Baraka

155 132 260
                                    

Hikayeme bakanlar lütfen oy kullanmayı unutmayın⭐
Keyifli Okumalar!💐

Bir insan daha kaç kere yanabilirdi?
Ben defalarca yandım.
Kalbim defalarca vuruldu.
Bedenim cayır cayır yanarken iliklerime kadar üşüdüğümü hissettim.
Hani insanın bir çıkmazı vardır. Benimde vardı bir çıkmazım.
Arın'dı.

Onunla olduğum sürece de galiba devam edecekti. Olaylardan kurtulamayacak hep dibe batacaktım. En dibe. Çıkmanın bir yolu yoktu. Bulamıyordum.
Kaçırılmamın üzerinden iki gün geçmişti ve kimse beni bulamamıştı.

"Demir?" çaresizce Demir'in yüzüne bakıyordum.
"Burada olduğumu nereden biliyorsun?" öylece cevap vermesini bekliyordum.
Arkamızda bir gerilim müziğimiz eksikti. Ben cevap vermesini beklerken hiç ummadığım bir şey yaptı. Beni sırtına alıp arabasına götürmeye başlamıştı.

"Demir ne yapıyorsun?.. Demir bırak.. imdat" diye bağırıyordum çırpınışlarım boşunaydı.
"Arın" arkamda gördüğüm tek şey bazı polisler bizim bazıları da Asmin ve Alptuğ'u yakalıyordu.
"Akgül" diye seslenmişti Alptuğ onu boşverip gözlerim Arın'ı arıyordu.
"Akgül.. Akgül" Arın'dı bu.
"Demir bırak onu bırak.. seni öldürürüm Demir bırak.. korkma Akgül kurtarıcam seni korkma"
Arkamızdan koşsalar da yetişememişlerdi.

"Abla" afacanın sesini duyduğumda ağlamaya başlamıştım.
"Arın kurtar beni Arın"
"Akgül bekle geliyorum" diyerek kurtuldu Alptuğ polislerin elinden peşimizden gelmeye çalışsa da olmadı.
Demir ise sakinlikle beni taşıyordu. Ben varken bir şey yapmayacaklarını bildiği için rahatlıkla yürüyordu.
Arabanın arkasına beni bırakıp hemen kilitledi kapıyı, ardından kendisi de binip hızla sürmeye başladı arabayı. Kapıyı açmaya çalışsam da olmuyordu kilitliydi.

"Demir amacın ne senin amacın ne" bir yandan da şoför koltuğuna uzanıp oraları kurcalamaya başlamıştım.
"Demir durdur arabayı durdur" bağırışlarım hep boşunaydı.
Demir ne duruyor ne de beni duyuyordu.
"Demir lütfen bırak beni" sesim en sonunda titrek bir şekilde çıkmıştı ama o durmuyordu.
Kabullenip sessizce oturdum bir yandan ağlıyor bir yandan Arın'ların gelip gelmediğine bakıyordum ama yoklardı.
Son anda aklıma verici gelmişti "bulacaklar seni Akgül merak etme" diyerek elimi vericiyi koyduğum yere baktım ama yoktu.
İyide ben bunu pantolonumun küçük cebine koymuştum ama yoktu. Nasıl düşerdi ki? Ya da başka bir yere koydum diye düşünürken vücudumun her yerine bakmıştım ama yoktu. Kahretsin!
Beni nasıl bulacaklardı şimdi? Telefonum çantamdaydı, sessizce çantamı açıp ilk başta telefonun sesini kıstım daha sonra Arın'ı arayıp açmasını bekledim, bir yandan da Demir'e bakıyordum. Arın açmıştı hemen Demir'e seslendim.

"Demir?"
"Efendim?" sonunda konuşmuştu.
"Nereye gidiyorsun?" yüzüme bakıp dudağının kenarını kıvırdıktan sonra "kendini kurnaz mı sanıyorsun sen?" diyerek çantamdaki telefonu çıkartıp ekrana baktı "hıh" diyerek camı açıp telefonumu fırlattı.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun Demir?" tek umudum telefondu oda gitmişti.
"Bizi bulamayacaklar" diyerek kendi telefonunu da çıkartıp camdan dışarı fırlatmıştı.

Onu da bulamazlardı. Beni de..
Bulamayacaklardı.
Korkuyordum. Nedendi bütün bu her şey? Demir benden ne istiyordu?
Arın'ın öfkeli gözleri geldi gözümün önüne, şimdi eminim ki gözleri delirmiştir öfkeden. Kan çanağına dönmüş gözleri ne yapacağını bilemez halde öylece duruyordur eminim ki. Çok çaresizdim. Ne oluyordu böyle anlamıyordum. Neden her şey benim başıma geliyordu? Bundan altı ay öncesine kadar ne kadar güzel bir hayatım vardı bir işim, bir evim, bir hayatım vardı. Şimdi ise hepsi darmadağındı. İşe girmiştim ama yaşadığım olaylara bakın. Evim var ama gidemiyorum. Hayatım alt üst olmuş durumda. Tamamen kaybetmiş durumdayım. Halime acıyorsunuz biliyorum. Şu an bende çok acıyorum halime. Ağlıyorum kendime. Ama ne çare.

KÖTÜ KRAL (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now