Beyaz Kurt

3.8K 199 53
                                    





Merhaba <3<3<3<3<3<3 Bu dördüncü chanbaek hikayem. Desteklerinizi bekliyorum <3<3<3<3<3<3 Sizi seviyorum, umarım beğenirsiniz, iyi okumalar <3<3<3<3<3<3<3



























Çalıların arkasından gelen sesle elimdeki çubukları bıraktım. Arkadaşlarımda ormanda kamp yapmaya gelmiştik ve onlar arabadan malzemeleri taşırken ben de çadırları kurmaya başlamıştım.

"Nasıl gidiyor Baek?" dedi Suho elindeki sepeti yere bırakırken.

"Fena değil, kaç paket kaldı?"

"Beş tane sonra yardıma geleceğiz."

Gülümseyerek onayladım onu. Bıraktığım çubuğu tekrar ekime alarak çadırı kurmaya devam ettim ama tekrar duyduğum ses beni tedirgin etmişti.

Elime yerden bir odun parçası alarak sesin geldiği yöne ilerlemeye başladım. Gittikçe yaklaştığımı hissedebiliyordum ama bir türlü ulaşamamıştım.

Önüme çıkan birkaç kaya parçasını da geçtikten sonra upuzun bir kayalığın önüne çıktım. Bu kayalığın tam önünde de yerde acılar içinde kıvranan bir kurt vardı. Beyaz kürkü kandan kırmızıya dönmüştü ve hareket edemiyordu.

Ona yardım etmeli miydim? Normalden daha büyük görünüyordu, ya bana saldırırsa?

Evet, evet geri dönmeliydim ve başıma iş açmamalıydım. Geriye doğru bir adım attım ama dalların çıkardığı yüksek ses yüzünden kurdun bakışları beni bulmuştu.

Çok, çok, çok acı dolu bakıyordu. Nasıl yaralandıysa gözleri bile dolmuştu. Tamam, zaten hareket edemiyordu. Bu yüzden ona yardım edebilirdim sanırım.

Yavaş ve temkinli adımlarla yanına yaklaştım, o da gözleriyle beni takip ediyordu.

"Hey!" dedim gülümseyerek.

Yarasının nerede olduğunu anlamam gerekiyordu bu yüzden elimi ona uza-

"HRR!"

Kafasını bana uzatıp dişlerini çıkararak hırladı. Korkuyla geriye sendeledim.

Pekala, sakin olmalıydım, savunmasız olan oydu.

"Sadece yarana bakacağım, sakin ol."

Elini başına yerleştirdim. Bu onu biraz olsun sakinleştirmişti ve kafasını hiç hareket ettirmiyordu artık. Gülümseyerek diğer elimi kürkü arasında gezdirmeye başladım. Kan nereden geliyordu?

Yavaşça karnına doğru ilerlediğimde tuhaf sesler çıkarmaya başlamıştı ve işte!

Ellerimi hızla üzerinden çektim. Karnından boynuna doğru yaralanmıştı. Şimdilik sarabilirdim onu. Üzerimdeki gömleği çıkardım ve kanları temizlemeye başladım. Yarası görünür hale gelmişti şimdi.

Gerçekten derinden yaralanmış olmalıydı ama bu benim tedavi edebileceğim bir şey de değildi ki? Otobana çok uzak değildik, sanırım hayvan ambulansını arayabilirdim.

Kurdum kafasını okşadım.

"Yardım çağıracağım, bekle beni."

Ayağa kalkarak telefonumu çıkardım, şükür ki çekiyordu buradan. Hızla numarayı tuşladım ve arkamı döndüm. Birkaç çalıştan sonra telefon açıldı.

"Merhaba, Busan Yolu'nda yaralı bir kurt buldum."

Ona tekrar bakmak için arkamı döndüm-

Nereye gitmişti! İki dakikada o haliyle kaçmıştı! Telefondan gelen seslere cevap veremiyordum çünkü nasıl bu kadar hızlı uzaklaştığını düşünüyordum.

"A-afedersiniz, yanlış gördüm."

Telefonu kapatarak cebime koydum. Gömleğim de yoktu. Onu da alıp gitmişti ama arkamız tamamen kayalıktı ve o yarayla buradan geçmesi mümkün değildi. Nasıl bir kurttu bu böyle?

 Nasıl bir kurttu bu böyle?

Oops! Questa immagine non segue le nostre linee guida sui contenuti. Per continuare la pubblicazione, provare a rimuoverlo o caricare un altro.
All My Life - Omegaverse - MpregDove le storie prendono vita. Scoprilo ora