7.Gelincik

126 20 25
                                    

Kıskanç nankör demir ırklarının ömürleri her gün çalışmayla, kederle doludur. Her gece pek çoğu ölüp gider ve ölüm onların kinlerini yok etmeye yetmez. Öyle bir kinleri vardır ki ölümün arındıramadığı ruhları karanlık bir gölgeye dönüşür.
Dünyanın her tarafında insanlık tarihindeki en kötü suçlar işlenir. Buna rağmen hiçbir ölümlü suçluluk hissetmez. Adalet, inanç dünyayı terk etmiş; yerlerini ihanetle hile, şiddetle açgözlülük almıştır. Dünyevi hırs ve arzuların, üzüntü, korku, hastalık, nefret ve kötü düşünceli zihinlerini ele geçirmiştir.

Kehanet kitabı 660.sayfa

"Perfomanstan düştün Tilki! Aragonit'ten intikam almak istemiyor musun?" O herifin ismini duyduğumda kanımın öfkeden lava dönüştüğünü hissettim ve bu lavla ya onu yakacaktım ya kendimi ve ben onu seçtim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Perfomanstan düştün Tilki! Aragonit'ten intikam almak istemiyor musun?"
O herifin ismini duyduğumda kanımın öfkeden lava dönüştüğünü hissettim ve bu lavla ya onu yakacaktım ya kendimi ve ben onu seçtim.
"Tüm iliklerimle almak istiyorum o intikamı."

Verdiğim cevap onu mutlu etmiş gibiydi. Ufak bir tebessümle "İntikamını alabilmen için elimden geleni yapacağım." Dedi güven veren bir ses tonuyla.
Ona şaşkınlıkla baktım. Hayatımda her zaman tek olmuştum sırtımı dayayabileceğim biri hiç olmamıştı bu yüzden kurduğu cümle her ne kadar yalancı bir güven hissi yaratsa da içimde bir yerde benim güvensizlik bulutunda süzülmeme sebep olmuştu. Neden intikamımı almak için bana destek olacaktı ki?

Güldüm. "İntikamımı değil İNTİKAMINI hadi ama birbirimizi kandırmayalım eline geçen ilk fırsatta beni satabileceğine adım gibi eminim."

"Seni kandırmıyorum çıkarlarımızın doğrultusunda ortak hareket edeceğiz. Hem sen hiç duymadın mı bir ejderhanın sözü her zaman senettir. Sana bunu hemen kanıtlayabilirim."

Kaşlarımı çattım. Daha ona 'Nasıl yapacaksın?' Diye soramadan orta işaret parmağını boynuma getirdi ve bununla beraber eş zamanlı boynumda o acı yanmayı hissettim.
Sanki tenime minik minik bir sürü mayın ekmişlerdi ve hepsi derimin altında patlayarak gün yüzüne çıkıyordu.
İnleyip elimi boynuma götürdüm.
Acıya bulanmış titrek sesimle "Korkmam normal mi?" Diye sordum.
Eğilerek yüzünü benim yüzümle aynı mesafeye indirdi.

"Her korkunun içinde bir özgürlük yatar küçük tilki. Sana taktığım prangaları çıkardım. Artık özgürsün."

Şokla bir iki adım geriye gittim. "Sana inanmıyorum!"
Göz temasını kesmedi. "Tecrübelerime sığınarak söylemeliyim ki birine inanmamak için öncelikle seni yanıltmalı."
Titrek elimi koluna dokundurdum vücudum yavaşça Atlas'ın şeklini almaya başladığında kalbim güm güm atmaya başlamıştı.
Tamamen onu şeklini aldığımda heyecanla gülümsedim. Ellerimi arkamda birleştirip "Artık pençelerimdesin küçük tilki." Dedim.
Atlas bembeyaz dişlerini göstererek güldü. Bu kadar güzel gülen bir adamın bu kadar az gülmesi büyük bir haksızlıktı.
Gülüşüne karşılık verip taklitlerime devam ettim. İçimde güçlerime kavuşmanın verdiği küçük bir çocuk heyecanı vardı.
"İyi dinle küçük tilki oldukça basit anlatacağım. Seviyene inmek için elimden geleni yapacağım."
Alayla tek kaşını kaldırdığında heyecanla zıplayıp çığlık atarak ellerimi çırptım.
Bu hareketimden sonra yüzündeki gülme ifadesi silinmiş gibi oldu.
"Lütfen benim kılığımdayken böyle garip hareketler yapma."
Dişlerimi göstererek sırıttım ve kendi şeklime geri döndüm.
"Sana ihanet edebileceğimden korkmuyor musun Atlas?"

EJDERHANIN PENÇESİNDE (Yeni)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin