1. yardım çağrısı

170 18 20
                                    

not: bölüm chaeyoung'un ağzından olacak şekilde düzenlenmiştir. diğer bölümler de düzenlenecektir.

 diğer bölümler de düzenlenecektir

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

Bir sene önce

Heyecanıma engel olamayarak yüzümde kocaman bir gülümsemeyle koridorda koşturuyordum. En son ne zaman böyle hissettiğim hakkında bir fikrim yoktu. Yeniden doğmuş gibiydim, küçük bir çocuğun heyecanı vardı yüreğimde. Ses çıkarmamak için parmak uçlarımda sekerek ilerliyordum ama sabırsızlığım her bir hareketime yansımıştı. Koridorda duyduğum tek ses geceliğimin hışırtısıydı. Onun dışında sadece dışarıdaki hırçın rüzgarın ıslığını duyuyordum. Koridorun sonundan aşağı çevik bir hareketle dönüş yaptım. O kadar aceleci davranıyordum ki alt kata inerken birisi var mı diye kolaçan dahi etmemiştim. Kontrol etmek, tam merdivenleri inerken aklıma geldiği için anlık olarak korkuyla kalbim teklese de şanslı olmalıyım ki biri yoktu. Derin bir nefes verip merdiveni inmeye devam ettim.

Şanslıysam haftada bir gerçekleşen bu olay söz konusuyken gözlerim kör oluyordu, kabul ediyorum. Sabırsız bir çocuğa dönüşüyordum ama başka ne yapabilirdim ki? Haftanın diğer günlerini resmen bugünü yaşamak için yaşıyordum. Hayatım bugünden ibaretti. Heyecanlanmamak, kör olmamak elde değildi. En azından gecenin bir yarısı olduğu için neyse ki etrafta kimse yoktu. Son günlerde eğitimime odaklandığım için çok yoruluyordum, bu yüzden diğer herkes gibi benim de uyumam gerekiyordu. Diğer günler söz konusu olduğunda normalde bu saatlerde çok derin bir uykuda oluyordum ama heyecandan gözüme gram uyku girmemişti.

Nihayet dışarı adım attığımda ince geceliğimden içeri işleyen keskin soğuk, kesik bir nefes almama neden oldu. Rüzgardan önüme savrulan altın sarısı saçlarımı elimle savuşturup arkama atmaya çalıştım ama rüzgar benden daha inatçıydı. Dayanamayıp ellerimi geri çektim ve çıplak ayaklarımla ıslak çimenlerde ilerledim. Özellikle ayağıma bir şey giymeme nedenim ses çıkarmamaktı. Ama şimdi biraz pişman olmuştum doğrusu. Dondurucu soğukla birleşen ıslaklık oldukça sinir bozucuydu. Geceliğim çamura bulanmasın diye eteğimin uçlarını kaldırarak ilerliyordum. Çıplak ayaklarım çoktan çamura bulanmıştı, bunun için yapabileceğim bir şey yoktu.

Hedefime yaklaştıkça soluğum hızlanıyordu. Soğuğa rağmen yanaklarımın ısındığını hissettim. Bu hisle birlikte dudaklarıma karşı koyulamaz bir tebessüm yerleşti. Dört klanı bağlayan gizli geçide koşmak ilk defa bu kadar uzun hissettirmişti bana. Bir an hiç bitmeyecek sanmıştım.

Sonunda nefes nefese geçidin girişine ulaştığımda durup soluklanmak yerine kendimi geçitten içeri attım. Ay ışığı buraya daha az ulaştığı için bir an etrafımı görememiş ve afallamıştım. Gözlerimin alışması çok sürmedi. 

Gözlerimi hızlıca kırpıştırıp karanlığa uyum sağlayan o bedene baktım. Karanlıkla özdeşleşmiş gibi soğuk duvarlar arasında duruyordu. Ay ışığı hafif de olsa üstüne vurmuştu. Dudağındaki sırıtışı görebiliyordum. Yol boyunca yüzümde yer edinen tebessümüm olabildiğince genişledi. "Tanrı'ya şükürler olsun!"

𝘀𝗶𝘆𝗮𝗵 𝘀𝗲𝘆𝘁𝗮𝗻'ʳᵒˢᵉᵏᵒᵒᵏ'Donde viven las historias. Descúbrelo ahora