|Chapter Six|

124 15 20
                                    

|Haewon|

Kollarımı alfa babama biraz daha sıkı dolarken omega babamla kardeşimin tartışmalarını izlemeye başlamıştık ikimiz de. Kardeşim dışarı çıkacağını söylemiş, akşama kadar gelmemişti. Bu durumdan şüphelensek bile yine de ses çıkarmamıştık.

Şimdi ise karakoldan eve yeni gelmiştik. Kardeşim biri tarafından tekrar şikayet edilmişti ve artık alıştığımız o yolu bir kez daha gidip gelmiştik.

"Ungjae, sana tanımadığın insanlara yavşama demiyor muyum?" demişti omega babam. Sinirinden dolayı derin bir şekilde nefes alıp vermeye başlamıştı. "Hayır, hiçbirinde de akıllanmıyorsun ki."

"İyi de ben yavşamadım bu sefer."

"O olayda yavşamamışsın evet ama polis memuruna yavşadığın için seni almak zorunda kaldık zaten."

Alfa babamın kıkırdaması ile ona bakmıştım. Başını öne eğip bana bakmış, alnımı öptükten sonra saçlarımı düzeltmeye başlamıştı. Onun bu hareketi ile gülümsemiş, başımı tekrar onun omzuna koyarak diğer babamla kardeşimi izlemeye başlamıştım.

Normal zamanda olsa alfa babam da olaya dahil olur, Jeongin babama bir şey söyletmeden olayı kendisi hallederdi. Bu gibi fazla önemi olmayan durumlarda ise ikimiz de kenara çekilir ve onların tartışmalarını seyrederdik. Bazı zamanlar izlemek yerine baba kız salona geçer bir film başlatırdık. Onlar da konuşmaları bitince yanımıza gelirlerdi.

Ungjae biraz alfa babama benzemişti bu konuda. Gençliğinde babamın da böyle olduğunu, Jeongin babamla sevgili olana kadar bu şekilde kaldığını anlatmıştı bize. Sevgili oldukları dönemde fazla olmasa bile bu huyu devam etmiş, mühürlendikten sonra ise bunu sadece diğer babama göstermeye başlamıştı.

Bunu anlattıktan sonra üçümüzün tek dileği kardeşimin de bu şekilde olmasıydı. Bizimle aynı okula başladığından, hatta aynı sınıfta olduğumuzdan beri önüne gelen herkese yavşamıştı. Şu sıralar ise dikkati Kihyun'daydı. 

En uzun süreli yavşadığı kişi oydu, diğerleri gelip geçici bir hevese benziyordu.

"Ya ama baba ne yapayım?" demişti Ungjae, kollarını göğsünde birleştirmiş ve bedenini arkasındaki koltuğa bırakmıştı. "Karakoldaki alfa polisle omega memur çok yakışıklıydı, kendimi tutamadım. Gerçi ikisi de birbirinin kokusunu taşıyordu, eşler herhalde."

"Eş olmaları mı seni tuttu?"

"Evet. Polise yavşadığımda memur tehdit etti, memura yavşadığımda neredeyse gidiciydim."

Hyunjin babamın kahkaha atmasıyla birlikte Jeongin babam dayanamamış ve karşımızdaki koltuğa oturmuştu. Yüzünü elleriyle kavradığı zaman alfa olan babam benden ayrılmış, diğer babamızın yanına geçmişti. Onu saçlarından öpüp kolları arasına alınca erkek kardeşime bakmıştı bu sefer.

"Bir dahaki sefere herkese aynı davranışta bulunma." demişti Hyunjin babam. Ardından yüzüne minik bir tebessüm yerleştirmiş, ikimize bakmıştı. "Eş bulma sezonu yaklaşmak üzere. O yüzden tanıştığınız veya yakın olduğunuz kişilere dikkat edin. Ay sonundaki dolunay sizin döneminiz için büyük bir önem taşıyor."

Dediklerini ben dikkatle dinleyip başımı sallasam bile Ungjae pek dikkate almamış, birkaç şey gevelemekle kalmıştı. Ardından ayağa kalkmış, sessizce odasına çekilmişti.

"Normalde bu hafta üç kere karakola gitmemiz gerekirdi." demişti Hyunjin babam. Şaşırdığı şeye gözlerimi devirirken konuşmasıyla birlikte ben de bıkkınlıkla yüzümü kapamıştım ellerimle. "Ne oldu da bir kere karakola gitmemiz gerekti acaba?"

Bazen ailemi anlamıyordum. Özellikle konu erkek kardeşim olduğunda hiçbir zaman onları anlamıyordum.

The Pack •Stray KidsWhere stories live. Discover now