7. zehirli sarmaşıklar

304 43 143
                                    

siyah şeytan'ın önceki bölümünde...

Chaeyoung yemekte fenalaşınca Jungkook dayanamayıp şifacıları çağırır. Bu sırada yönetime dair Jungkook ve Symred arasında şiddetli bir tartışma geçer ve Symred Jungkook'u yaralar. Jungkook Chaeyoung'un ardından götürülürken Yugyeom, Chaeyoung ve Jungkook arasında bir şeyler olup olmadığından şüphelenir. Daha sonra şifacıların binasında Jungkook'la gizemli birisi arasında hiddetli bir konuşma geçer.

 Daha sonra şifacıların binasında Jungkook'la gizemli birisi arasında hiddetli bir konuşma geçer

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Okulun havası daima ortamdan etkilenmeyi beceriyordu. Chaeyoung'un Rosé tarafından okuldan trajedik bir şekilde alındığı akşam da hava aynıydı. Gürültülü şimşekler ve yoğun yağmur hüküm sürüyordu. Puslu bir hava vardı. Ağaçların arasında dolanan rüzgar uğursuz bir ıslık tutturmuştu.

Jungkook'un Seha'nın odasına gidişi ve Regressus Carmine cezası alışındaki gibi bu sefer aynı ürkütücü yolu Symred yürüyordu. Jungkook'un o zamanki haline nazaran korkmuyordu. Oldukça öfkeliydi. Öfkesinden gülümsüyordu. Pencerelerin yanından her geçişinde ay ışığının tebessümünü açığa çıkarması yanındaki görevlileri bile ürkütüyordu.

Evet, Jungkook güçlüydü. Hatta her zamankinden daha çok güçlüydü. Ama Symred kadar tecrübesi de yoktu. Symred uzun zaman boyu dünyada Seha'nın sağ kolu olmuş ve önemli görevlere imza atmıştı. Bu görevlerden elini ayağını çekip okula dönmesinin de tek bir nedeni vardı: Jungkook. Seha'nın oğlu olmasına rağmen Jungkook'un bu okulun sonunu getireceğini düşünüyordu. Seha'nın kararlarını da kötü yönde etkilediğini düşünüyordu. Şimdi öfkeliydi çünkü kendisi savaşırken top oynayan bu çocuğun yoluna taş koymaya cesaret etmesi onu sinirlendirmişti.

Bu şekilde sonunu getiremeyeceğini biliyordu.

Dahası Seha'nın durumunu lehine çevirebileceğini de biliyordu. O çok hastaydı. İkna edilmesi zor olmasa gerekti. Bu yüzden endişelenmiyordu. Sadece sinirliydi.

Seha'nın geniş siyah kapılı odasının önüne geldiklerinde kapıda duran iki muhafız da değişmeyen ifadesiz bakışlarını Symred'e çevirdi. Symred dik duruşunu eksik etmedi ve gülümseyerek onlara karşılık verdi. Yanında duran diğer iki görevlinin tuttuğu ellerinde hala Jungkook'un kanı vardı. Kanlı elleri ve gülümsemesiyle, bu fırtınalı havada ürkütücü duruyordu. Uzun siyah saçlarının dolanmış bir şekilde önüne düşmesi de hiç yardımcı olmuyordu.

Muhafızlar, Symred'in fırtınanın gürültüsünden dolayı duyamadığı Seha'nın emrine karşılık kapıyı açtılar. Symred kapı açılırken başını sertçe geriye attı ve önüne düşen saçların geriye savrulmasına neden oldu. Yüzündeki ürkütücü gülümsemeyi sildi. Arkasında duran ellerini sertçe elbisesine sildi. En azından kanın karanlıkta çok görünmeyeceğini umuyordu. Her ne kadar ikna etmenin zor olmayacağını düşünüyor olsa da kanlı elleri ve korkutucu görüntüsüyle bu zor olurdu.

𝘀𝗶𝘆𝗮𝗵 𝘀𝗲𝘆𝘁𝗮𝗻'ʳᵒˢᵉᵏᵒᵒᵏ'Where stories live. Discover now