıp uyluğumu sıkıca kavradığında, sırtım yay gibi gerildi ve oturuşum dikleşti.

"Dönüş yolunda otobüsle değil benimle gelirsin, ama değil mi?" Kulağıma fısıltısını bırakırken, yanımda oturan arkadaşlarımı ve karşımda oturan dekanı bile siklemeden, kışkırtıcı bir şekilde burnunu kulağımın arkasına sürttü.

Uyluklarım kasılırken sertçe yutkundum. "Elini geri çekmezsen, geleceğim varsa da gelmeyeceğimi biliyorsun değil mi?" dedim sıktığım dişlerimin arasından çaktırmadan mırıldanarak.

Beni duyduğu anda parmakları aletimi kavramak üzereyken elini geri çektiğinde memnun bir şekilde sırıttım.

Bacağımı diğerinin üstüne atarken sipariş vermek üzere menüye bakındım.

--

Dekan hesabın hepsini ödeyip bize kıyak geçmişti. Tıka basa yediğim için inanılmaz mutluydum.