|Chapter Seventeen|

89 12 75
                                    

|Kihyun|

"Durumu açıklamak ister misin, Hwang Ungjae?"

İki babam da hırkanın sevgilime ait olduğunu öğrendiği zaman onu ve ailesini bize davet etmişlerdi. Başta normal bir şekilde ilerkeyen bu davet sonlara doğru babamın kıskançlığı ile başka bir hal almaya başlamıştı.

"Hyung ben ne yapayım?" demişti Ungjae, artık bıkmış bir şekilde konuşuyordu. "Oğlunuzun yaşadığı durumu kafasına taktığını biliyorum, siz yokken en azından sevgilimi güvende tutmak benim de yapmam gereken şeylerden biri."

Söyledikleri ile kalbim yerinden çıkacak gibi atarken babamlara bakmıştım göz ucuyla. Ungjae ilk defa onlardan çekinmeden yanımda duruyor ve elimi tutuyordu, ayrıca sevgilim demesiyle babamların şaşkınlığı giderek artmıştı ki tek şaşıran onlar değildi.

Seungmin babam derin bir şekilde nefes almış ve az sonra yaşanması muhtemel kıskançlık kavgasını önlemek amacıyla ilk konuşan kişi olmuştu.

"Siz... Hangi ara sevgili oldunuz?"

"Minho hyungun evine gittiğimiz zaman. Ona ciddi olup olmadığını sormuştum, o da cevap verdikten sonra bana teklif etmişti."

"İlk başlarda denemek istedik, duruma göre ilerleyip ilerlemeyeceğine karar verecektik. Şu an ise üç aydır sevgiliyiz."

İkimizin de verdiği cevaplarla alfa olan babam bir eliyle yüzünü kapamış, saçlarını geriye atmıştı. Şu an kızmasının sebebinin bir sevgilim olduğu için değil, ona söylemediğim için olduğunu anlamıştım.

Chan babam buna fazla takılmazdı. Aksine bu konuda bile bizi destekler ve sevgilimiz olan kişiye bir sürü tembihte bulunurdu. Tabii, bir baba olarak arada kıskançlığını da gösterirdi.

"Üç aydır sevgilisiniz ve bir şey söylemediniz?" demişti Hyunjin hyung. Bizim başımızı sallamamızla birlikte alfa olan babam konuşmaya başlamıştı. "Peki, neden? Vereceğimiz tepkiden mi korktunuz?"

"Şahsen ben korktum hyung. Sürekli beni dövmekle tehdit ediyordun. Yani tamam sinirli halin de ayrı bir şey ama işte..."

Ungjae'nin dedikleriyle kendimi gülmemek için tutmaya başlamıştım. Chan babam ne diyeceğini şaşırırken Seungmin babam kaşlarını çatmış bir şekilde ona bakıyordu. Ardından kolunu alfa babamın beline sarmış ve kıskanç bir şekilde konuşmaya başlamıştı.

"Eşimden uzak durmanı sana kaç kez söyledim çocuk. Yanında sevgilin varken niye başkasının eşine yavşıyorsun?"

Onun dedikleriyle bu sefer şaşırma sırası bize gelmişti. İkimiz de şaşkın bir şekilde ilk onlara sonra birbirimize bakmıştık. Bizim bu halimize gülümsemişlerdi.

"İlişkinize karışacağımızı düşündüyseniz yanılıyorsunuz." demişti Chan babam. Seungmin babama baktıktan sonra ondan onayı almış, bizim yanımıza gelmişti. Özellikle Ungjae'nin önünde durmasına rağmen bakışları benim de bakışlarımdan ayrılmıyordu. "İkinizin birbirinize sahip çıkacağına zaten güveniyorum. Birbirinizi mutlu edeceğinize ve çok seveceğinize zaten güvenim tam. Eğer Kihyun sana o durumu anlattıysa çoktan sana güvenmiş demektir bu, Ungjae."

Bir süre durmuş ve yüzündeki bir sürü duyguyu barındıran bir gülümsemeyle bize bakmaya devam etmişti. Bir kolunu ona sarmış, diğer kolunu da bana sarmıştı. Gözlerim yanmaya başlarken içimdeki sevinci nasıl yaşayacağımı bilememiştim.

"Sizden tek istediğim birbirinizi üzmemeniz. Her ne olursa olsun, konuşarak anlaşmaya bakın. Ve sen, Hwang Ungjae, eğer senin yüzünden bebeğim eve bir gün ağlayarak gelirse bizden çekeceklerin var."

Ungjae'nin güldüğünü duyduğum zaman ben de kıkırdamış, babama daha sıkı bir şekilde sarılmıştım. Ondan ayrıldıktan sonra bize ve babamlara sinirlenmiş bir şekilde bakan Seohyun dikkatimi çekmişti.

"Sana ne oldu?"

"Babamlar size izin veriyor, ki onları ikna etmek zordur, ama bize izin vermiyorlar." demişti mızmızlanarak. Küçük bir çocuk gibi kollarını göğsünde birleştirmişti. "Bana ne, ona izin veriyorsanız bana da verin."

"Sen ilk önce Minho'yu nasıl ikna edeceğini öğren, gerisini ben halledeceğim. Gerekirse araya da gireceğim."

Chan babamın onu sakinleştirmesiyle gülümsemiş ve yan tarafımda duran sevgilime bakmıştım. O da bana bakmış, bir kolunu omzuma koyarak hafifçe alnımdan öpmüştü.

İlk başında birbirimize o kadar yabanvı bir durumdaydık ki bu duruma gelebileceğimizi düşünmemiştim bile. Belki de vazgeçseydi veya benimle olmak için bu kadar çabalamasaydı buraya gelemeyecektik.

Ona birçok konuda minnettardım. Anlayışlı ve sevecen bir kişiliği vardı, iyimserdi de. Her ne kadar bazen sinir bozucu olsa bile gözüme sevimli geldiği anlar oluyordu.

Hwang Ungjae, bu süre zarfında vazgeçemediğim biri olmuştu ve beni kendisine çekmişti. Şimdi ise her anımda ona ihtiyacım varmış gibi hissetmemi sağlamıştı.

••••••••

Azimle sıçan duvarı delermiş arkadaşlar, mesela bakın Ungjae'ye. Yavşamaya devam etti etti en sonunda kaptı gül gibi çocuğu

Bakalım Seohyun da kapabilecek mi Yeonhwa'yı :)

Bu arada hikaye 20. bölümde bitiyor, bir beş bölüm yazmayı düşünüyorum.
KİM BABA OLMUŞ İKİZLERİ VE EŞLERİNİ GÖRMEK İSTER??????

My Son Is Better'da onları ayıran Chan, burada gerçekteki Chan'ın verebileceği bir tepki verdi... Bu arada oradaki olayları da toparlayacağım

She's Mine'da ise büyük ihtimal yan shipler Minsung, Changin ve Hyunlix olacak. (Bunu niye buraya yazıyorum bilmiyorum ama biraz alakası var) Çocuklar aynı buradaki tayfa olacak, ek olarak bir-iki enhypen üyesini göreceğiz.

Sizleri seviyorum, kendinize dikkat edin uwu ❣️♥️💕💘💙💜💜💝💓🐰

The Pack •Stray KidsWhere stories live. Discover now