2.Ejderha'nın Pençesinde

185 30 16
                                    

Ve tilki ejderhanın kuyruğuna dolandı.
Kan ile kemik ile ruh ile...
Kehanet kitabı 336. Sayfa

"Ben Atlas Kayra nam-ı değer Ejderha ve bu hikaye de senin cehenneminin ateşini yakan ben olacağım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Ben Atlas Kayra nam-ı değer Ejderha ve bu hikaye de senin cehenneminin ateşini yakan ben olacağım."

Tüylerimi diken diken eden bu sözler az kalsın poker yüzümün buhar olup yok olmasını sağlayacaktı. Hemen kendimi toplayıp beni her işten kurtaran zekamı ortaya koymalıydım ama beynimin çarkları durmuş gibiydi.

Derin bir nefes alıp kaygımın üzerine sağlam bir duvar örerek kendimden emin bir şekilde
"Pekala sizce de bilmediğim bir kural yüzünden bana bir ceza belirlemeniz oldukça saçma değil mi? Bence sizin derdiniz başka bir şey benden çok daha farklı bir şey istiyorsunuz. Yanılıyor muyum?"
Diye sordum.

Ejderha'nın gözlerinin içi parlamıştı bir anda.
Yüzünde ukala bir sırıtma peydahlandı.

"Düşündüğümden daha zekiymişsin Tilki."
Bana bir adım atarak sol elini kaldırdı ve parmaklarını şıklattı. Elimde hissettiğim sıcaklıkla panikle etrafıma bakındım. Ellerimdeki kelepçeler bir samanın alev alması şeklinde hızlıca alev alıp yok olmuştu.

Şaşkınlıkla ona baktım. Beni özgür mü bırakmıştı? Eğer bunu yaptıysa yapabileceklerimin sınırsızlığının farkında olmayan bir aptaldı ki bu da işime gelirdi.

Eş zamanlı boynumda hissetiğim acıyla yere çöktüm. Boynum kaşınıyor aynı zamanda alev alev yanıyordu. Burnuma gelen yanık et kokusunu ciğerlerimde hissedebiliyordum. Acıyla elimi boynuma götürdüm. Parmaklarım tenimdeki kabarıkla dokunurken öfkeyle gözlerimi açtım.

"BU DA NEYDİ BÖYLE? BANA NE YAPTIN?"

Benim fokurdayan öfkeme nazaran onun yüzü güneşli günde sığ bir deniz gibi sakindi.
Alaycı surat ifadesini yüzünden eksiltmeden "Hiçbir şey sadece küçük bir hediye verdim." Dedi daha sonra ellerini arkasında birleştirdi ve kendinden emin adımlarla etrafımda dolanarak "Sana ejderhanın gözünü verdim. Bu da demek oluyor ki ruhunda bedeninde bundan sonra bana ait."

''Kim olduğunu sanıyorsun sen ya? Bilmeceli şiirsel bir dil kullanıyorsun bir de ne dediğini algılayamıyorum.
Gerçek nedenini açıklamadan kafana göre böyle bir şey yapmaya hakkın yok bu hiç adil değil."

Çenemi işaret ve baş parmağıyla tutup nazik bir şekilde yukarı kaldırarak cık cıkladı.

''Adalet iki tarafın eşit olduğu durumlarda çalışılır. Görüldüğü üzere ben senin çok daha üstündeyim. Sana ufak bir hayat dersi akıllı olan hiç kimse adil oynamaz."

Arkasına dönüp diğerlerine bakıp baskın ve tok sesiyle "Bizi yalnız bırakın." dedi.
Hepsi onun emrine uyup arka arkaya odayı terk ettiklerinde öylece arkalarından baktım. Ciddi anlamda bu adam ne derse onu mu yapıyorlardı?
Kenardan bir sandalye çekti ve önüme koydu.

EJDERHANIN PENÇESİNDE (Yeni)Where stories live. Discover now