|Chapter Eleven|

111 11 10
                                    

[Minho]

Chan masadan kalkınca istemsizce nereye gittiğini merak etmiş, ondan kısa bir süre sonra kalkarak gizlice onu takip etmiştim. Diğer oğlunun yanına gittiğini, o ikisinin kendi aralarında konuştuğunu görünce onları rahat bırakmış ve gelen misafirleri kontrol etmeye başlamıştım.

Çocuklara baktığım zaman kızımın eşiyle birlikte oturduğunu ve gülümseyerek bir şeyler konuştuğunu görmüştüm. Onların bu haline gülümsemiş, ardından başımı iki yana sallamıştım. Kızım eşine en sonunda onay verdiğim için mutlu olmuştu ki onun mutluluğunu trkrar bozmayacaktım.

Bakışlarım diğer oğlumu ararken bir yerde takılı kalmıştı. Polis ailenin alfa oğulları oğlumla beraber yalnız oturmaya başlamış ve onunla sırıtarak konuşmaya çalışmıştı. Benim oğlum ise arada ona bakıyor, sonra utanmış bir ifadeyle başını çeviriyordu.

Onları öyle görünce kendimi tutamamış ve yanlarına ilerlemeye başlamıştım. Ne kadar belli etmesem bile oğlumu da kıskanıyordum ve yanına yaklaşan her canlı benim için bir tehdit oluyordu.

Yanlarına gelmemle o alfanın oğlumu kolları arasına alması bir olmuştu. Gördüğüm görüntüyle kaşlarımı çatmış, onlara iyice yaklaşarak oğlumu onun kolları arasından almıştım.

"Baba-"

"Sen kim oluyorsun da benim oğluma sarılıyorsun?"

Sinirli ve tehdit eden bir tonda konuşmamla birlikte oğlum şaşkın bir şekilde bana bakmaya başlamıştı. Ona karşı bu tavrımı ilk defa görüyordu ki şaşırması da bu yüzdendi, ben olsam ben de şaşırırdım.

Diğeri ise bir süre düz ifadeyle bana bakmış, ardından gözlerini devirip ayağa kalkmıştı. Tam önümde durmasıyla birlikte sinirim ve kıskançlığım giderek artmaya başlamıştı.

"Üzgünüm efendim, o zaman size kendimi tanıtayım." demişti düz bir ifadeyle. Ardından pek samimi olmayan ve sinir bozucu bir şekilde gülümsemişti. "Ben Bang Seohyun efendim, oğlunuzun sınıfından arkadaşıyım. Ve açıkça söylemem gerekirse, ona karşı da boş değilim."

"SEN NE DEDİĞİNİ SANIYORSUN LAN?!"

Sinirli bir şekilde bağırmamla etraftaki herkes bize bakarken kendi ailemle diğer aileler de yanımıza gelmişti. Arkamda duran oğlum bir kolumu tutsa bile sakinleşmek adına yaptığım en ufak bir davranış bile yoktu.

"Oğluma karşı boş değilmiş, paşama bak!" demiştim aynı tavırla. O ise sırıtarak bana bakıyordu. "Ne zaman başladı lan bunlar?"

"Oğlunuz ilk sınıfımıza geldiğinde."

"O zaman duygularını da al ve ben seni fritöze atmadan siktir git."

"Baba..."

Hiçbir şeyi umursamadan karşımdaki oğlana bakmaya devam ederken Chan da diğer oğluyla gelmiş, ne olduğunu anlamak için bir bana bir de alfa olan oğluna bakmaya başlamıştı. Seohyun ilk önce iki babasına bakmış, onları sakinleştirmek için gülümsemişti.

Tekrar sırıtarak bana baktığında ise kendimi tutma konusunda son evreye geldiğimi hissetmiştim. Bu çocuk iyice sınırlarımı zorluyordu ve tahminimce zorlamaya da devam edecekti.

"Üzgünüm Bay Lee ama gitmeye karşı hiçbir niyetim yok." demişti sırıtmaya devam ederken. "Oğlunuza olan duygularım gerçek ve değişmeyecek. İster beni fritöze atın ister başka bir şey yapın, duygularımın arkasında kalacağım."

"HALA KONUŞ-"

"Minho."

Eşimin seslenmesiyle durmuş ve derin bir şekilde nefes alıp vermiştim. Arkamı dönüp oğluma bakmış, endişeyle bize bakarken belli etmese bile hafifçe titrediğini fark etmiştim.

Etraftaki kişilerden özür dilemiş ve oğlumun yanına gitmiştim. Onu kollarım arasına almış, hafifçe saçlarını okşamaya başlarken sakinleşmesini sağlamıştım. O biraz daha sakinleştikten sonra arkamızda duran oğlana bakmıştım.

"Duygularının arkasında kalsan dahi hemen oğlumu sana verecek değilim." demiştim ona kaşlarımı çatmış bir şekilde bakarken. "Eşi dahi olsan umurumda değil, onu benden kolay kolay alamazsın."

"Çocuklarınıza düşkün olduğunuzu biliyorum Bay Lee ama eğer direnme konusunda kararınız aynıysa seve seve savaşırım."

Dedikleriyle dilimi yanağımda gezdirmiş, oğlumu da alarak boş masalardan birine geçmiştim. Jisung da yanımıza geldiğinde bir bana bir de oğlumuza bakmaya başlamıştı.

"Bu kıskançlık huyun ne zaman geçecek?"

Bana bakarak sorduğu sorudan sonra Yeonhwa'nın dağılmış saçlarını düzeltmiş, onu alnından öpmüştü. O biraz daha sakinleştikten sonra arkadaşlarının yanına giderek bizi yalnız bırakmışlardı.

"Sonuçta eş bulma sezonunda eşlerini bulacaklar Minho, buna karşı koyamayız biliyorsun değil mi hayatım?"

"Biliyorum ama bu yine de tavrımdan vazgeçeceğimi göstermez." demiştim eşime bakarak. "Jisung, çocuklarımı hemen eşleri olacak olan kişilerin kollarına atmaya niyetim yok. Onlar benim için hala küçükler ve bir kez daha onları kaybetme ihtimalini göze alamam."

Dediklerimle birlikte susmuş ve bir süre çocuklarımızın olduğu yere bakmıştı. Aklıma o anılar geldikçe çıldıracak gibi olsam bile şu an onların yanımızda olması beni sakinleştiriyordu.

"Aynı korkuyu ben de yaşıyorum Minho ve inan bana senin kadar ben de onların üstüne titreyip onları eşlerinden kıskanıyorum."

Konuşmasıyla başımı yan tarafımdaki eşime çevirmiştim. Bana baktığında gülümsemiş, bir elime uzanarak elimi tutmuştu. Baş parmağıyla elimin üstünü okşarken konuşmasına devam etmişti.

"Ama bak, onlar yanımızdalar ve hayattalar." demişti bana aynı ifadeyle bakmaya devam ederken. Sesi ise rahatlatıcı ve güven vericiydi. "Onlar eşlerini bulup evlenseler dahi bizimle olacaklar Minho, bizim yanımızda olacaklar. Onların da ne hissettiğini düşünmeliyiz bebeğim, kendi düşüncelerimizle onları boğmamalıyız."

°°°°°°°°°°

Kaosun sadece Bang ailesine çıkacağını sanıyorsanız, yanılıyorsunuz efenim

Bu arada aklımda bir omegaverse kurgusu daha var ama bu kurguda biri birazcık şerefsiz olacak :(

Sizleri seviyorum, kendinize çok dikkat edin 💜❣️💕💝💓


The Pack •Stray KidsWhere stories live. Discover now