Devil's Face |bts⭑bp|

4 ~Güven~

Medya aşırı hot değil mi yaah😎❤️‍🔥🖤

Jin adı Jin'di bana en yakın olan şuana kadar sadece o olmuştu. Jimin yine kulağıma doğru eğildiğinde Jin içinde bir teorisi olduğunu anladım. " O normalde böyle yapmazdı. Bir planı olabilir harektlerine inanma sonra sen üzülürsün."

Jimin dediklerinde haklı olabilirdi ama öyle olsa bile çok iyi bir oyuncu olduğunu kabul edebilirdim. Ardından yanında adını Taehyung olarak bildiğim kişi yerine diğer prenses öne çıktı. O reverans yapmak yerine elimi sıkmış ve geri çekilmişti.

"Ben Lalisa bana ve abilerime bulaşmadığın sürece aramızda bir düşmanlık olmaz." son sözlerini söylerken hafifçe tebessüm etmişti. Onun hakkında söyleyebileceğim tek şey şuan maskesi takılı olmayan tek kişi olabilirdi. Açık sözlüydü ve bunu söylerken gocunmamıştı bile. Jimin tekrar eğildiğinde söyleyecelerini merak ediyordum.

"Lalisa'nın prenseslikle pek işi yoktur zaten eğitimlerde Taehyung ve onu çok görmezsin, genelde dersi ekerler. Burada arkadaşın olsa tek sorun etmeyeceğim kişi Lalisa ama sen yinede ona dikkat et çünkü Taehyung'un sözünden kesinlikle çıkmaz ve ben Taehyung'a asla güvenmem." asla kelimesini vurgulamıştı bu Tahyumg'u sevmediğinin başka bir göstergesi sayılabilirdi.

Lalisa geriye çekildikten sonra kendini tanıtmayan aklı beş karış havada olan abisini önüme doğru itekledi. Taehyung geriye dönüp Lalisa'ya ölümcül bakışlar attıktan sonra iki eli cebinde oldukça rahat bir şekilde beni süzdü. Onda dikkatimi ilk çeken sol gözünde dikiş izi olmasıydı derin bir yarık olduğu belliydi. Ayrıca dudağına taktığı metal halkaya ve boynundaki dövmelere bakılırsa küçük bir çocuğun korkması muhtemeldi.

Zaten adını bilsemde kendini tanıttı. "Taehyung..." Bu mu, yani ağızından çıka çıka Taehyung mu çıkmıştı? Onda da Suga da olduğu gibi bir umurasamazlık vardı lakin ikisi arasındaki en büyük fark Suga sadece beni önemsemezken, Taehyung kimseyi önemsemiyor gibi görünüyordu. Davete zorla katıldığı o kadar belliydiki tek yaptığı herkese, her şeye göz devirmek ve uzun soluklu nefesler vermekti.
Resmen annesinin yanındaki küçük çocuklar gibiydi.

Jimin'in sözleriyle düşüncelerim tekrar bölündü. "Taehyung için hiç bir şey önemli değildir. Tek önemli olan Lalisa'dır ama Taehyung'un yakını olmayacağın gibi düşmanıda olma. Çünkü Taehyung'a yaptığın bir hatayı Jennie'ye de yapmış olursun. Bu da hem Taprak Krallığının hem de Ateş Krallığının bize düşman olması için yeterlidir. Onlar en güçlü krallıklar kısaca üstelerinden gelemeyiz Jisoo." Bu sözleri istemsizce Jennie'ye bakmama neden olmuştu. Demek onu bu kadar seviyordu...

Taehyung'un kendini tanırtırkenki umursamaz bakışlarının Jennie'yi gülümsetmesi gözümden kaçmamıştı. Benimle ilgilenmediği için resmen keyiften dört köşeydi. Taehyung onu seviyor mu bilmiyorum ama Jennie kesinlikle takıntılı olabilirdi.

" Prensesimle tanıştığınız için mutluyum. Ona yapılan yanlış bana da yapılmştır. Bunun bilincinde olmanızı umut ediyorum." Jimin sözlerini gülerek söylesede sesi iğneleyiciydi. Onu onaylamak amaçlı kafamı salladım " Evet, sizinle tanıştığım için mutluytum." mini bir reverans yaptığımda nerdeyse hepsi benim gibi mini reverans yaptı. Jimin kolumdan nazikçe tuttu ve karşıya tekrar döndü. "Ne yazıkki sizden Jisoo'yu almak zorundayım birazdan açılış dansı yapacağızda." herkes başını hafifçe salladığında onları arkamızda bırakarak yürümeye başladık.

Dans edecektik fakat bundan benim haberim yoktu. "Jimin ben dans etmesini bilmiyorum." bir anda durduğumuzda Jimin bana döndü " Merak etme vals yapacağız. Bana uyman yeterli. Sonra eş değişebilirsin ama sadece karşındakine uy." Başılya garip giyimli adama işaret verdiğinde sadece ortadaki boş alanın ışıkları yandı ve müzik değişti.