İzmir'de Son Günler

171 150 151
                                    

Hikayeme bakanlar lütfen oy kullanmayı unutmayın⭐
Keyifli Okumalar!💐

"Ne.. ne.." dakikalardır "ne" diye saklıyordu Rena.
Aldığım karara pişman ettirmek için dakikalardır uğraşıyordu sanki.
"Ne ne Rena söylediğimden beri ne ne diye sayıklıyorsun" dedim yüzüne bakmadan.
Ne diyeceğini merak ediyordum, sinirlenecek miydi, ağlayacak mıydı, delirecek miydi? Hepsini merak ediyordum ve bir cevap vermesini bekliyordum. Sustukça daha çok üzülüyordum. Rena'yı arkamda bırakıp gitmek kolay olmayacaktı elbette ki ama mecburdum.

Hayatımda olmayan şeyler oluyordu, macera yaşıyordum, aşık oluyordum, işimden olmuştum. Benim bunları yaşayıp ta akıl sağlığımı kaybetmediğime seviniyordum aslında. Ben Rena'dan cevap gelmesini beklerken kalkıp çay doldurdu sessizce, şekeri de karıştırıp içmeye başladı ama halâ konuşmamıştı.

"Orada nasıl yapacaksın?" dedi birden.
Beklemediğim bir cevaptı "hıı" diyebilmiştim sadece.
"Duydun işte Akgül orada ne yapacaksın, Alptuğ var Arın var. Arın seninle birlikte buraya geldi senin için, sana birşey olmasın diye. Oraya tamamen taşındığını duysa peşini bırakır mı sanıyorsun adam sana a.." cümlesini bitirmesini beklemeden lafını kestim Rena'nın.
"Aşık falan değil o cümleyi tamamlama, sadece suçluluk duygusu hissediyordu o kadar başka birşey olamaz ne aşkı ne meşki Rena?" dedim sinirlerime hakim olmaya çalışarak.

Onun yüzünden canımdan olacaktım. Birincisin de kaçtık ama ikincisin de vuruldum, ölümden dönmüştüm, Arın'ın benimle beraber vicdanını rahatlatmak için geldiğine emindim. Çünkü ne oluyorsa onun yüzünden oluyordu. Daha ben ona notları bile söylememiştim, öğrense peşine düşerdi ama insanlık namına. Sırf bana bir şey olmasında suçluluk duygusu hissetmesin diye. Yani en azından ben öyle düşünüyordum.

"Tamam tamam susuyorum ve o cümlemi tamamlamıyorum ama gün gelecek o cümleyi tamamlayacağım" deyip Rena da bir sigara yaktı.

Fazla içmediği için alışamamıştım paketimden sigara alıp yakmasına, şimdi olduğu gibi. Sinirlendiğim için bende bir tane sigara çıkartıp yaktım. Duman değil zehir üflüyordum sanki dışarı. Atmak isteyip te atamadıklarımı duman yoluyla gönderiyordum havaya doğru. Düşüncelerim beynimde karıncalanma etkisi yaratırken ben sakin kalmaya çalışıyordum.
"Sende gel benimle" dedim birden olmayacağını bildiğim halde.
"Olmaz ki ailem buna izin vermez, benim ailem senin ailen gibi değil Akgül, bana güvenip göndermezler bir yere ama ara sıra da olsa ziyaretine gelirim ona izin verirler en azından, seni seviyorlar" bir şey diyemeden hafifçe gülümsedim. Sadece şansımı denemek istemiştim.

Sessiz sakin otururken
"ne zaman gideceksin?" diye bir soru yöneltti Rena.
Bilmiyordum bunu düşünmemiştim. Daha aileme işimin durumunu bile söylememiştim, yeni oluşmuştu zaten her şey, konuşacak vakit boldu.
"Bir haftaya giderim herhalde, Afacanı arayıp söylemem gerekiyor eşyalarım için kamyonet göndermesi gerek, yarın da Aslı'nın yanına uğrayalım vedalaşayım onunla hesap ödetmemişti bize" dedim Rena'nın ekşitmiş yüzüne bakarken.
"O yosmanın yanına mı gideceğiz birde. Hem nişanlı hem de Demirle oynaşıyor yosmam" deyip tiksinç bir surat ifadesine büründü.
"Hayatı bizi ilgilendirmez, arkadaşımız değil sonuçta, sadece kahve için teşekkür edeceğiz vedalaşacağız o kadar, benden sonra gitmezsin zaten" dediğime başını sallayıp onayladı.
"Ben yatıcam başım ağrıyor biraz" deyip kalkıp beni öptü Rena.
"İyi geceler canım" dedim içimdeki fırtınalı sesleri bastırarak.
"İyi geceler" dileyip odasına gitti.

Mutfakta daraldığım için balkona kaçtım hemen. Ama oradaki araba benim hava almamı engelliyordu. Ne zaman bitecekti? İstanbul'a gidersem son bulur muydu? Yoksa daha kötü şeyler mi olurdu? Düşünceler beynimi deliyordu matkapla, başımı ağrıtıp düşünmemi engellemek istiyordu sanki. İstanbul'a geri dönmeye bir an da karar vermiştim, sonunu düşünmeden. Ya o karara sahip çıkacaktım ya da düşünüp düşünüp duracaktım. Rena haklıydı belki de Arın benim oraya taşındığımı öğrenirse peşimi bırakmazdı. Normal şartlarda olsam hiç düşünmezdim İstanbul'a gidip gitmemeyi ama şartlar normal değildi ve ben düşünüyordum. Her an vazgeçebilirmiş gibi hissediyordum. Defalarca telefonu elime alıp afacanı aramaya çalıştım ama yapamamıştım. Neden vazgeçemiyordum anlam veremiyordum kendime. Gitmesem kalsam burada, garsonluk yapsam yine para kazanırdım, illa ki tasarımcı olarak devam etmem gerekmiyordu hayatıma başka işlerde yapabilirdim. Başımın çatlamasından dolayı bir ağrı kesici atıp yatıp uyudum. Geçer umuduyla uyudum.

KÖTÜ KRAL (TAMAMLANDI)Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon