15

20.2K 1.3K 185
                                    

Abi dün akşam yanlışlıkla taslak olan bölümü atmışım ve 450 vote falan gelmiş ama düzenlemediğim için kaldırmak zorunda kaldım. Bu bölüm hiç içime sinmedi o yüzden belki baştan yazarım.



"Ha-hangi emniyet" dedim sesim korkudan titriyor, kabim sanki bir el tarafından  sıkıştırılıyor gibiydi.

Adamın cevap vermesiyle marketten koşarak çıktım ve gördüğüm ilk taksiye bindim.
Patronda benimle gelmek zorundaydı şu an onu bırakarak vakit kaybedemezdim.

Yol akmıyor saniyeler saatler gibi geliyordu. Daha bir kaç hafta önce tanıdığım adam için bu kadar endişelenmemem gerekiyordu ama ona o kadar bağlanmış ve güvenmiştim ki ona bir şey olursa ne yaparım bilmiyordum. Türkler buna kan çekiyor diyorlardı.

Taksi emniyetin önünde durmasıyla kırık bacağımla ne kadar hızlı olabiliyorsam o kadar hızla emniyete girdim.

Güvenlik patronu görmesiyle sorun çıkarmıştı patrona beni kapda beklemesini söyleyerek tekrar güvenliğe döndüm.

"Kartal, Kartal asaferoğlu. Nerde?" Dedim.

Güvenlik onu takip etmemi söyleyip beni geçen geldiğim revirini kapısına bıraktı.

Hızla revire girdiğimde sedyede yatan karnı sargılı abimi ve başındaki iki polis ve doktoru gördüm.

İçeri girip kapıyı kapattım ve yanlarına gittim. "Nasıl, iyi mi o" dedim.

Doktor "Şu an sağlık durumu gayet iyi. Karınından bıçaklandı ama hiç bir organa zarar gelmemiş." Dedi.

Korkudan ağladığımı esmer iri olan polisin bana peçete uzatmasıyla anladım.

Peçeteye alırken elim eline değdi, teşekkür etmek için gözlerimi gözlerine çıkarmıştım ama griye çalan gözlerini görmemle kalbim yine bir avucun içinde sıkışıyormuş gibi hissetmeye başlamıştım.

Hızla"teşekkür ederim" diye mırıldanıp.abimin yattığı sedyenin boş kısmına oturup elini tuttum.

Diğer polis "sizinle telefonda konuşmuştuk dimi?"Dedi.

Ona kafamı sallarken abimin elini tuttuğum eli kıpırdadı ve yavaşça gözlerini açtı.

Bir kaç ,saniye tavanla bakıştıktan sonra gözlerini elini tutan elime çevrildi, sonra gözlerini hızla yüzüme çıkardı.

"Kü-" dedi ama öksürüğünde konuşamayacağını anlayıp doktora dönüp "su içebiliryor mu?" Dedim.

Doktor olumlu anlamda kafasını salladığında kenarda duran açılmamış sulardan alıp yavaşça içirdim.

"Nasil hisdiyorsun"dedim.

"İyiyim ben küçüğüm, sen neden geldin?"Dedi kısık çıkan bir sesle.

Şaşırarak "neden mi? Gelmemek mi lazımdı benim."Dedim

"Evet, nasıl haberin oldu senin."

"Ne demek nasi haber olmak." Dedim gözlerimden hâla yaşlar süzülürken.

"Gel buraya" diyip omzunu gösterdi. Kafamı iki yana sallayarak "canın acır." Dedim.

"Sen ağlayınca canım acımadığını mı sanıyorsun." Dedi ve kolumdan çekip omzuna koydu başımı.

"Korkarsın diye söylemeyecektim ama birileri benden erken davranmış." Dedi odadaki diğer polislere bakarken.

"Böyle bir şeyi nasi saklarsin hem niye hastaneye gitmediniz. Çok korktu ben sana bir şey olacak diye." Dedim.

Kartal abim "önemli bir şeyim yok hastaneye gitmeme de gerek yok." Dedi.

"Ya bıçaklanmışsin nasi önemli değil."Dedim ve omzundan kalktım.

"Küçüğüm, derin bir yara değil. İnan senin ağlayıp korkman daha çok canımı acıtıyor." Dedi ve yanaklarımdan süzülen yaşları sildi.

Karasızca ona bakıp "hastaneye gitsek." Dedim.

"Küçüğüm gerçekten önemli bir şeyim yok. Hatta eve gidiyoruz." Dedi kalkmaya  çalışırken.

Ellerimi omzuna koyup kalkmasına yardım ettim.yatakta oturur pozisyona gelip ayaklarını yataktan sarkıttığında kenardaki koltuğun üstünde duran gömleğini aldım ve yavaşça kollarından geçirip düğmelerini ilikledim.

Abim çenemden tutup kafamı kaldırdı "evdekilere söylemeni istemiyorum." Dedi.

Hızla kafamı iki yana salladim "yalan söylemek kötü." Dedim.

Abim sıkıntılı bir nefes verip koştu "Annem bunu duyarsa endişelenir."

"Asil sen sakladin suyarsa üzülur." Dedim.

Yataktan kalktı. Gri gözlü polis, abimin koluna girdi ve yürümesine yardım etti.
Kapıya ulaştığımızda abim "iyi tamam söyleriz.  Şimdi taksi çağırır mısın küçüğüm? Araba kullanqnileceğimi sanmıyorum "Dedi.

Telefonumu almak için çantamı açmıştım ama gri gözlü adamın konuşmasıyla geri kapattım.

"Ben sizi bırakabilirim amirim zaten bende o tarafa gidiyorum." Dedi.

Abimin de kabul etmesiyle emniyetten çıkıp abim ve  ben gri gözlü adamın arabasına bindik.

Abim önde oturuyordu araba süratle ilerlerken arkada çalan şarkıyla kafamı geriye yasladım

Yıllar geçmiş üstümüzden

Geç kaldık işte bu yüzden

Ön camdan dışarıyı seyrederken dikiz aynasından bana bakan gri gözlü adamla göz göze geldik.

Güzel günler mazide kalmış

Ben hala rüyada aşkımızın üstü tozlanmış.

O gözlerimden gözlerini ayırmazken bakışlarındaki anlamlı ifadeyi anlamlandıramamıştım. Ondan gözlerimi çekip camdan dışarıya bakmamla eve geldiğimizi anlamış oldum.

biyolojik abiler (Ara Verildi)Where stories live. Discover now