"Başından beri dediğim gibi... hiçbir şey göründüğü gibi değildi."
şeytan yeniden dirildi,
soğuk nefesi güneşi yaktı,
güneş hiç bu kadar yalnız hissetmedi.
***
aksiyon, fantastik, gizem.
siyah pelerin'in ikinci kitabıdır.
başlama tarihi: 24.06.2022
siyah şeytan'ın önceki bölümünde... Chaeyoung'un Yugyeom ve Sunhwa hakkındaki iddiası üzerine inceleme başlatılır. Chaeyoung haksız çıktığında Symred bunu lehine çevirmek için Jungkook'u çağırır. Jungkook Chaeyoung'un zihnine girince Asher'la olan anısını görür.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Symred hataların görmezden gelinmesi için açıkça Jungkook'a karşı Chaeyoung'u kurban olarak kullanıyordu. Bu adı konulmamış bir anlaşma teklifiydi. Odadaki üç kişi de bunun farkında olduğu için ortamda müthiş bir gerginlik söz konusuydu. Jungkook gözlerini açtığında Symred büyük bir heyecanla Jungkook'a dönmüş ve parıldayan gözleriyle cevabı beklemeye koyulmuştu. Kendi çapında aslında Chaeyoung'u feda edeceğine emindi çünkü sonuçta herkes tarafından bilinen bir düşmanlık vardı aralarında. Diğerlerine göre sebepsiz bir düşmanlık da değildi bu. Jungkook ve babası yüzünden Chaeyoung ailesini kaybetmişti. Bunun sonucunda ödüllendirilen Jungkook olmuştu ve Chaeyoung ise dalga geçilir gibi aynı hayatına devam etmeye zorlanıyordu. Dışarıdan bakıldığında düşman olmak için bolca sebepleri vardı.
Ama gerçek neydi?
Chaeyoung Jungkook'un gözlerinin içine bakamıyordu, daha doğrusu yüzüne bile bakamıyordu. İstemsizce dudağını ısırıyor ve ağlamamak için kendini kasıyordu. Uzun zamandır bu kadar gerilmemişti. Aslında her günü bir gerginlik içinde geçiyordu ama hiç bu kadar korkularıyla yüzleştiğimiz hatırlamıyordu. En azından son dönemlerde...
Chaeyoung ne hissettiğinden bihaberdi. Korkuyor muydu, utanç içinde miydi, üzgün müydü? Tam olarak ne hissettiğini o da bilmiyordu. Tek bildiği bu odadan bir an önce çıkmak istediğiydi.
Chaeyoung'un aksine Jungkook uzun uzun Chaeyoung'a bakmıştı. Doğrudan göz göze gelmeye çabalıyor, onun ne hissettiğini çözmeye çalışıyordu. Sonunda sinirli olduğunu belli etmemeye gayret ederek bir nefes verdi ve ciddiyetle Symred'e döndü. Symred yüzünde memnun bir gülümsemeyle cevabını ister gibi hafifçe başını yana eğdi. Ama kaşlarının çatılması uzun sürmeyecekti.
"Anılarında herhangi anormal bir şey yok." Yüzünde tuhaf bir gülümsemeyle kısaca Chaeyoung'a baktı. "Tabii Niger'a duyduğu bitmek bilmeyen nefreti dışında..."
Chaeyoung neredeyse hayal kırıklığıyla bir süredir sakladığı bakışlarını Jungkook'a doğrulttu. Çok bariz olmasa da düşüncesizce bir hareketti ama şanslıydı çünkü Symred çatık kaşlarıyla sadece Jungkook'a odaklamıştı. Kendince onun ne kadar aptal olduğunu düşünüyordu. Önündeki bulunmaz fırsatı geri tepmişti.
Ama Symred'in daha bilmediği çok şey vardı. Chaeyoung gibi...
Symred'in dudağına histerik bir gülümseme yerleşti. "Ne yani? Sen bana şimdi asılsızca iftira atan bu kızın masum olduğunu mu söylüyorsun?" Normal şartlarda Symred'in bu iğneleyici ses tonuna Chaeyoung mutlaka bir karşılık verirdi ama şu anda kesinlikle normallikten bahsedilemezdi. Chaeyoung transa geçmiş gibi Jungkook'a bakmaya devam ediyordu.
