8. Bölüm - Kayıp yalnızlık!

7.7K 630 10.1K
                                    

Eve geri döndüğümde annemle babamı bahçede güneşlenirken bulduğumdan dolayı ben de onlara katılarak günümün devamını havuz başında geçirmeye karar verdim, aslında tekrar Buket ve Cansu ile buluşmam gerekiyordu ancak Hakan'ın hakkımda öğrendiklerinden ve benim de onun hakkında öğrendiklerimden sonra kafamı toplamak için soluğu evimin sakin kollarında almayı tercih etmiştim. Fakat akşama doğru Buket'ten aldığım bir parti davetiyle -ki öğretmenlerden biri için doğum günü kutlaması planlamıştı- sabah aksiyonla başlayan günümün henüz bitmediğini anlamalıydım.

Gerçi Antalya'ya gelmeyi istediğim andan beri aksiyon ve kaos peşimi bırakmamıştı, her günüm bir öncekinden daha heyecanlı bir tempoyla dolu dolu geçiyordu, hiç rutinim yoktu.

Nitekim uzun rahatlatıcı bir banyonun ardından hazırlanmak üzere odama çıktım. Kararsız bir şekilde dolabımı karıştırırken pembe elbiselerimden birini askısından alıp ayna karşısına geçtim, üzerimde nasıl durduğuna baktım. Sonra da yüzümü buruşturup "Bugün farklı bir şeyler deneyeceğim," diye kendi kendime mırıldanarak elimdeki elbiseyi yatağıma doğru fırlattım ve dolabıma geri döndüm. Gözlerim kırmızı mini elbiseme takılınca yavaşça gülümseyip, "İşte bu, seni giyeceğim," dedim ve hızlıca elbiseyi üzerime geçirerek makyaj masama geçtim. Hafif bir makyajla yüzümü renklendirip uzun kızıl saçlarımı düzleştirdim. Siyah küçük çantamı koluma taktım, siyah topuklu ayakkabılarımı da ayağıma giyip daha fazla vakit kaybetmeden evden çıktım.

Partinin olduğu mekân büyük bir karaoke barıydı. Sanırım erken geldiğimden dolayı içerisi fazla kalabalık değildi ama ilerleyen saatlerde mekanın dolacağına dair hiç şüphem yoktu. Sahneyi rahatça görebileceğimiz bir masaya geçip arkadaşlarımın gelmesini bekledim, aradan 10 – 15 dakika geçmeden kızları barın girişinde gördüm ve onların da beni fark etmeleri için çoşkulu bir tavırla el salladım.

"Buket! Cansu! Buradayım!"

Beni ilk gören Buket olmuştu.

"Buraya gelin," diye seslendim.

Yanıma vardıklarında ikisine de sıkıca sarılıp, "Özledim sizi," dedim neşeyle. "Harika görünüyorsunuz! Giysilerinize bayıldım!"

Buket, beyaz renk yazlık bir elbise giyerken Cansu ise kısacık yüksek bel siyah kloş bir etek, üstüne de bel kısmını üç santim açıkta bırakan mor renk büstiyer giymişti. Yeni arkadaşımı daha bir dikkatle uzunca süzdüm, parti için epey özendiği her halinden belli oluyordu.

"Özellikle de sen tatlım, çok seksi görünüyorsun!" dedim Cansu'ya iltifat ederek.

Yanakları kızarırken tebessüm etti. "Cidden mi?"

"Evet, tabii ki öyle." Dürüst olayım, gerçekten de öyleydi, yanımızdan geçen çocuklar durup tekrar bakıyordu.

Birlikte gülüştük, ardından Cansu kaşlarını çatarak işaretparmağını salladı. "Beni iltifatlarınla yumuşatamazsın."

Buket de bana doğru yalandan kızgın bir bakış attı. "Bugün nereye kayboldun sen?" diye sordu şüpheyle, sahilde aniden onları bırakıp gidişimi hatırlatıyordu. "Saatlerce seni bekledik."

Cansu da onu onayladı. "Döneceğini söylediğin halde geri gelmedin."

Haylazca sırıttım. "Kızlar özür dilerim," dedim masum masum bakarak. "Ama bunu telafi edeceğim, merak etmeyin."

Cansu küskün bir tavırla, "Bizi açıkça ektin," dediğinde Buket lafa karışarak sözlerini destekledi. "Darıldık sana."

Mahcupça iç geçirdim. "Amacım bu değildi üzgünüm, gitmem gerekiyordu..."

EN ACI AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin