14 ~Güç~

107 17 24
                                    

Bölümü desteklerseniz çok sevinirim

Sonunda yumuşak yatağımda uyanmak özlediğim hislerden biriydi yinede üzerimdeki boşluk hissini hala atamıyordum. Dün Namjoon'la konuşmamdan hemen sonra beni almaya gelen şovalye ile birlikte kimselere görünmeden Su Sarayına dönmüştüm. Ne Taehyung ne de Jennie'yi görmeyi kaldıramayacağımı biliyordum. Bu yüzden onlara görüşürüz demek içimden gelmemişti. Zaten bende böyle bir şey beklenildiğini sanmıyordum.

Geceliklerimi hızlıca değiştirip kendime çeki düzen verdikten sonra odadan çıktım. Anlaşılan zor günler geçirdiğim için Jimin beni uyandırmak istememişti. Çünkü saat neredeyse öğlendi ve Jimin ortalarda görünmüyordu.

Yanımdan elinde toz bezi ile geçen hizmetliyi durdurdum.
Önümde reverans yaptıktan sonra sevimli bir gülümseme sundu.

"Kusura bakmayın Ladyim işime çok odaklanmışım sizi fark edemedim. Acaba bir isteğiniz mi vardı?" Anlaşılan ona kızacağımı düşünmüştü ama aklımın ucundan bile böyle bir fikir geçmediğinden onu rahatlatmak adına bende ona tebessüm ettim.

"Prensi görüp görmediğini soracaktım sadece." Biraz sesiz kalıp düşündükten sonra hızlıca konuşmaya başladı.

"Prens Jimin yaklaşık bir saat önce kadar Hava Krallığına gitmişti. Akşama kadar geleceğini sanmam lakin prense söylemeniz gereken bir şeyler varsa ona iletebilirim." Hava Krallığına gitmesi beni biraz endişelendirsede onunla Jin hakkında konuşmak istiyordum. Bu yüzden Hava Krallığı şuan ikinci plandaydı benim için.

Hizmetliye hayır anlamında başımı sallayıp ona işinde kolaylık dileyerek devam ettim. Jimin yoksa işimi kendim halletmem gerekiyordu. Aklıma koyduğumu yapmak gibi bir huyum vardı. Çoğu kişi bunu sevsede bu bazen beni kötü yollara sürükleyebiliyordu. Umarım yine öyle olmazdı.

Politik işlerin yapıldığını bildiğim odanın kapısını açtığımda. Herkes oturduğu yerden kalkarak önümde eğildiler ve işaretimle tekrar yerlerine oturdular. Odanın en kıdemlisi olduğunu düşündüğüm benden çok daha iri ve gözlüklü adam önümde durdu.

"Size nasıl yardımcı olabilirim Ladyim?" Biraz utanarakta olsa onun sorusuna cevap verdim.

"Krallıklar ile görüşmeler burada mı yapılıyor acaba?" Adam biraz şaşırmışa benziyordu ve haklıydı. Çünkü Krallıklarla ne işim olabilirdiki? Jisoo kızım geri dönüşü olmayan işler yapmakta harikasın.

"Evet efendim. Bir Krallıkla bağlantı mı kurmak istiyorsunuz?"

"Evet, Ateş Krallığından Veliaht Prensle konuşmam lazım."
Adam arkasında kendi işleriyle ilgilenenlere baktıktan sonra tekrar bana döndü.

"Tabiki efendim birazdan sizi sesli konuşma için bağlarız." Ona başımı salladıktan sonra. Aklıma gelen şeyi hemen söyledim.

"Lakin özel konuşmak isterim. Bu yüzden benim görüşmem sırasında dışarıda bekleyebilir misiniz?" Adam beklemediğim samimi bir gülüşle cevap verdi.

"Elbette Ladyim. Zaten genelde soyluların özel konuşmalarına şahit olmayı pek sevmiyoruz. Sonradan konuşma sırasında olan şeylerden bizi şahit tutabiliyorlar. Buda bazı zamanlar canımızı tehlikeye atabiliyor." Ağzım istemsizce aralanırken adam arkasındakilerden birine Jin'e sesli konuşma talebi yollamasını söylemişti.

Aslında dediklerinde haklı olabilirdi. Çünkü her ne kadar bu konuşmanın konusu öyle olacak olmasada. Çoğu Krallığın birbirini hal hatır sormak için aradığını sanmıyordum. Bağlantı beklediğimden hızlı gerçekleştiğinde, herkes hızlıca odayı terk etmişti bile.

 Devil's Face |bts⭑bp| Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin