7

44.5K 3.8K 4.9K
                                    

Haiiii, ben geldiiim. Nasılsınız güzelliklerim? Soluksuz okuyacağınız bir bölüm getirdim size eheheh. Umarım seversinizzz. Bu arada ailemiz 20K okunmaya ulaştııı, çok teşekkür ederiiim, destek veren, oy ve yorumlarını esirgemeyen herkese minnettarım. Seviyorum sizi <3

Yazım yanlışlarım varsa affoluna, keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

**

"Ağzını doldurduğum zaman susmak zorunda kalırsın." Dişleri arasından tehditkâr bir edayla söylendiğinde, gözlerindeki o tehlike tohumları doğrudan kanıma işledi.

Sözleri zihnimde tekrarlanırken yüzümün aldığı ifade hoşuna gitmiş gibi dudakları beğeniyle büküldü. Tek elini pantolonunun cebinden çıkarttı ve parmak uçlarıyla çenemi sıvazlarcasına dürttü.

Parmaklarının uyguladığı baskı sayesinde başım geriye doğru hafifçe kayarken ağzım aralansa da tek kelime edemedim. O an hipnoz olmuş gibi, dilim tutulmuştu.

Bu durum onu memnun etmiş olmalı dudaklarına takındığı gülüşü genişledi ve yüzünü esir alan öfke kalıntılarından usulca arındı. Dilini dudakları üstünde gezdirip onlara daha ıslak bir görünüm katarak geri çekildi ve yüzlerimiz arasında tehlike arz edecek kadar yakın olan mesafeyi yeniden açarak duruşunu düzeltti.

Çenemdeki parmaklarının sıcaklığı yerini havaya bırakırken sertçe yutkundum. Bana göz kırptı ve bir-iki adım geriledikten sonra topukları üstünde arkasına döndü.

Ona karşılık vermediğim gerçeği yüzüme tokat misali çarptı. Kafamda uyarı çanları çalmaya başlamış ve beni içerisine düştüğüm bu akımdan çekip çıkartmıştı. Oh zihnim bulanmış, beynim buharlaşmış gibi hissetmiştim kısacık zaman diliminde.

"Lafı atıp gitmek olmaz!" diye bağırdım arkasından, nihayetinde sesimi bulabilmiş, kendime gelebilmiştim. Bir an bu tavırları karşısında aklımı yitirmiş gibi hissetmiştim, Tanrı aşkına...

"Doldursana hadi! Susturabiliyor musun görelim, denesene!" Ayak tabanımı tok bir sesle zemine sertçe indirirken, ellerimi bilmiş bir edayla göğsümde çaprazladım.

"Yok öyle lafı edip hiç bir şey olmamış gibi çekip gitmek! Havalı değilsin Kim!" Silkelenip kendime gelmiştim işte, tam gelmiştim hem de.

Lakin tüm bu ettiğim laflar etkili olmadı, sözlerim onu durdurmadı. Adımları yavaşladı ve bir anlığına duracak gibi oldu da, ama kısık bir sesle kıkırdadı ve tek eli cebinde yürürken, boşta kalan eliyle saçlarını geriye doğru umursamaz bir şekilde itekleyerek ilerlemeye devam etti.

Bana kulak asmamıştı bile. Korumalarıyla uzaklaşmasını izlemeye son verip peşine düşmek amacıyla ellerimi göğsümden indirip harekete geçeceğim sırada Namjoon omzumdan yakalayarak beni durdurdu.

"Kook, bırak. Bulaşmayalım daha fazla bu serseriye." dedi öfkesini içine gömmüş ve beni de kontrol altına alabilmek için sesini olağanüstü bir başarıyla dinginleştirmişti.

"Susturacakmışmış, bak sen şu işe!" diye içimi kemiren öfke silsilesi eşliğinde, dişlerimin arasından soluk alarak söylendim.

"Lafla gemi yürümüyor fiyakalı mafya çocuğu, icraatlarla gel bana!"

Namjoon sırtımı sıvazlayarak, "Gitti gitti, ohoo bırak artık yürü." dedi ve koluma girerek ilerlemeye başlayıp beni de peşinden çekiştirdi.

****

Ertesi gün|

Eski yerimi şimdiden özlemiştim, ama artık küstah Kim, yerimin sahibiydi. Bense onun hemen önünde oturuyordum Jimin ile birlikte.

MAFIA IN SCHOOL • TAEKOOK +18 ✓Where stories live. Discover now