5.Kanım Altın Akar

136 20 12
                                    

Altın Irklar'da hayat mükemmel bir uyum ve refah içinde geçmekte, savaş ve suçun bilinmediği, kanunların bile gereksiz olduğu bu dönemde insanlar ceza korkusu olmadan, çalışmak zorunda kalmadan yaşamakta, ölüm zamanı geldiğinde ise tatlı bir uykuya dalmaktaydı. Tanrılar gibi hayat süren altın ırk onları haset bir şekilde izleyen demir gözlerden habersizdi.
Kehanet kitabı 62.sayfa

Yasemin kokulu ılık bir küvetin içindeydim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Yasemin kokulu ılık bir küvetin içindeydim. Her ne kadar kendim banyo edeceğimi söylesem de bu üç genç kız artı Dennis buna izin vermemişti ve Dennis türlü diktatörlük ve tehditlerle beni bu köpük dolu küvetin içine hapsettirmişti.
Biri sağ kolumu keselerken biri sol kolumu keseliyordu. Öbürü ise saçlarımı masaj yaparak şampuanlıyordu.
O an aklıma gelen düşünceyle gülümsedim. Resmen elime sorularımı cevaplandırmak için iyi bir fırsat geçmişti.
Gözlerimi kırpıştırarak masum bir şekilde kaşlarımı havaya kaldırdım.
"İsimleriniz nedir?"sağ kolumu keseleyen mavi gözlü sarışın balık sırtı örgülü kız elini durdurmadan
"Benim ismim Anastasia efendim. Onlarda Angelia ve Anteia benim kız kardeşlerim."dedi.
Sıcak bir gülümseme sundum onlara "Ne güzel isimleriniz var su perisi gibi."

Kumral olan sol kolumu keseleyen kız gülümsememe karşılık verdi.
"Annemiz zaten bir nimfti.(nimf Nymph -su perisi demek) bir insanla birlikte olduğu için çocukları yani bizler krallığa hizmet etmekle cezalandırıldık."
Adının Anastasia olduğunu öğrendiğim kız, kaşlarını kaldırarak kardeşine susması gerektiğini gösteren uyarıcı bakışlar attı. Benimle bu bilgileri paylaşmanın yanlış ve tehlikeli olacağını düşünüyorlardı muhtemelen. Eh pekte yanıldıkları söylenemezdi.

"Ahh!" Diye iç çektim. "Burada olmak benim için oldukça gurur verici biliyor musunuz? Yani korucuyu olarak beni özel olarak seçmeleri."

Anastasia'nın yüzü kızardı kaşlarını çattı. Bu cümlem onu neden bu kadar öfkelendirmişti anlamamıştım.
"Özel mi? Güçleri olan bütün tilkiler sizin babanızın müridi oldu ve burada kalanlar ise altın kana sahip olmaktan başka özelliği yok."
Oltaya attığım yemi yutmuştu yani gerçekten koruyucular koruyucu olarak doğmuyor sonradan seçiliyordu. Bir yetenek sınavı bir yarışma mı düzenliyorlardı? Bu işler nasıl yürüyordu?
Oyunumu devam ettirerek omuzumu silktim.
"Yanlış biliyorsun benimle beraber bir kaç tilki daha vardı ama ben seçildim."
Anastasia ve Anteia bana şaşkınlıkla baktı. Hatta saçımı şampuanlayan Angelia'nın eli bile öylece durdu.

"Nasıl yani sen yetenek sınavına mu girdin? Neden o zaman buraya getirildiğinde baygındın? Hepimiz bu yüzden senin buraya zorla getirildiğini düşündük." Dedi Anastasia büyük bir merakla.
Güldüm."Ah şey onun sebebi benim helikoptere olan korkumdan dolayıydı. Panik geçirmeyim diye bayıltıldım."

Üçü aynı anda bir ağızla "Helikopter de ne?" Diye sorduklarında şaşkınlıkla bakma sırası bana geçmişti.
"Helikopterin ne olduğunu bilmiyor musunuz?"

EJDERHANIN PENÇESİNDE (Yeni)Where stories live. Discover now