10. şeytanla anlaşma

217 36 267
                                    

siyah şeytan'ın önceki bölümünde...

Chaeyoung hala Asher'ın ona bulunduğu teklifi düşünürken temsilcilerin ve Symred'in katıldığı toplantıya gider. Symred'in toplantıda seha ve gidişatı hakkında şüpheli ifadeler kullanması sonucunda Chaeyoung da telaşa kapılır. Jungkook'a durum hakkında görüşmek için mesaj atar ancak toplantı çıkışında Baekhyun'un imalı ve şüpheci konuşması yüzünden aklında daha çok soru işareti belirir.

 Jungkook'a durum hakkında görüşmek için mesaj atar ancak toplantı çıkışında Baekhyun'un imalı ve şüpheci konuşması yüzünden aklında daha çok soru işareti belirir

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Chaeyoung Baekhyun'la karşılaşmasından sonra her ne kadar şu anda en çok istediği şey olsa da Jungkook'la buluşmaktan çekinmişti. Baekhyun gerçekten şüpheli davranıyordu ve Chaeyoung'u takip etmediğinin ya da peşine birini takmadığının garantisi yoktu. Jungkook'a ise durumu söylemek istemiyordu çünkü ortada Baekhyun'un şüphesi olmayan haliyle bile Jungkook bu konuda oldukça titizdi. Kesinlikle en ufak şüpheye bile göz yumamazdı. Chaeyoung eli kolu bağlanmış bir halde, ne yapacağını bilemeyerek ortak binanın giriş katındaki bir koltukta oturuyordu. Jungkook'a henüz bir şey söylememişti. O kadar solgun ve dalgın duruyordu ki herkesin hareketli olduğu bu yerde bir tablo gibi duruyordu. Onu birilerinin fark ettiği de söylenemezdi. Tek arkadaşı Wendy dersteydi.

Chaeyoung orada öylece durmuş otururken birkaç kişinin kafasını bir tarafa çevirdiğini fark etti. Çok düşük bir ihtimal olsa da Jungkook olduğunu düşünüp heyecanla başını o tarafa çevirdi. Bu düşük bir ihtimaldi çünkü klan başkanları öğrencilerin ortak alanına genelde gitmezdi. Ama belki Jungkook onu görmek için gelmiş olabilirdi. Sertçe yutkundu ve birkaç öğrenciden dolayı göremediği hedefine daha da odaklandı. Sonunda önündeki bir öğrenci çekildiğinde Chaeyoung diğerlerinin baktığı kişiyi gördü.

Son yarışmada yıldızı parlamış genç Niger öğrencisiydi. Chaeyoung kalbinin sızladığını hissetti. Şimdi bakınca seneler önceki Jungkook'a benziyordu. Hırslı, gözü kara, enerjik ve etkileyici. Siyah saçları özenle kenara taranmış, siyah gömleği oldukça şık ve üzerindeki pelerinini taşıyan geniş omuzları dimdikti. Keskin bir çene hattı ve ince sayılabilecek dudakları vardı. Koyu kahve gözleri metrelerce ileriden bile fark edilir şekilde dikkatli bakıyordu. Chaeyoung karşısında genç Jungkook'u görür gibi oldu. Seneler önce aşık olduğu Jungkook'tu sanki. Tüm o kaostan önce, kendi hallerindeyken, tek dertleri turnuvalar ve derslerken... Jungkook'un dikkatini çekmek için zaman zaman gereksiz de olsa sataşırdı onun klanına. Klanlar arasında tatlı atışmalar çıkartır ve hevesle Jungkook'un dahil olmasını beklerdi. Dahil olsun ki onu görsün, dahil olsun ki onu tanısın, dahil olsun ki onu sevsin.

Chaeyoung o öğrencinin adını duymuştu. Adını duyurmadığı öğrenci kalmamıştı zaten, hatta klan yönetimlerine kadar adının gittiği konuşuluyordu. Niger'ın genç yıldızının adı Haneul Jaehoon. Pelerininde adı ve soyadı yazıyor olmalıydı. Genelde öyle olurdu ama Jungkook'un pelerininde sadece soyadı yazıyordu: Jeon.

Tekrar düşüncelerine dalmıştı ki yanına birinin yaklaştığını fark edemedi. Tam önünde durana kadar dalgınca zemini izlemeye devam ediyordu. Başını kaldırdı ve az önce incelediği kişinin karşısında olduğunu görünce istemsizce kaşlarını çattı. Jaehoon ile daha önce konuşmamıştı ve pek konuşacak bir şeyi olduğu da söylenemezdi. Jaehoon kendinden emin bir şekilde hafifçe başını yana eğdi ve gülümsedi. Sakin bir şekilde mırıldandı. "Flave temsilcisi meşhur Park Chaeyoung."

𝘀𝗶𝘆𝗮𝗵 𝘀𝗲𝘆𝘁𝗮𝗻'ʳᵒˢᵉᵏᵒᵒᵏ'Where stories live. Discover now